Son Mühür Tv’de Hasan Tahsin Kocabaş Gündem Yorum programında sağlık hizmetlerinde yaşanan sorunları masaya yatırdı. Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol’un konuk olduğu programda sağlıkta şiddet konusu ve Şehir Hastanesi’nin açılmasının ardından kapanması beklenen hastaneler ele alındı. İzmir’de 12 hastanenin depreme dayanıklı olmadığını vurgulayan Doğruyol, ‘sadece Buca Seyfi Demirsoy hastanesi yenilendi, ancak o kadar kötü yenilendi ki yenilenmese daha iyi olurdu’ diye konuştu.
İşte Ahmet Doğruyol’un açıklamalarından öne çıkan detaylar…
Sağlıkta Dönüşüm Programıyla başladı…
Sağlıkta şiddete baktığımızda 15-20 yıl önce doktorun yanına geldiğinde ceketinin önünü iliklerken şimdi 5 dakika beklese şiddete başvuruyor. Sağlıkta dönüşüm programıyla başlayan bir süreç bu. Sağlık hizmetleri sunumu vatandaş memnuniyeti üzerinden gidiyor. Vatandaş memnun olsun da ne olursa olsuna döndü. Vatandaş memnun olsun mu olsun tabii ama diğer vatandaş ne olacak? Gerekli hizmeti gerekli yerde verelim. Ölüm riski taşıyan vatandaşa ambulans gitsin. Bizler STK olarak ne kadar anlatmak istesek de Cumhurbaşkanı ya da Sağlık Bakanı’nın birkaç cümle kurması bütün sistemi ilgilendiriyor. Ambulansın görevi ihtiyacı olanı bıraksın ama eve bırakmak değil.
Donunu toplayamayan adam başhekim oluyor…
Hastane yönetimlerinde liyakat sorunu var. Affedersiniz ama donunu toplayamayan adam başhekim oluyor, müdür oluyor, bilmem ne oluyor. Böyle bir sistem olamaz. Sözleşmeli yöneticilikten vazgeçmek lazım. İktidara yakın olan sendikalar kullanıyor bunu.
Çok ilginç bir şey söyleyeyim…
Devletin memurunun darp edilmesi karşılığında bir takım cezaların olması lazım. Bu yok. Çok ilginç bir şey söyleyeyim, vatandaş bir hastaneye geliyor. Sonra Sağlık Bakanlığı Alo Şikayet Hattı’na telefon ediyor. Ben diyor o hastanedeki şu kişiyi dövücem diyor, öldürücem diyor, bakanlık burada ne yapıyor biliyor musunuz? Hastaneyi geri arıyor. Diyor ki bu vatandaş bizi aradı, sizi darp edeceğini, öldüreceğini söyledi, tedbirinizi alın!
Bu sistemden biran önce vazgeçmek lazım…
Şehir hastanelerinin yapılma nedeni kesinlikle ticarileşmek ve bundan para kazanmak. Bundan kurtulmamız lazım. Şehir hastaneleri sistemi ülkemize uygun bir sistem değil. Hepsinin arsasını devlet verdi. Müteahhitin biri oraya bina yapıyor ve biz orayı kiralıyoruz. O ihaleler bir türlü de açıklanmıyor. Dünyaya bakıyoruz bir hastanenin verimli olması için 300-350 olması lazım. Şehir hastaneleri 2 bin yataklı 2 bin 500 yataklı. Ben İzmir Şehir Hastanesi’nde kayboluyorum. Yol sorunu var. Personelimiz yok, acillerde güvenlikçi sorunumuz var. Bu sistemden biran önce vazgeçmemiz lazım.
İzmir’in 112 İstasyonları dökülüyor…
Pek çok ilimizi geziyoruz 112 istasyonlarımız pırıl pırıl binalar. Ama İzmir’e geldiğimizde derme çatma 112 istasyonları, elini yıkayacak yeri olmayan 112 istasyonları, yatacak yeri olmadığı için araya paravan çekmiş 112 istasyonları, İzmir sağlık yatırımları konusunda cezalandırılıyor bir şekilde. Ben öyle hissediyorum. Şu anda bizim İzmir’de 12 tane depreme dayanıksız hastanemiz var. Bu 12 hastanemizi yenilemeye başlamış olsaydık şu an hepsini yenilemiştik zaten. 117 canımızın gittiği 30 Ekim depremi sonrasında sadece Buca Seyfi Demirsoy Hastanesi yenilendi, biz diyoruz ki ‘keşke yenilenmeseydi’. Çünkü hastanenin hastane dışında her şeyi var. Elektrik tesisatı da su tesisatı da dökülüyor. Böyle bir sistem olamaz.
31 Mart sonrası bence taşınacaklar…
Metropoldeki hastanelerimizin pek çoğu atıl duruma düştü. Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Tepecik Eğitim Araştırma ve Kadın Doğum Hastanesi, Göğüs Hastalıkları Hastanesi şu an itibarıyla taşınmadılar henüz. Ama ben kendi öngörümü söylüyorum yerel seçimden sonra bu hastaneler boşaltılacak.
