Türkiye ve dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını ile birlikte ülkelerde ekonomik anlamda birçok sıkıntılar yaşanırken, ülkemizde de gerek yerel yönetimler gerekse hükümet pandemi ile mücadelede alınacak tedbirler için çalışmalarını yürütmeye devam ediyor.

Bu kapsamda da Türkiye Belediyeler Birliği de, Türkiye'de düzenleyeceği 11 toplantı ile 'Pandemi Sonrası Bölgesel Kalkınma Toplantıları' düzenleyerek, illerde pandemi sonrası alınacak tedbirlerin görüşülmesini hedefliyor. Bu kapsamda 5'ncisi düzenlenen toplantının yeni durağı ise İzmir oldu.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya, ev sahibi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in yanı sarı, Türkiye Belediyeler Birliği ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin, Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı, Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü,  Bergama Belediye Başkanı  Hakan Koştu, Kınık Belediye Başkanı Sadık Doğruer ve birçok ilden farklı belediye başkanları da toplantıda yer aldı.

AK PARTİLİ BAŞKAN FATMA ŞAHİN’DEN SOYER’E ‘AKILLI ŞEHİR’ ÖVGÜSÜ
Toplantının açılış konuşmasını Türkiye Belediyeler Birliği ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Başkanı Fatma Şahin yaptı. Şahin konuşmasında İzmir'in önemine dikkat çekti. Şahin, "Bugün Ege’nin incisi İzmir'deyiz. Bu güzel ev sahipliğinden dolayı kendisine ve ekibine çok teşekkür ediyoruz. İzmir bizim için çok kıymetli. Bütün medeniyet tarihlerini incelediğinizde İzmir çok kıymetliydi. Su medeniyettir. Bunu geçmiş çağlarda hep gördük. Dünya büyük bir küresel sorunla karşı karşıya… Bu sorunun çözümünde yerel yönetimlerin payı çok önemli… Daha çok ortak sorunları konuşmamız ve çözüm üretmemiz lazım. Türkiye Belediyeler Birliği olarak bir araya gelme ve birlikte iş yapma modelinde önder ve öncü olmaktadır. Yaptığımız çalışmalara baktığımızda e-belediyecilik sistemin fikir projelerine kadar birçok konuda biz gelin birlikte çalışalım diyoruz. En önemli projelerden biri ise akıllı şehirlerdir. Akıllı şehir, akıllı kent ve akıllı tarım. Bu konu da burası için çok önemli. Tunç başkan bu konuda İzmir'de çok önemli çalışmalar yürüttü. Akıllı şehir çalışması bütün dünyanın gündeminde…. 21'nci yüzyıl kadrolarına göre kendimizi ayarlamamız lazım. Yoksa sadece temennide kalır çalışma hedeflerimiz. Belediyeler birliği olarak bölgesel çalışıyoruz. Bugün buradayız ve önümüzdeki günlerde Trakya'da olacağız. Bölgesel kalkınma dediğimiz şey yerel kalkınma ile ulusal kalkınma arasında en önemli bağ. Dünya çevresel ve insanı kalkınma diyor. Ancak biz bunları ıskaladık. Ekonomik kalkınmayın kişi başı düşen milli gelir olarak düşündük.  DSÖ'nün verilerine göre Türkiye'nin güçlü altyapısı ile birlikte sosyal devletin ne olduğunu şimdi anladık. İnşallah ramazandan sonra çok hızlı normale dönmemiz, ekonomiyi toparlamamız ve yola devam etmemiz gerekiyor. Bu konuda yine yerel yönetimlere çok büyük görev düşüyor. Bugün burada toplanmamızın en önemli nedenlerinden kaynağı ise İzmir’in önemi… Burada güçlü olan tarafları nasıl güçlendireceğiz diye bakıyoruz. Tarım ve tarihle birlikte güneşin getirdiği çok büyük bir enerji var. O zaman yenilenebilir enerjiyi kurmamız lazım" dedi.

