Her 10 Kasım bir ağıt yakılır ülkemde. Hiç dinmeyen bir sızı sol yanımızı kaplar da kaplar. Buruklaşır zaman saat yaklaştıkça. Zaman durur, kuşlar yürümeye başlar. Saatlerden yelkovanlar düşer. Sokağın sesi kesilir. Herkes ayağa kalkar, önünü ilikler. Acı acı duyulan siren sesiyle koca bir ülkede hayat durur. İşte biz o bir dakika boyunca saygıyla ayağa kalkar, başımızı öne eğeriz. 
Kimse bilmez o sessizliğin içindeki çığlıklarımızı. Sanırlar ki sessizlik içinde bekleriz. Biz o bir dakika boyunca şehitlerimize dualarımızı göndeririz. Bu vatan toprağını bize armağan eden analarımızı, yetimlerimizi anarız. Defalarca söz veririz Cumhuriyet’i armağan eden onca güzel yüreğin sahibine. Gözlerimizi kapatırız bazen, o siren sesleri yankılanırken kulaklarımızda. Top sesleri, tüfek sesleri ile düşman askerlerinin yağmaladığı topraklarımızın halini düşünürüz. O kadar çok şey sığar ki saygıyla durduğumuz o bir dakikanın içine anlatamam.  
Öyle bir emanet ki kanla canla yazılmış. Öyle bir sevda ki inançla taçlanmış. Öyle bir bakış ki Türkiye’nin kalbinde yıllardır gümbür gümbür çağlayıp duruyor. Biz de öyle bağlıyız senin fikirlerine. Öyle bir yol ki bize açtığın gittikçe daha da aydınlanıyor. Hani diyor ya Mehmet Akif “Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı/ Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.” İşte omuzlarımızda o güzelim insanların hayalleri, yarım kalmışlıkları var. 
    “Sizin hiç babanız öldü mü' / Benim bir kere öldü kör oldum / Yıkadılar aldılar götürdüler / Babamdan ummazdım bunu kör oldum.” diye devam eden Cemal Süreya’nın şiirini bizler her 10 Kasım’da yaşıyoruz. Onun aziz emanetlerine büyük bir saygıyla sahip çıkmak için gayret gösteriyoruz. Yolumuz çok uzun, bizden sonraki nesillerde bizden devraldıkları bayrağı çok daha ileriye taşıyacaklar.
Yarını inşa etmek bugünün meselesidir. Günü kurtarma derdinde olmayan önderimiz Mustafa Kemal Atatürk bize yarınları da armağan etti. Biz ona saygımızı sessizliğe bürünüp sözler vererek geçiriyoruz. Onun gözlerinden gördüğümüz zaman bu ülkeyi inanıyorum ki her şey çok daha güzel olacak. Onun baktığı gibi baktığımız zaman çiftçiye, sanayiciye, öğretmene, doktora ve diğer tüm insanlara inanın bütün ülkelerden daha iyi yerlere geleceğiz. 
Sessiz çığlıklarımızı, dualarımızı armağan edeceğiz ona. Güzel Atam sen rahat uyu, senin armağan ettiğin bu topraklarda uyanan her çocuğun gülümsemesinde katkın var.