Dağ, yaptığı yazılı açıklamada, İzmir'de 30 Ekim'de yaşanan depremin ilk anından itibaren ilgili tüm bakanlıklar ve bağlı birimlerin, deprem bölgesindeki bütün faaliyetleri titizlikle yürüttüğünü, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da depremin üzerinden 24 saat geçmeden bölgeye geldiğini ve çalışmaları koordine ettiğini kaydetti.

AFAD ile koordinasyonundaki belediyelerin ve gönüllü kuruluşların depremden etkilenen İzmirlilerin mağduriyetini gidermek için yaptığı çalışmalara devam ettiğine dikkati çeken Dağ, afet anında hem de sonrasında hükümetin ilgili kurumlarıyla üzerine düşeni yaptığını ve yapmaya devam edeceğini belirtti.

Başarılı süreç yönetiminin gerek depremi yaşayanlarca gerekse de kamuoyu tarafından net bir şekilde görüldüğünü ve takdir edildiğini aktaran Dağ, "Ne yazık ki bu çalışmalara gölge düşürmek için asılsız iddialarda bulunulmuştur. Maalesef, yalan merkezli siyasetin en büyük alıcısı, bazen de kaynağı, İzmir'de yaşamayan, İzmir ile bağı bulunmayan ve depremi kişisel reklam malzemesi haline getirmeye çalışan bazı CHP'li siyasilerdir. Bu durum şehrimizde siyaset yapan CHP'li siyasetçiler için de üzüntü vericidir. İzmir'de gündeme ilişkin konuşacak milletvekili veya belediye başkanı yokmuşçasına, dışarıdan gelen siyasetçilerin İzmir’de ahkam kesmesi, CHP adına da düşündürücüdür." değerlendirmesinde bulundu.

"BİZİM ÖNCELİĞİMİZ VATANDAŞLARIMIZ VE ONLARIN SELAMETİ"

Bazı CHP'li siyasetçilerin bu süreçte "Her işi belediyelerimiz yapıyor", "AFAD çadırını kullanabilmek için evlilik cüzdanı veya hasar belgesi olması gerekiyor", "Çürük binalar tespit edildi, bakanlık gereğini yapmadı" gibi gerçek dışı söylemlerde bulunduğunu, ayrıca "Kızılay Kan Merkezi yıkıldı", "Cumhurbaşkanı enkaz alanına müzik eşliğinde girdi", "Belediyenin yıkım yetkisi yok", "Hasar tespitinde rant gözetiliyor" gibi aslı astarı olmayan iddialarla gündeme gelmeye çalıştıklarına işaret eden Dağ, şöyle devam etti:

"Bizler, o süreçte yalan ve asılsız iddialara cevap dahi vermeyi hemşehrilerimize karşı yapılmış bir haksızlık olarak gördük. Çünkü bizim önceliğimiz her zaman vatandaşlarımız ve onların selameti olmuştur. Henüz enkaz altında kurtarılmayı bekleyen vatandaşlarımız varken yalanlara sarılarak kirli bir siyaset yapılması, İzmir’imize ve depremden etkilenen vatandaşlarımıza karşı ne denli sorumsuz olduklarının göstergesidir. Bu sürecin başarıyla yönetilmesi ve yaraların hızla sarılması, bazı CHP’li siyasetçilerde büyük bir rahatsızlığa sebebiyet vermiştir. Bu afetle birlikte, İzmir’i ve İzmirlileri yalnızca oy deposu, rant kapısı ve makam koltuğu olarak gördükleri bir kez daha aşikar olmuştur."

"İZMİR'İMİZ İÇİN ELİMİZDEN GELEN DESTEĞİ VERMEYE DEVAM EDECEĞİZ"

Deprem, imar ve altyapı gibi meselelerin, şehrin yıllardan beri süregelen kronik sorunları olduğunu bildiklerini aktaran Dağ, şunları kaydetti:

"Bu noktada, Büyükşehir ve ilçe belediyelerimizin üzerinde çok büyük bir sorumluluk olduğunun farkındayız. Şehrimizi ilgilendiren bu en önemli konularda, her zaman olduğu gibi bundan sonraki süreçte de İzmir'imiz için elimizden gelen desteği vermeye devam edeceğiz. Lütfen daha büyük acılarla yüzleşmek durumunda kalmadan tedbirlerimizi alalım."

Dağ, sürece hassasiyetle yaklaşan ve ilk andan itibaren devletin her türlü imkanını milletin hizmetine sunan, başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere, bakanlara ve yerel yöneticilere de bir İzmirli olarak şükranlarını sundu.

Editör: TE Bilişim