SON MÜHÜR - İrem Baysoy

Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal Son Mühür'de yayınlanan Haber Aktüel programına konuk oldu. Başkan Sandal, Bayraklı'yı derinden etkileyen 30 Ekim depremiyle ilgili çalışmalarından bahsetti. Sandal, aynı zamanda Bayraklı'nın eğitim için önde gelen bir ilçe olmasına özen gösterdiklerini belirtti. Bayraklı Belediyesi'nin önemli hedeflerinden biri ise dünya üzerindeki çocukların, gençlerin Bayraklı'ya gelmesi. İşte Başkan Sandal'ın konuşmasında öne çıkanlar:


Bayraklı'da pandemi ve deprem süreci...

Bayraklı Belediyesi genç bir belediye, bir belediye için 12-13 sene uzun bir zaman değil, doğal olarak içerisinde bazı sorunları barındırıyor. Önemli olan biran önce bu kurumsal kimliği net olarak oturtmak. Çözüm bekleyen sorunlarımız var, sıkıntılarımız var, bunları ilk elden çözümleyebilmemiz gerek. Oldukça iyi bir başlangıç yaptık. Pandemi tüm dünyayı etkilediği gibi bizi de etkiledi. Alışık olduğumuz bir afet biçimi değil pandemi. Herkes sürece yeni yakalandı, biz de bu anlamda bütün belediyelerin yaptığı benzer çalışmaları yaptık. Pandemide İzmir Belediyeleri olarak iyi bir sınav verdik.  Arkadan da deprem... Kayıplarımız oldu, maddi kayıplarımız var, kentte sıkıntı içerisinde olan yurttaşlarımız var, bunlar sadece depremden zarar gören yurttaşlarımız değil, esnafımız da dahil, bütün kent ciddi bir şekilde etkilendi. Hem büyükşehir belediye başkanımız Tunç Soyer'e, hem diğer metropol belediyelerimize, diğer belediyelerimizin tamamına, kamu, kurulum ve kuruluşlarına ve Bayraklı'da çalışan bürokratlarımıza, tüm çalışanlarımıza teşekkür ediyorum çünkü onların sayesinde bence Türkiye'de model olabilecek bir çalışma yürüttük. Hem enkaz sürecini doğru planlayabildik, hem çadır sürecinde oradaki ihtiyaçları iyi belirleyebildik. Çadır sürecinin kısa süre içerisinde derlenip toparlanabilmesini, yurttaşları kısa sürede konutlara yerleşebilmesini sağladık. Büyükşehir belediyemiz ''kriz belediyeciliğini'' zaten pandemiyle birlikte geçmişti, biz de bu ''kriz belediyeciliğini'' Bayraklı Belediyesi olarak pandemide oluşturmuştuk. Bunun da faydalarını depremde gördük. Şimdi önümüzde daha zorlu bir süreç var, hasarlı binalarımız var, bunların yıkım sürecinin bir kısmı gerçekleşti, bir kısmı daha bekliyor. Çok kısa sürede  özellikle ağır hasarlı binaların yıkım sürecinin tamamlanması lazım, daha sonra hak kaybı olmadan inşaat süreci başlayacak. Orada da belediye olarak üzerimize düşeni yapacağız.  Binalar yıkıldığında ne kadar istemesek bile toz bulutu oluşuyor. Bu sancılı dönem biraz sürecek, bu bir ay içerisinde bu işin derlenip toparlanması, daha sonra zeminden kaynaklı olarak kazık çakılıyor, bu bir gürültü oluşturuyor. Böyle bir 3-5 ay tüm yurttaşlarımızın hoşgörüsüne hep beraber sığınmak zorundayız diye düşünüyorum. O gürültüyü engelleyebilmek mümkün değil ama belirli saatlerde olmasına dikkat etmek lazım. 


Bayraklı eğitime en çok önem veren ilçelerden biri...