HALKIN BELEDİYELERDEN ÇOK DAHA BÜYÜK BEKLENTİLERİ VAR
Toplantıda konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, son 2 yıl içerisinde İzmir'de yaşanan felaketlere dikkat çekti. Soyer,"Son 2 yıl içinde İzmir’de önce yangın ardından pandemi, sonra deprem, sel, hortum, tsunami ve pandeminin ikinci, üçüncü dalgasını yaşadık, yaşamaya devam ediyoruz. Yaşadığımız afetlerde ve pandemide çok iyi gördük ki belediyecilik yol, su, altyapı, park, bahçe gibi hizmetlerle sınırlı değil. Yönettiğimiz şehirlerdeki vatandaşlarımızın belediyelerden çok daha büyük beklentileri var. Halkımız yerel yönetimleri, en yakınındaki, en zor gününde ki derdine derman bulunması gereken birincil kamu kurumu olarak kabul ediyor. Salgın ve afetlere dirençli, bölgesel kalkınmasını zor koşullarda sürdürebilen bir kent olmanın anahtarlarından biri; birliktelik ve dayanışma. Hangi siyasi görüşten olursa olsun, kamunun neresinde yer alırsa alsın, halkımız şehrin tüm paydaşlarıyla uyum içinde çalışan karar vericiler görmek istiyor. Günümüzün yerel yönetimleri yasalardan aldığı yetki ve gücü, şehrin tüm paydaşları arasında bir vizyon ortaklığı tesis ederek ve o vizyona doğru ortak akıl ile yürüyerek pekiştirmek zorunda. Dünyanın daha da ağırlaşan koşullarında hayatta kalmak için tesis etmemiz gereken yol ve kader arkadaşlığı, toplum içindeki kesimlerin hepsinden daha büyük. Üstelik bu ortak payda, pandemi, iklim krizi, doğal afetler gibi koşullar karşısında hepimizi eşitleyerek her gün daha da büyüyor.  Bölünerek kalabalıklaşan menfaat ortaklıkları yerine, birleşerek büyüyen bir vicdan hareketi başlatmak zorundayız. Kadın, erkek, çocuk, genç, yaşlı ayrımı yapmadan, hiçbir önyargının esiri olmadan hayatta kalmak için bunu başarmakla mükellefiz.  Biz karar vericiler bu gerçeği ivedilikle idrak etmeliyiz" dedi.

5 ANA BAŞLIKTA ÇÖZÜM
Pandemi döneminde yaşanan sorunlar hakkında çözümleri 5 ana başlık altında topladıklarını belirten Tunç Soyer, "Ben pandeminin, yarattığı tüm olumsuzluklara rağmen ülkemiz ve şehrimizde önemli değişimleri başlattığını düşünüyorum. Bölgesel kalkınmayı sürdürebilmek için bu değişimleri İzmir’de nasıl okuduğumuzu 5 başlıkta özetlemek istiyorum. Bunların birincisi; yönettiğimiz şehirleri salgın ve afetlere karşı dirençli kılmak adına geliştirdiğimiz kriz belediyeciliği. Tüm kaynaklarımızı sorunun çözmeye odakladık ve çözüme giden yol haritasını, yani kaynakların nereye kullanılacağını şehrimizin diğer tüm kurumlarıyla tasarladık. İkinci başlığımız tarım. İzmir’de tarımı, kuraklık ve yoksullukla mücadelenin anahtarı ve bölgesel kalkınmanın temel stratejilerinden biri olarak konumlandırdık. Tarımı, sadece toprakta başlayıp biten bir zirai faaliyet olmaktan çıkaran, ‘Başka bir tarım mümkün’ diye tanımladığımız İzmir Tarımı; çiftçinin üretimini sürdürülebilir kılmayı ve kentin ucuz, sağlıklı, güvenilir gıdaya ulaşmasını mümkün kılmayı sağlıyor. Ve nihai olarak da döngüsel bir tarım ekonomisi inşa ediyor.  Üçüncü başlık; girişimcilik inovasyon ve yaratıcı endüstriler. Dördüncü başlığımız; şehrimizin doğayla uyumunu arttırarak fiziksel ve ekonomik dirençliliğini sağlamak. Doğayla uyumlu yaşam stratejimizin en temel başlıklardan biri döngüsel ekonomi ile ilgili çalışmalarımız. Bu doğrultuda ekonomi ve ekoloji arasındaki karşıtlığı ortadan kaldırıp her ikisinin müşterek gelişiminin şehrin dirençliliğinin anahtarı olacağını düşünüyoruz. Beşinci başlığımız; İzmir’in dünyayla bağlarını güçlendirmek için kurduğumuz kent vizyon ortaklığı ve turizm ve dış ticarete yönelik çalışmalarımız. Bu kapsamda belediyemiz iştiraki İZFAŞ şehrin tüm sektörleri ile çalışarak dış ticaret hacmimizi büyütüyor ve pandemi sonrası tüm dünyada daha çeşitli, yavaş ve özgün deneyimlerin olduğu turizm anlayışını benimsemeye başlıyor" diye konuştu.

