Son Mühür Haber Merkezi/ Melekşah Tufaner ‘Gün Başlıyor’ programına konuk olan Kemalpaşa Ziraat Odası Başkanı Bülent Oray, Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı.  

Kemalpaşa’da üretilen erkenci kirazın yağmurdan etkilenmesi üzerine konuşan Kemalpaşa Ziraat Odası Başkanı Bülent Oray, “Kemalpaşa’da baktığımızda iyi bir sezon bekliyorduk, bütün hazırlıklarımız tamamdı. Bu ilkbahar yağmurlarının tam hasat zamanına denk gelmesi Kemalpaşa’yı olumsuz şekilde etkiledi. Biz erkenci kirazı Mayıs’ta hasat ediyoruz. Bu da erkenci kirazda Kemalpaşa kiraz üretiminin yüzde 25-30'unu karşılıyor. Yağmurlardan dolayı bir çatlama oldu. Toplama maliyetini kurtarmadığı için erkenci kirazlar dalında kaldı, toplanmadı. Oradaki zararları ihracata gidecek olan Kemalpaşa kirazı hasadı kapatır dedik tam hasat yapacağımız zaman yine yağmur başladı. Yüzde 60-70'i ihracata giden ürünler” dedi. 

“Bir yılın emeği vardı” 

Oray, “Erkenci kiraz da ihracat için gidiyor ama hasat edilen ürünler gibi değil. Kemalpaşa ovasında, dağlarda hasadımız yeni başlıyor. İnşallah buralarda üreticimizin yüzü güler bir sorunla karşılaşmazlar. Ara ara yağmur geçişleri görünüyor ama geçtiğimiz haftadaki yağmur gibi değil. Çok yağmur yağınca kiraz çatladı. Üretici de sağlam kirazı dalından kurtarmak için yağmur altında kirazını topladı. Çünkü bir yılın emeği vardı. Sigorta yaptıran üreticiler de var yaptırmayan da var. Bu beklediğimiz bir şey değildi. Bir o kadar da kaliteli kirazımızdı. Bu yıl üretim de çok iyiydi çünkü üreticimiz gerçekten bilinçli ve ürünün nasıl hasat edilmesi gerektiğini bilen ve ona göre emek sarf edendi. Tabi bu yağmurlar için önlemler alınabilir mi dersek muhakkak alınabilir. Biraz daha kendimiz imkânlar doğrultusunda önlemler alabiliriz. Koruyucu önlemler alma şansımız var, üzerleri kapatılabilir. Dolu zararına karşı file ile kapatan üreticilerimiz var. Yağmurdan kaynaklı da müdahale edilebilir. Tabi bunlar girdilerin yüksek olduğu bir rakamlar, destek verilmesi lazım. Kemalpaşa dediğimizde kirazın ana vatanı. Son yıllarda bu elimizden gidiyor gibi, üretim alımları açılmaya başladı. Ama kalitemizde üretim alanı yok. İnşallah bu olumsuzluklara karşı önlem alınınca, üretici kaliteli kirazı iyi bir şekilde üretir” ifadelerini kullandı.  

“İşçi maliyetimiz çok yüksek” 

“Mazot ilaç ve gübrenin yüksek olması yıllarca konuşuluyor. Bizim ayrıca işçi maliyetimiz çok yüksek. Bugün erkenci kirazın dalında kalmasının tek sebebi toplama maliyetini kurtarmaması. Diğer girdilere bakmıyoruz. Kemalpaşa’da on- on beş liraya kiraz satıldı. Bugün İzmir’deki bir markete baktığımızda fiyatlar yüksek değil. Tüketiciler yüksek olduğunu söylüyorlar ama sahaya, pazar yerlerine geldiğinizde fiyatların ne kadar dip olduğunu tüketici anlar. Üreticiye baktığınızda zararına üretim yapıyor çünkü başka şansı yok. Kiraz üretimin de bile dışarı çıkmaya başladı Kemalpaşalı üretici. Son yıllarda kayısı, şeftali üretimimiz başladı. Bu da maliyet kiraza göre daha düşük olduğu için. 

