İzmir Milletvekili Mustafa Bilici, “Çalışma ve sosyal güvenlik konularından sorumlu idare olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, vatandaşlarımızın neredeyse doğumundan ölümüne kadar her alanıyla ilgili hizmetlerden sorumludur.  

Vatandaşımızın direk hayatına dokunan bu önemli mesuliyetlerine rağmen Bakanlığın bütçe rakamlarına ve hedeflerine bakıldığında; hükümetin başta işsizlik olmak üzere çalışma hayatına dair gerçek anlamda bir hedefinin olmadığını, tek hedefinin çalışandan daha fazla almak, emekliye daha az vermek, gençleri ailelerinin evine mahkûm ederek umutsuz bir geleceğe sürüklemek ve faizcilere daha fazla kaynak aktarmaktır.

Kayyum Belediyede skandal: İktidar partisinin aday masrafı belediyeden! Kayyum Belediyede skandal: İktidar partisinin aday masrafı belediyeden!

İşsizlik sorunu başta gençler arasında olmak üzere Türkiye’nin en önemli sorunlarından birisidir. Gençler uygun iş bulamamanın getirdiği düzende ahbap-çavuş ilişkisi kovalamakta, rahat iş imkânı için devletin değil, iktidarın kapısında umut aramak zorunda kalmaktadır. Beceriksiz istihdam politikalarının neticesinde niteliksiz ya da düşük nitelikli işlerde çalışmaktadır. Öğretmenler temizlik işçiliği, hukuk fakültesi mezunları çaycılık, mühendisler fotokopicilik yapmak zorunda kalmaktadır.

Gençlerin istihdam imkanlarının daralması sosyal güvenlik açığını da ailelerin cebindeki açığı da büyütmektedir. EYT düzenlemesi ile 8 Eylül 1999 öncesi işe girenler için yaş koşulu kaldırılmıştır ancak, verilen sözler tutulmayarak “Emeklilikte Prime Takılanlar” sorunu ortaya çıkmıştır.9 Eylül 1999 ve sonrası çalışmaya başlayanlar için kademeli bir geçiş öngörülmemesi, çalışanların bir gün yüzünden dahi 17-20 yıl sonra emekli olması kabul edilemez bir adaletsizliktir.

Toplumda kanayan bir yaraya dönüşen ve ötekileştirilen bir kesim işçi var. Yıllardır gündemde olan bu işçilere bir çözüm bulunamadı. KİT’lerde, Hastanelerde, Belediyelerde çalışan binlerce işçinin kadro talebi var. Bu arkadaşlarımız iş güvencesinden mahrumlar, yarın ne olacağım endişeleri var. Kapsam dışında kalanların kadroya alınabilmeleri için yeniden bir çalışma yapılmalı, kapsam dışında kalan işçilere de kadro verilmelidir. Bağ-Kur emeklisi için 9000 gün prim, 7200 güne indirilecekti.

Yaklaşık 1 milyon küçük esnafın prim ödeme gün sayısını SSK’lılarla eşitlenecek aradaki 1800 günlük yani 5 yıllık süre farkı kaldırılarak emeklilik için gerekli prim süresi eşitlenmiş olacaktı. Ama yine iktidardan ses yok, esnafımız oyalamayın sözünüzü lütfen tutun, en kısa sürede gerekli düzenlemeyi meclise getirin. Sayıları 100 binleri bulan stajyerlerin, staj süresinin SGK hizmet priminden sayılmaması bir hakkın gasp edilmesidir.

Söz konusu çalışanlara çalıştıkları süre boyunca sigorta yapılıyor.Herhangi iş kazası veya hastalık durumunda sağlık güvencesi sağlanıyor, ama prim gün hesabı kayıt altına alınmıyor. Yani resmi olarak çalıştıkları kabul ediliyor, ancak buna rağmen çalıştığı süre emekliliğe sayılmıyor.Bu haksızlığın giderilmesi, gerekli düzenlemenin yapılması gerekmektedir. Bugün Türkiye’de asgari ücretle çalışanların oranı % 40 civarınadır.

Asgari ücret ülkemizde ortalama bir ücrete dönüşmüştür. Türkiye asgari ücretle çalışanların dünyada en yüksek olduğu ülkelerden biri olmuştur. Asgari ücretin açlık sınırının altında asla olamaz. Genel Başkanımız Sayın Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’mun açıkladığı üzere asgari ücretin en az 17 bin lira olması şarttır. Daha aşağısı onları milleti açlığa mahkûm etmektir. Ayrıca milletçe maruz kaldığımız bu enflasyonist ortamda asgari ücretin yılda bir kere düzenlemesini de doğru bulmuyoruz”
 

Kaynak: BÜLTEN