ORTAK AKIL VE İŞBİRLİĞİNE ARACI OLACAĞINA İNANCIM TAM
Sözlerine İzmir'i dünyada öne çıkacak bir kent olması için çalışmalarını yürüttükleri ile devam eden Başkan Soyer, "Özetlediğim tüm bu çalışmalarla İzmir’in yerelden kalkınma mücadelesini büyütmek, refahı artırıp adil bölüşümü sağlamak ve şehrimizi dünyada öne çıkaran kentlerden biri haline getirmenin çabası içindeyiz. Koronavirüs pandemisi, kentlerin süreci doğru okumasını, değişimi ve fırsatları iyi analiz etmesini ve mevcut koşullara göre kendini güncellenmesini zorunlu kılıyor. Belki de dikkat etmemiz gereken önemli hususların başında yönettiğimiz şehirleri geliştirmenin yerel ve ülke ekonomisine katkı sağlamanın yolunun birbirimize güç katmaktan geçtiği. Pandemi ve yaşadığımız tüm krizler birlikte hareket ettiğimizde neleri başardığımızı, ayrıştığımızda ise ne çok şeyi kaybettiğimizi yeniden kavramımızı sağladı. Geçtiğimiz bu zorlu günleri ancak iş birliği ve ortak akılla birlikte aşabiliriz. Hükümetin yerel yönetimlere desteğini artırmasını, iş birliğini güçlendirmesini, belediyelerin yasal ve uygulamadaki ihtiyaçlarına dönük somut adımlar atması temennimizi de bu vesileyle ifade etmek istiyorum. Bu toplantıların da ortak akıl ve iş birliğine vesile olacağına inancım tamdır" dedi.

VALİ KÖŞGER’DEN KAPİTALİZM ELEŞTİRİSİ
İzmir Büyükşehir Beledi Başkanı Tunç Soyer'in ardından kürsüye çıkarak konuşmasını gerçekleştiren İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, yerelden kalkınmanın önemine dikkat çekti. Köşger, "Toplantının başlığı önemsediğimi belirtmek isterim ve bunun İzmir'de yapılmasından dolayı memnunum. Pandemi aslında bizi bir miktar umutsuzluğa ve mutsuzluğa, gelecek ile ilgili kaygılara sevk etti. Ancak bazı şeylerden hayırlar çıktığı gibi tüm dünyaya pandemi bazı şeyleri anlatmış oldu. Dünyayı vahşice sömüren kapitalizmin, dünyayı sömüren hızlı gelişmenin durup düşünmek ve geleceğe bakmak anlamında önem taşıdığını ve bu durumların tüm dünyayı etkilediğini hepimize göstermiş oldu. Pandemi bu anlamda durup düşünme fırsatı verdi. Bu anlamda bize fayda sağlayacağını umut ediyorum. Bu geçecek… Geçmeyen sıkıntı yok. Bu geçecek ve yolumuza devam edeceğiz. Yerel kalkınmanın ne kadar önemli olduğunu bilen birisiyim. Yerelde yapılan çalışmaların ne kadar önemli olduğunu biliyorum. Bizim dilimizde medeniyet kelimesinin kökeni Medine'dir. Yani şehirden gelir. Şehirler ne kadar kalkınmış ve gelişmişse, o kadar medenisiniz demektir. Medeniyeti sizlerin kuracağınız şehirlerden başlayacak. Ben inanıyorum ki dünyada,  bizim medeniyetimizi bekliyor. Aslında bizim kuracağımız medeniyeti bekliyor. Bu anlamda belediye başkanlarımızın yaptığı her iş önemli… Belediye başkanlarımızın kurduğu medeniyeti ve şehrin için kendi ruhlarını kendi insanlıklarını, kendi vicdanlarını ve köklerini katlarını bekliyoruz. Bu kurulan şehirler medeniyeti oluşturacak o yüzden sizlerden bunları bekliyoruz.  İnsanımıza dokunmak yüreğine dokunmak ve insanımızı inşa etmek… Beşeri sermayemizi inşa etmemiz çok önemli. Geleceğin beklentileri üzerine şekillendirmemiz bekleniyor" dedi.

Editör: TE Bilişim