Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “milli birlik” vurgusuna sert bir yanıt verdi. Erdoğan’ın, ülkenin çevresindeki krizlere ve milli birliğin önemine dikkat çekmesini “inandırıcı bulmadığını” ifade eden Özdağ, “2002’den buyana bilinçli bir kutuplaştırma, gerginlik üretme ve düşmanlaştırma politikası ile Türkiye’yi düşman kamplara bölen Erdoğan’ın 22 sene sonra milli birliğin önemini vurgulaması önemli ancak inandırıcı değil” dedi.
Özdağ, Erdoğan’ın ülkenin etrafında bir ateş çemberi olduğunu belirtmesini kabul etmekle birlikte, bu çemberin alevlerinin ülkenin sınırlarını uzun süredir yakmakta olduğunu söyledi. Türk ordusunun Irak ve Suriye’de savaş halinde olduğunu, Azerbaycan-Ermenistan savaşında ve Kafkaslar'daki gelişmelerde Türk ordusunun yer aldığını belirtti. Libya iç savaşında ve Afrika’nın çeşitli bölgelerinde de Türk askeri ve istihbarat operasyonlarının sürdüğünü vurgulayan Özdağ, “Özetle, aslında ülkemiz düşük yoğunluklu bir savaşı zaten yaşıyor” dedi.
“Ülkemizde 13 milyon sığınmacı ve kaçak yaşıyor"
Ülke içindeki sığınmacı ve kaçak sayısının sürekli arttığını ifade eden Özdağ, “Ülkemizde 13 milyon sığınmacı ve kaçak yaşıyor. Ve büyük bölümü travmalı bu insanlara her geçen gün sınırdan kaçak giren 1000-1250 kişi ekleniyor” dedi. Özdağ, ABD ordusu tarafından yetiştirilmiş ve savaş deneyimine sahip yüzbinlerce Afgan’ın ve sayıları bilinmeyen selefi cihatçıların Türkiye’de mevcut olduğunu belirtti.
Erdoğan’ın milli birliği sağlamaya yönelik çağrılarının etkili olabilmesi için, “22 sene hor görülen, aşağılanan, düşmanlaştırılan insanlara ‘Milli birliğe ihtiyaç var, toplanın’ denmesi ile milli birliğin sağlanması mümkün değil” şeklinde konuştu. Erdoğan’ın anayasa değişiklikleri ve Türk milletinin tarihi hakkında yaptığı açıklamaların, milli kimliği ve tarihin yok sayılmasını içerdiğini belirtti. Özdağ, “Üstelik, bu insanlara ‘Anayasanızı A’dan Z’ye değiştireceğiz, değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek olan ilk 4 maddeyi değiştireceğiz. 66. maddeyi değiştirerek Türk milleti tanımını Türkiyeli yapacağız’ derseniz, biz de size ‘Milli kimliğimizi yok sayan, tarihimizi yok sayan bir birlik, milli birlik olamaz’ cevabını veririz” dedi.
Yaşlı yurttaşlardan örnek verdi
Özdağ, Erdoğan’a sığınmacılar ve kaçaklarla milli birlik kurmanın mümkün olmadığını ve bu insanların ülkelerine dönmeden milli birliğin sağlanamayacağını söyledi. Ayrıca, ekonomik eşitsizlik ve adaletsizliklere de dikkat çekerek, “85 yaşındaki nineler sokaklarda kağıt mendil satıp pazar yerinden geride kalan domatesleri toplayarak yaşamaya çalışırken, birilerinin vergi vermeden aldıkları ihalelerden kazandıkları paralar ile Londra’da sokak satın aldıkları bir ülkede milli birliği sağlamak zordur” dedi.
Özdağ, Erdoğan’ın iç cepheyi güçlendirme çabalarının, “Atatürk’ün fotoğrafını takmayan soytarılara müdahale eden genç subayları ordudan atarak milli birlik sağlayamazsınız” şeklinde eleştirdi. Ayrıca, devlet memurları arasında tarikata veya cemaate bağlı olmadan görev yapabilmenin önemini vurguladı. “Herhangi bir tarikata/cemaate üye olmadan da devlet memuru olabileceğimizi gösterin bize” diyen Özdağ, “Bakın, ben sıkı bir Yeşilaycıyım ama neden rakı içen emniyet müdürü ve valilerimiz yok? Suç mu rakı içmek? Veya neden Alevi yurttaşlarımız vali, emniyet müdürü olmasın?” şeklinde konuştu.
İstanbul Hava Limanı’nın adını Atatürk Hava Limanı yapın önerisi
Son olarak, Özdağ, Erdoğan’dan Atatürk’e saygı göstermesini ve İstanbul Hava Limanı’nın adını Atatürk Hava Limanı olarak değiştirmesini talep etti ve “Atatürk’e saygı gösterin ve bunun göstergesi olarak İstanbul Hava Limanı’nın adını Atatürk Hava Limanı yapın.” dedi. Özdağ, Erdoğan’ın Türk milletinin tarihine ve Anayasası’na saygı göstererek, Atatürk ve kurucu değerlerle olan kavgasını bitirmesi gerektiğini vurguladı ve milli birliğin ancak bu şekilde sağlanabileceğini belirtti. Özdağ cümlelerini şöyle sonlandırdı: "Anayasamızın girişi, ilk 4 maddesi ve 66. Maddesi ile bir sorununuz olmadığını ifade edin. Üç tane emperyalizm destekli zıp çıktı unsuru memnun etmek için 4000 senelik devletli tarihi olan Türk Milleti ile karşı karşıya gelmeyin. İleride siz de Türk tarihinin parçası olarak anılmanızı sağlayacak işler yapın. Bunun ön şartı ise Atatürk ve kurucu değerler ile olan kavganızı bitirmenizdir. Milli birlik bizim de arzumuz. Milli birlik, bütün Türk Milletinin arzusu ama önce sizin bütün büyük Türk Milletine, “Benim milletim” diye bakmanızla başlar milli birlik süreci."