“Yerelde de destek verilmeli” 

“Biz Kemalpaşa denilince kiraz akla geliyor diyoruz, bunu koruyacak, ileriye taşıyacak politika izlenmiyor. Her şeyi genelden beklemek yersiz. Yerelde de ciddi destek verilmeli. Geçtiğimiz yıllarda Ödemiş’te patates üreticine destek olmak için CHP’li belediyeler de insanlara bedelsiz şekilde dağıtıldı. İzmir’deki çocukları karla buluşturduk biz saat kulesinin önünde. İzmir’deki kiraz üretimi olmayan ilçeleri kirazla buluşturabiliriz. Ödemiş’ten patates dağıtılabiliyorsa, Kemalpaşa’da kiraz Karşıyaka Belediyesi’ne, okullara dağıtılabilir. Kiraz’ı bilmeyen dağıtılabilir. Dün liseye giriş sınavı vardı, sınav öncesi öğrencilere moral için Kemalpaşa kirazı dağıtılabilirdi. Ya da sınav çıkışında yapılabilirdi. Yeter ki çözüm noktasına inansınlar, söylemek değil. Ben de çıkıp Kemalpaşa kirazını kurtaracağım derim ama önemli olan söylemek değil. Bir adım atılmalı. Bu sadece belediye değil, Kemalpaşa’daki STK’larla, mahalle muhtarlarıyla, üreticilerle, kooperatiflerle bu sofra kurulmalı. Kemalpaşa’da eğitimcisinden, köylüsüne kadar herkes olmalı bu sofrada parti fark etmeksizin.” 

“Merkez Tarımsal Kooperatifi kurdum” 

“Ben 2017 yılında Merkez Tarımsal Kooperatifi kurdum. 49 mahalleydi o zaman şimdi 50 mahalle oldu. 49 mahalleye tek tek kendim gittim. Hepsinden onay aldım, anlattım. Sadece kiraz da değil bölgede arıcılık, hayvancılık faaliyetlerimiz de var. Bunu yerel güçle birleştirirsek Türkiye’ye örnek olabiliriz dedik. Bademli Kalkınma Kooperatifi’nden hem bahsederim. Büyükşehir’den destekle ayakta kalıyor. Bugün yoğurdundan, zeytinyağından, suyuna kadar belediye ile ayakta kalıyor. Bu yapılabiliyor yeter ki istensin. Aziz Başkan’la İzmir’de kurulmuş olan kooperatifler bir ivme kazandı, bir yerlere geldi. Üzerine koydular, üretici de o birliğe sahip çıktı. Aziz Bey fidan da dağıttı, koyun da dağıttı hala da dağıtılıyor Tunç Başkan’da dağıtıyor. Bunların çoğalması Türkiye’ye örnek oluyor. Aziz Başkan zamanında ortak makine kurduk, Ziraat Odaları ile. 17 Ziraat Odası bundan faydalandı. Diğer ilçelerdeki Ziraat Odaları bize hep söyledi nasıl yaptınız diye. Örnek olduk İzmir olarak. Vişneli bölgemiz var, hasadımız başladı orada, yağmur da yağıyordu. Şu dikkatimi çekti 70-75 yaşlarında bir amca traktör üstünde, yağmurda bahçeden kirazını toplayıp üzerine ceketini sermişti kirazlara. Kiraz ıslanmasın diye yapmış çünkü tek geçim kaynağı. Köye gelirken hep onlarla oturup, konuştuk. Bu insanın hep emeğini görmek lazım, sıkıntısına çare bulmak lazım. Sadece kirazı aktarmayalım.” 

“İlk erken uyarı sistemi Kemalpaşa’da kuruldu” 

