24 Ocak 1993…

06 YR 245 plakalı şahsi arabasına konan bombanın patlamasıyla Uğur Mumcu katledildi. Hiçbir izana sığmayacak kadar kinle dolu olan bu zanlılar hala aramızda yaşıyorlar. Nasıl bir intikam duygusudur ki içleri irinle dolmuş bu zihniyetten bir türlü kurtulamadık. 24 Ocak ne ilkti ne de son oldu. Zamanla acımız hafifleyeceği yerde, tam küllenecek derken o gün yaşananlar asla ama asla unutulmadı ve unutulmayacak da. Uğur Mumcu’ya her şeyden önce inandık biz. Hem de çok inandık.

Sadece Uğur Mumcu’ya kast etmedi o katiller, bütün aydınlara gözdağı verdiler akıllarınca…

Sadece Uğur Mumcu değildi hedef, Türkiye’nin yarınını da hedef aldılar…

Sadece Uğur Mumcu olamazdı, aradan geçen onca zaman ve hala yangın yeri her yer…

Sadece Uğur Mumcu değildi kalemi kırılan, kör edilen, gerçekleri görmesi engellenen kocaman bir halk vardı…

ÜLKENİN KADERİNE TUZAK KURDULAR

Sadece Uğur Mumcu’ydu…

Çünkü o; örümcek ağı gibi ülkenin kaderine tuzak örmeye çalışanlara karşı savaşıyordu…

Çünkü o; kaleminin ucu her daim açıktı, bildiğini ve inandığını yazmaktan geri kalmazdı…

Çünkü o; kalemini asla kimseye satmadı, tarafsız bir şekilde halkına doğru haberi okutmak ve gerçeklere ayna tutmak istiyordu…

Çünkü o yarına bir mektuptu; aydınlık Türkiye’nin meşalesi sönmesin diye gericilerle, yobazlarla ve dar fikirlilerle mücadele etti. Onun gösterdiği aynayı paramparça ettiler. Bugünün Türkiye’sinde gerçeklere bağlı, hedeften şaşmayan gazeteciler bulmak ne yazık ki artık çok güç.

Çünkü o; yarının çocuklarına emanet etmek istediği çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerine bir şey olmasın diye kalemiyle bas bas bağırıyordu. Onu susturmak isteyenler, gece gündüz yaptıkları hain planlarıyla amaçlarına ulaştılar.

Türkiye’nin kaderini aydınlar kuracak, bunu hepimiz biliyoruz. Yarına yön verenler bizim yazarlarımız, sanatçılarımız onların sesi olmazsa siyasiler, devlet erkanı ya da her kim olursa olsun kendini daha ileriye taşıyamaz ki'

AYDINLIK VARKEN, NEDEN KARANLIK'

Aydınlarımız ne yazık ki azaldı, bu yüzden onlarca terör örgütüne, bilmeden, okumadan, inanan binlerce insan onların kanlı emellere alet oldu. Karanlıkta yürümek ne kadar zordur oysa, pırıl pırıl bir yol varken insanın kendisini bu zifiri karanlığa hapsetmesi nede? Neden insanlar kendi aydınlık dünyalarını kurmuyorlar ve bu uğurda savaşmıyorlar. Karanlıklara kendilerini hapsetmek neden'

İşte biz bu yukarıda sorduğum bütün soruların yanıtlarını aradık Uğur Mumcu anma etkinliğinde. Karşıyaka Belediye Başkanımız Dr. Cemil Tugay ve Karşıyaka’lılarla anma etkinliğini pandemi kurallarına uygun olarak gerçekleştirdik. Bir elimde karanfilimi aldım. Diğer elimi kalbime götürdüm ve birkaç adım öne çıktım. Ben de onun büstüne karanfili koyarken çok uzaklara gittim. Hani yukarıda bahsettiğim acımız küllenecek derken, ne benim ne de bir başkasının yüzünde o ifade vardı. Yıllar önceki acı neyse anma törenindeki acı da oydu.

Bence onun çalışma şekli yeni nesil gazetecilerimize aktarılmalı ve bu bilgiler ışığında kaleme alınan yazılar sayesinde, halkımız ülkemiz üzerinde oynanan oyunların fotoğrafını daha net görebilecek diye düşünüyorum.