Tabi ki üzerimizde siyasal bir kimlik var, ben de Bayraklı Belediye Başkanı olarak bu siyasal kimliğin bir parçasıyım. Ben rozetini çıkarmış bir belediye başkanı değilim, rozetimi de çıkarmaya niyetim yok ama bu rozet bana; ''Kamusal hizmeti, onu gerektirdiği ölçekte yap, kimseyi ötekileştirmeden, yok saymadan, eşit, adil, liyakat sahibi bir iş yap'' diyor. Çünkü asli görevlerimizden bir tanesi kamu görevlisi sıfatımız, biz de bunu yapıyoruz. Bunun gereği nedir? Bir defa fuzuli harcamalardan, israftan kaçınmanız, bütçenizi derleyip toparlamanız, projelerinizi biran önce başlatıp ilgili yasal sürecin tamamlanması ile ilgili gayret sarf etmeniz, kentin bekleyen temel meseleleri ile ilgili projeleri hazır hale getirmeniz, paydaşlarınızla barışmanız, büyükşehirle, kamu kuruluşlarıyla, bakanlıkla, valilikle uyum içerisinde çalışmanız gerekiyor. Biz buna dikkat ediyoruz, yani kentin sorunu, sıkıntısı, derdi var, bunun için herkesle barışmanız lazım, kendi içimizde de bu temel meseleleri doğru çözümleyebilecek ekibi ve kadroyu oluşturmamız lazım ki meseleyi doğru tahlil edip doğru bir çözüm önerelim. Kentin ciddi bir sıkıntısı var yani Bayraklı çok enteresan bir ilçe. Hem siyasal olarak, hem sosyolojik olarak, hem sosyolojik olarak hem ekonomik olarak farklılıklar içeren belki de İzmir'in en enteresan ilçelerinden bir tanesi. Okula gidemeyen ya da ihtiyaçları tam anlamıyla karşılanamayan çocuklarımız var.  Şimdi ben Bayraklı Belediye Başkanıyım, benim belediyemden eğer bir çocuk ihtiyaçları karşılanmadı diye okula gidemiyorsa bu benim sorunum. Belediyenin bunun çözebilecek gücü var, bizim o çocuğa ayakkabı alacak, kıyafet alabilecek, kitaplarını alabilecek ya da cebine harçlık koyabilecek gücümüz var. Yatağa aç giren yurttaşımıza yardımcı olabilme şansımız var. Bizim seçim vaatlerimizden bir tanesi şuydu; ekonomik sıkıntılarından kaynaklı olarak eğitim öğretim sürecine ara veren bir çocuk olursa o koltuklar bize haram olsun demiştim, yatağa aç giren bir yurttaşımız varsa o koltuk haram olsun demiştim o sözün arkasındayım. Bizim üzerimize düşen en önemli görevlerden bir tanesi eğitim meselesini ciddiye almak. Cumhuriyette en ihtiyaç duyduğumuz noktalardan bir tanesi. Bizim 24 mahalleye kayıt sözümüz var bunun birini büyükşehir belediyemiz halletti. Bu ay sonunda açacak sanıyorum. 4 tane de biz açacağız...Tabii bu da yeterli değil, klasik bir belediye kreşi düşünüyoruz çocukların alması gereken bütün becerileri, etkinliklerden doğru faydalanabilecek, uzman öğretmenler tarafından çocuğun okula hazırlık aşamasını doğru tamamlayabilecek bir alan oluşturalım istiyoruz. Onun dışında sınavlara hazırlanan çocuklarımızla ilgili sayın genel başkanımızın talimat vardı; ‘’Bu çocukların sorunlarını ve sıkıntılarını çözün, internetle ilgili sorunlarını, tabletle ile ilgili sorunlarını çözün, mazeret istemiyorum’’ demişti. İnternetle ilgili büyükşehrimizden destek aldık tabletlerle ilgili ciddi katkılar aldık, iş insanlarından katkılar aldık. Ama gördük ki asıl meselelerden bir tanesi bunu daha yaygın hale getirmek, yani mesele sadece Bayraklı ile sınırlı değil. Daha farklı kapsamda bakmak gerekiyor, biz de EBA programına destek olabilecek bir program üzerinde çalıştık, gönüllü öğretmenlerle bir televizyon kanalını bir araya getirdik. Öğretmenlerimiz orada her gün 3 saat çocukların ihtiyaç duyduğu dersleri anlatıyorlar, olumlu da tepkiler alıyoruz. Gün geçtikçe ufak tefek eksikler de kapanırsa sanıyorum bir yaraya daha parmak basmış oluruz. Zaten bizim eğitim merkezimizde bu son dönemde, öğrencilerimizin yüzde onu ilk 10 binlik tercihlerinde. Türkiye 28’ncisi çıktı mesela. Eğitim öncelikli işlerimizden bir tanesi. Biz 2010'a kadar İzmir'de 10 yıllık süre içerisinde belirli kurumlarda o dönem Türkiye'nin sayılı üniversitelerine yerleşen öğrencilerin yüzde 20'sine en az, elimiz değmiştir, yani istiyoruz ki Bayraklı’da bunu biraz yükseltelim. Biz şu an pandemiden kaynaklı olarak sadece çğretim kısmını bir şekilde telafi etmeye ya da bir damla su götürmeye çalışıyoruz. Çok istenen bir durum değil ben eğitimciyim, yani bir arkadaşımızın ekrandan ders anlatması, öğrencilerimizin de işte ekranlardan dinlemesi çok sağlıklı bir yöntem değil. Ama mevcut şartlarda oradaki adaleti sağlamak adına ulaşamayan çocuklarımız için, gençlerimiz için böyle bir ihtiyacı karşılamak gerekiyordu. Biz bunun gereğini yerine getirdik. Orada büyük iddialarda bulunmak doğru değil sadece bu sürecin bir damla suyuyuz. 