“Bir genel seçim geçirdik herkes bölgede sahaya geldi, her siyasi partinin milletvekili vs... Herkesi dinlediler ama çözüm noktasında bir şey bulmak lazım. Büyükşehir’in projeleri devam ediyor ama Ziraat Odaları ile devam eden bir şey. İkincisi tarım makineleri yapılacaktı araya pandemi girdi. Biz talepleri ilettik, gönderdik. Yeni yeni arkadaşlar tekrar sahada karşımıza çıkmaya başladı. Bundan önce Kemalpaşa AK Parti ile yönetiliyordu. O zaman büyükşehir ile bizim aramız daha iyiydi. Bugün Büyükşehir’in yapmış olduğu tarımsal faaliyetlere biz katkımızı sunuyorduk. İlk erken uyarı sistemi Kemalpaşa’da kuruldu mesela, büyükşehir desteği ile. Hala da kullanıyoruz, önceden hastalık zararları ziraat mühendisi arkadaşlar tespit ediyor, mesajla üyelerimizin önlem alması isteniyor. Bizden sonra İzmir’de beş ilçede kuruldu. Şimdi bakanlık tarafından Kemalpaşa’ya yedi tane aldık. İzmir genelinde de üretim alanlarına konuldu. Dolu zararı, hastalık, böcek ilaçları gibi üyelerimize bir mesaj attığımızda hepsine ulaşabiliyoruz o anda. İlaç tasarrufu da sağlıyoruz, çünkü hastalık çıkışlarını da takip ediyoruz. Ama şimdi bakıyorum fidan dağıtımında hep öncü olduk, muhtarlarımız listeler yapıyordu. Benim Ziraat Odası personelim bu listeleri düzenliyordu. Şimdi bunlar koptu yeni arkadaşlar gelmeye başladı. Bunlar yerel seçimler yaklaştı diye mi oldu bilmiyorum. Kişi ve kurumlarla sorunumuz yok. Bekleyip göreceğiz...” 

“İstenilen şey şahsi meselemiz için değil” 

 “Aziz Başkan’la diyaloğumuz daha fazlaydı. Tunç Başkan’la görüşüyoruz ama arada bir kopukluk devam ediyor. Burada istenilen şey şahsi meselemiz için değil. Ben de siyasetin içine girmeyi düşünmüştüm. Ama ben bu şekilde görmüyorum. Çünkü bu yola çıktığımız da aklım da fikrim de yaşanabilir bir Kemalpaşa’ydı. Ben bir yerler geleyim, koltuk, makam alayım derdi yoktu ben de. Hatta o süreçte bir dönem istiyordum. Bunu da söylemiştim. Nasip değilmiş. Siyasette bir yere geleceğim diye değil, odalarımda kayıtlı olan üyelerimin haklarını sonuna kadar savunacağım. Ama iktidar ama muhalefet doğruyu yapmak zorundayım. “ 

“Kiraz festivali ertelenebilirdi” 

“Önümüzde bir süreç var o süreçte neler olacak göreceğiz. Benim kafamda olan sadece Kemalpaşalı üreticiye nasıl destek olabilirim var. Meyve işleme tesisimiz Kemalpaşa’da olmuş olsaydı bu olumsuzluklarla karşı karşıya gelmezdik. Biz kendi imkanlarımız dolayısıyla Konya ve Afyon’da kirazı kuruttuk. Bu tesisleri Kemalpaşa’ya kazandırdığımız da sadece Kemalpaşa’ya, kiraza hitap eden bir tesis değil. Kurmuş olduğumuz tesis Torbalı ve Turgutlu arasında bir ilçe ve hepsi tarım alanları. Torbalı’da domates ekimi, sebze tarımı, pırasa gibi üretimler var. Bizim üretim olmadığında ilçelerden bu şekilde aldığımız tarımsal ürünlerle 12 ay boyunca çalışabilecek bir model düşündük biz. Bu Kemalpaşa’daki tarımsal üretimin ciddi şekilde önünü açabilir. Sadece kirazı, şeftali de kayısı da herhangi bir meyvede marmelat yapılmış, şeker yapılmış, meyve suyu yapılmış bir tarım kompleksiydi. Bunun yıllar önce yapılması gerekirdi. Çok yüksek rakam istenen şeyler değil bunlar. Bugün bir festival yaşadık bu ertelenebilirdi. Üreticiye destek olacak şeyler yapılabilirdi. Mazotun, ilaç, gübre fiyatları ortada. Yaptığımız ürünün fiyatı da ortada. Çöpe döküldü erken kirazlar. Bir destek yok. Seçim geçti neredeler. Şu sezon bitsin, elimizde raporlarımızı, verilerimizi alalım. Buraya ziyarete gelmiş milletvekillerimizi sorunları ve sıkıntıları bizzat kendilerine ben götüreceğim. Bununla ilgili yapmış olduğu çalışmaları da olumlu ve olumsuz bölgemdeki üreticilere anlatacağım. Festival yerine üreticiye destek verilseydi bir nebze olsun üreticiyi rahatlatırdı. Kiraz bitti, üreticide de para bitti. Üretici ne varsa arazine harcadı, bir beklenti ile girdi. Bunlar da olmayın bir de kredi borçları geliyor... Krediyi nasıl ödeyecek. Kredi borçlarının faizsiz ertelenmesi ile ilgili bir hazırlığımız da var. Ankara’ya çok gidip geleceğiz biraz da sert konuşmamız gerekiyor.”  

