İzmir Büyükşehir Belediyesi Eğitim Koordinatörü Aytekin Sözen, Son Mühür TV’de yayınlanan Sıcak Bakış programında Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı. Cumhuriyet kazanımarından bahseden Sözen; “Bizim cumhuriyetle öyle kazanımlarımız oldu ki, artık bundan geri adım atma şansımız yok. Olumsuz örnekleri görerek karamsar olmayalım. Toplumlar asla ve asla geriye gitmez” dedi.


“Eğitim, hizmetin parçasıdır”

Dünyanın dirençli diye tabir edilen bütün kentlerinde yerel yönetimler eğitimi hizmetin parçası olarak görüyor ve bu sürece dahil oluyorlar diyen Sözen; “Biz İzmir olarak bu sürecinin neresinde olduğunu bulmaya çalışıyoruz. Aydınlanmayı şöyle tarif ediyoruz. İnsanlık bir dönem aklını teslim etti. Kendisiyle ilgili kararları din adamlarına verdi. Batı bu süreci bin yıl yaşadı. Bu sürece karşı çıkma aklını geri almaya karar vermekle başladı. Laik bu anlamda çok önemli” açıklamasında bulundu.

“Dünyada bunun örneği yok”

Sözen; “1919’da Mustafa kemal Samsun’a çıktıktan sonra ülkemiz de işgal altında… 1920’de meclis kurulduktan sonra bir karar alınıyor. Öğretmenler ve üniversite öğrencileri askerlikten muaf tutuluyor. Savaş devam ederken eğitim sekteye uğrasın istememiş. Dünyada Kurtuluş Savaşı devam ederken eğitim faaliyetlerini sürdüren tek milletiz. Bunu yapanda Mustafa Kemal… Savaş devam ederken Mustafa Kemal bir eğitim kongresi yapılmasını istiyor. Muallimler Birliği ile birlikte. 15 Temmuz 1921’de Muallimler Birliği toplanıyor. Dünyada bunun hiçbir örneği yok. Mustafa Kemal bu toplantıya katılıyor ve konuşma yapıyor. Öğretmenleri geleceğimizin saygıdeğer liderleri diyerek selamlıyor. O güne kadar hiçbir toplantıda erkekler ve kadınlar birada girmemişler. Kadın öğretmenleri öne alıp erkekleri iki sıra boş bırakıp arkaya oturtuyorlar. Bu geniş tepki buluyor. Kadınla erkeğin yan yana getirilmesi, savaş devam ederken eğitime bütçe ayrılması tartışmaları beraberinde getirdi. Aydınlığın hedefi aslında kadın özgürlüğü, kadın erkek eşitliği” ifadelerini kullandı.

“Toplumlar asla ve asla geriye gitmez”

Cumhuriyet kazanımlarından bahseden Sözen; “Bizim cumhuriyetle öyle kazanımlarımız oldu ki, artık bundan geri adım atma şansımız yok. Olumsuz örnekleri görerek karamsar olmayalım. Toplumlar asla ve asla geriye gitmez. Öngöremediğimiz şey şu, 1950’lerden sonra eğitimi devletin önemli yatırım politikası olarak görmemekle hata yaptık. Köy enstitüsü eğitim modeli değildir, nitelikli öğretmen yetiştirme projesidir. 1940’lardaki köy enstitüleri devam ettirilmeliydi, geliştirilmeliydi. Okuryazarlık hatta ciddi sorunumuz. Dünyanın en büyük sorunu kent nüfusunun artması. Türkiye bu konuda tehlikeli bir yerde hızla nüfuslanıyoruz. Bu kent yoksulluğu demek.  Türkiye’de 1927 yılında yüzde 25 kentte, yüzde 75 kırsalda yaşıyordu. Bugün durum tam tersi. Bu bizde tüm sorunların temelini oluşturuyor. Türkiye’de 1 milyonun üzerinde kent nüfusu barındıran 24 şehri var. Fransa’da 1, Almanya’da 3, İspanya’da 4,  İngiltere’de 8, bütün Avrupa’da 25 şehir var” dedi.


“Eğitemediklerimiz bizi eritmeye başlar”

Yerel yönetimlere de seslenen Sözen; “Japonya’da yerel yönetimlerin okul öncesine katılma süreci yüzde 43, bizde yüzde0,02. Yerel yönetimler okul öncesi eğitime bütçenizden pay ayırarak katyılın. Çünkü siz bu kenti eğitemezseniz, o insanlar bu kente düşman olur. Kendini kentli hissetmezse yabancılaşırsa kente zarar verir. Ortak yaşamamızın koşulları ortadan kalkar. Biz İzmir’de hemen hemen tüm ilçelerde okul öncesi dönemi başlatmışız. Bunun önemini bütün belediyelere anlatmka için bir de kurul kurduk. İzmir şimdilik eritiyor. Ancak bu kentleşme hızı devam ederse eğitemediklerimiz bizi eritmeye başlar” açıklamasında bulundu.

Editör: Bünyamin Dobrucalı