''Bütün bunlara rağmen biz bir kuruş kredi çekmedik''

Mesele şu; biz bu kente aday olduk. Aslında biz bu kente aday olurken, yaklaşık 30 yıldır siyasetin içerisindeyim, Cumhuriyet Halk Partisi’nde yöneticilik yaptım. Ben 30 yıldır Bayraklı’da yaşıyorum. Bayraklı’yı tanıyorum, kentin sorunlarını, sıkıntılarını biliyordum. Belediye başkanı olacağım süreçte belediyenin kadrosunu, gücünü hemen sıkıntılarını gören biri olarak bana sürpriz olmadı. Projelerde gecikme oldu mu? Kuşkusuz oldu ama bunun asıl nedenlerinden bir tanesi pandemi ve deprem. Bizim temel hedefimiz şuydu; ilk 2.5-3 yıl mali yapıyı düzenleyeceğiz, bu 2.5-3 yıl süresi içersinde de söz konusu projelerin yasal sürecinin tamamlanmasıyla ilgili işlemi bitirip, 2.5 yılın sonunda bu sözünü ettiğimiz projeleri yavaş yavaş hayata geçireceğiz. Şimdi buradan ne kadarlık sapma oldu? Bence yüzde onluk, yüzde yirmilik sapma oldu, deprem ve pandemiye rağmen. Biz geldiğimizde bir ekonomik kriz vardı,  arkasından pandemiyle birlikte doğal olarak vergilerin toplanması, size gelen payın düşmesi, bütün bunlara rağmen biz bir kuruş kredi çekmedik. Yaklaşık 102 milyon liraya yakın banka kredi borcumuz vardı, bugün itibariyle bunun 70 milyonunu ödedik. Nasıl yaptık? İsraftan kaçındık. İhtiyacımızdan fazlasını istemedik. Bütçesel anlamda şuan herhangi bir sıkıntımız yok. Belediyemizin şuan vadesi gelmiş ve ödenmesi gereken bir borcumuz yok. Mali disiplini çok net sağladık. Bu konuda çok mütevazi değiliz, çok başarılıyız. Geriye kalan kentin ihtiyaç duyduğu projeler. Bunlar da zaman gerektiren projeler. Mesela Sevgi Yolu'nu düşünüyoruz, Smyrna'nın etrafında kent meydanı oluşturmak istiyoruz. Uzun süredir Bayraklı'da bekleyen bir kentsel dönüşüm projesi vardı, geçmiş belediye başkanımız sayın Hasan Bey ve Aziz Bey döneminde başlanan ama sonuçlanmayan bir proje var. Kafamızda olan, o müjdelediğimiz, çocuklarımızın mutlu, gençlerimizin umutlu, bizlerin de huzurlu yaşadığı bir Bayraklı'yı süreç içerisine getirip yerleştireceğiz.  Bütün çocukların sağlıklı parklarda oynama hakkı var. Bunu yaparken de klasik bilgilerden ziyade işin çözümlenmesiyle ilgili temel noktalar var. Belediyenin mutlu olması lazım. İlgili kesintilerin doğru yapılması lazım. Bu bugün yüzde 45 civarı... Bir diğeri vatandaşın memnun olması lazım. Vatandaşın 3 katlı evini alıp, bir katını verip borçlandıracağınız bir modelin yürümeyeceği açık. Vatandaşı da, iş dünyasını da mutlu edecek bir formül gerekli. Sadece pandemi değil deprem de etkili oldu. Yani esnafımızın yoğun olduğu bölgelerde her ikisi birleşince gerçekten esnafımız oldukça zor duruma girdi. Biz onunla ilgili de üzerimize ne düşüyorsa yaptık, esnaflarımıza 4,5 milyon lira civarı bir katkı sağladık. 

Bayraklı, dünya, çocuk ve gençlik kenti


Bayraklı İzmir'in merkezi. İzmir'e İzmir ismini kazandıran yer Bayraklı. Bayraklı, dünya, çocuk ve gençlik kenti. 23 Nisan ve 19 Mayıs'ı referans alarak hem cumhuriyete olan vefa borcumuz hem de bu aldığımız kültürü gelecek kuşaklara aktarabilecek bir vizyon projesi oluşturalım istiyoruz. Bütün çocuklar, gençler Bayraklı'ya gelsin istiyoruz. Sözünü ettiğimiz Sevgi  ve Smyrna'nın etrafında kent meydanı oluşturma projemiz turizm potansiyelini ortaya çıkarmakla ilgili. İzmir'in farklı yerlerinden çıkan tarihi eserlerimizin sergilenebileceği bir müzeyi biz Bayraklı'ya istiyoruz. Bu potansiyeli biran önce ortaya çıkarmak gerekiyor. Biz Bayraklı'nın meselelerini çözerken büyükşehir kadar kamuyla da işbirliği içinde çözmeliyiz. Burada asıl işimiz vatandaşın derdini çözmek.


Editör: TE Bilişim