“Kirazın yetişmesi kolay değil” 

Sultangazi Belediyesi'nden 65 yaş üzeri ve tek başına yaşayan vatandaşlara sıcak yemek yardımı Sultangazi Belediyesi'nden 65 yaş üzeri ve tek başına yaşayan vatandaşlara sıcak yemek yardımı

Oray, “Bir kirazın yetişmesi kolay değil, 12 ay bakıyorsunuz. Düşünüyorsunuz acaba hava nasıl, yağmur yağdı mı, dolu yağacak mı diye. Bu yağmurda sağlam kirazları kurtaran üreticimiz ihracatta tezgahlarını açtılar. Bizden sonra hasat edilecek bölgelere de başlanıyor. Denizli’de de afet yaşandı bu şekilde. Yüzde 70’e varan ürün kaybı olduğu söyleniyor. Tabi ihracatçı da işini yarayan zarar görmemiş kirazı almak için çalışma yapıyor. Fiyatı sonuçta kendi belirliyor, üreticinin böyle bir müdahalesi yok. “ 

“Nadir yaşanan bir yıldı” 

“Bu yağmurdan kaynaklı çatlayan kirazlar sigorta kapsamı içinde. Ama böyle bir yıl çok nadir yaşanan bir şeydi. Üreticilerimiz genelde doluya karşı sigorta yaptırıyor, bir de dona karşı yapılıyor. Dolu zararı ile karşı karşıya gelmedik. Poliçelerin yüzde yetmişi dolu için, dolu sigortası yaptırmış olsa dahi bu zarar kapsam dışında kalıyor. Sigorta da devlet desteği var ama yetersiz geliyor. Gelen zararın karşılanması ve primlerin biraz daha düşürülmesini istiyoruz. Rakamlar iyileştirilirse üretici bundan kaçmaz. “ 

“Bölgede zarar çalışması yapılıyor” 

Oray “Bölgede bir çalışma yapılıyor raporlar çıktıktan sonra bölgede ne kadar zarar olduğu bakanlıkla, yetkili kişilere durumu arz edilecek. Afet kapsamına alınabilir mi veya üreticiye devlet ile destek verilebilir mi kredi ertelenmesi gibi taleplerimiz olacak. Bununla ilgili ziraatçi arkadaşlarımız çalışıyor. Önümüzdeki dönemde de oran ortaya çıkar. Pandemi süreci yaşadık ve tarımın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladık. Bunlardan ders çıkarmamız lazım. İklim değişikliğinden kaynaklanan sıkıntılar var. Bugün Kemalpaşa’ya baktığımız da Uzak Doğu meyvesi için sera kurmaya başladık. İklimlerin getirmiş olduğu bir şey var mesela kuraklık. Bunlara doğru tarım politikalarının revize edilmesi lazım. Üretici ne üreteceğini bilmeli. Her şeyi resmi kayıt altına almalıyız. Ne kadar ekildi ne kadar arpa, buğday üretimimiz var bunu kayıt altına almalıyız. Ülkemizdeki tarımsal toprak türüne göre çiftçiyi yönlendirmek gerekir. Olmayacak yerde üretim yapılıyor. Bunda bir denge sağlanmalı. Kemalpaşa’daki genel seçimin yerel seçime mutlaka etkisi olacaktır. Yerel seçimin siyasi hariç kişisel olduğunu düşünüyorum. Seçmende şunu görüyorum siyasetçinin ağzından çıkan lafın arkasında durmasını görmesini istiyor. Mazeret istemiyor bunu sadece tarım için söylemiyorum. Kadroların, kişilerin çok önemli olacağını düşünüyorum. Kemalpaşa ‘ya laf olsun diye değil içtenlikle yaklaşmalılar” diye konuştu. 

Editör: MELEKŞAH TUFANER