Recep Tayyip Erdoğan'ın 2003'teki şu sözü hiç aklımdan çıkmaz:

''Kahraman çocuklarınızın anavatana en az kayıpla dönmesini umuyor ve dua ediyoruz.''

Kahraman çocuklardan kastı Irak'taki Amerikan askerleri...

Recep Tayyip Erdoğan, o günlerde Başbakandı.

                                                  *

Recep Tayyip Erdoğan çok konuşuyor. Herkes görüyor bunu.

Konuşmak deyince, aklıma gelen bir anekdot var, sizlerle paylaşmak isterim.

'' Bir bilgeye sormuşlar: Bir insanın zekâsını nereden anlarsınız'

-- Konuşmasından !

--- Ya hiç konuşmazsa'

--- O kadar akıllı insan yoktur ki...   ''

Bu anekdot ne anlatıyor, sizlerle onu tartışacak değilim.  Gereği de yok zaten...

Öğretmeniz ya... Yıllarca konuştuk ya...

Söyleyecek sözüm var bu konuda. Bana bunu geride kalan yıllarım öğretti.

İyi bir konuşma, her şeyden önce sağlam bilgiye dayanmalıdır. Konuşmada yıkıcı değil, yapıcı bir tutum sergilenmelidir. Canlı bir dil ve üslup benimsenmelidir. Ses tonu da iyi ayarlanmalı tabii ki... Konuşulacak konuyla ilgili iyi hazırlık yapılmış olmalıdır.

Konuşmacı, kendisini dinleyiciden soyutlamamalı. Konuşmasına  içtenlik katmalı.  ' Ne söylediğiniz değil, nasıl söylediğiniz önemlidir. ' sözü unutulmamalıdır.

KONUŞURKEN KİBİRLİ OLMAMALI

Kişi, konuşurken başkalarına / karşısındakilere tepeden bakmamalı, kibir içinde bulunmamalı. Başkalarını hafife alan konuşmalar yapmak kötü bir alışkanlıktır. Mehmet Akif Ersoy'un şu nüktesi hiç akıldan çıkarılmamalıdır örneğin.

Bir toplantıda, sonradan görme bir genç Mehmet Akif'i küçük düşürmek ister ve alaylı bir tavırla,'' Üstat, siz baytardınız değil m? '' der. Mehmet Akif'in yanıtı şöyle olur: '' Evet, bir yeriniz mi ağrıyord? ''

     Sayın Cumhurbaşkanımız,  destan yazan Boğaziçili öğrencilerin  protesto eylemleriyle ilgili olarak, elde mahkeme kararı / kanıt olmadan CHP İstanbul İl Başkanını DHKP-C Militanı olarak suçladı ya...

Daha başka  buna benzer konuşmaları oldu ya...

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, milyonlarca partilisinin tercümanlığını yapmış:

'' Hayatımda bu kadar çok yalan söyleyen bir adam görmedim.''

Sayın Kılıçdaroğlu, laf olsun diye söylemiş değil bunu. Bir bildiği var ki söylüyor.

Cumhurbaşkanımız,  konuşurken ölçüyü kaçırıyor.

Onbinlerce/ yüzbinlerce okuru olan bir gazete için ''  Sözcü gazetesini okumuyorum. Kimse de para verip almasın.'' diyor.

Haklı olarak çok sayıda kişi  de '' Sana n? '' diyor. Sağcısından solcusuna kadar...

Anayasaya göre tarafsız olması gereken bir Cumhurbaşkanı, nasıl söyleyebilir böyle bir sözü' Söylüyor işte!

Sözcü'nün yazdıklarına katılmayabilirsiniz, bunu o gazetenin okurlarını incitmeden  söyleyebilirsiniz. '' Kimse para verip almasın! ''  ne demek oluyor'

'' Keyfimin kâhyası mısı? '' diyen gazeteciye ya da siyasetçiye  de kızmayacaksınız o zaman.

Saygılı bir üslupla konuşmak gerek.

Hele hele, '' Alçak, vatan haini,  ahlaksız, terbiyesiz, İsrail dölü '' gibi sözcüklerle konuşmak hiç yakışmaz.

KONUŞMA ÜSLUBU BİZİ YANSITIR

Söyleyiş biçimimiz bizi yansıtır. Bizi başkalarından ayırır. Bizi biz yapar.

Mevlana ve  Yunus Emre'nin sözlerine ya da Konfüçyüs, Hazreti Muhammed ve diğer büyüklerin sözlerine baktığımızda içimizi ısıtan/ sevgi dolu / ileti dolu  sözcüklere rastlarız.

Konuşurken sözün nereye gideceğini bilmek, bilmek değilse de  hesabını iyi yapmak gerek.

İşsizlik ve sefalet,  işyeri kapatmalar, intiharlar ve  kadın cinayetleri, pahalılık almış başını gidiyorken Sayın Cumhurbaşkanımız diyor ki: '' Ben tıp mensubu değilim. Alanım ekonomi.''

Belli oluyor Sayın Cumhurbaşkanım!

Adıyaman Müftüsü Mehmet Taşçı, '' Hıristiyanları dost edinmeyin.'' demiş. Yılbaşının kutlanmasının da aşağılık kompleksi olduğunu söylemiş.

Böylesi kişilerin dinimize de zarar verdiğini bilmek gerek. 

Müftünün cehaleti... 

Yunus Emre'ye kulak vermekte yarar var:

 

'' Söz ola  bitire savaşı/ söz ola kestire başı

Söz ola zehirli aşı bal ile yağ ede bir söz ''

Özetle...

Dil, yüreğin kepçesidir.

Dil, adamı beyan eder.

Dilim, bana giydirir kilim

Dilin cismi küçük, cürmü büyük

Söz var iş bitirir, söz var baş yitirir

Sözünü bil, pişir; ağzında der, devşir.

Söz gümüşse sükut altındır.

                                                      *

Sayın Cumhurbaşkanımızın  sık sık yinelediği güzel bir söz var: ''  Yaradılanı yaradandan ötürü seviyorum.''

Öte yandan,

'' Bana Gürcü'dür diyen oldu. Çıktı bir tanesi, affedersin çok daha çirkin şeylerle Ermeni diyen oldu.'' sözü de Recep Tayyip Erdoğan'a ait.

Düşünmeden söylenmiş bir söz mü, bilinçaltına yerleşmiş bir düşüncenin ürünü bir söz mü, diye düşünüyorum.

Başka bir ilginçlik...

2004  Ağustosunda yaptığı Gürcistan ziyareti sırasında  '' Ben aslen Gürcü kökenliyimdir. Ailemiz Batum'dan Rize'ye göçmüş bir Gürcü ailesidir. ''  diyen de Recep Tayyip Erdoğan...

İnternete giren herkes görür bunu.

                                                    *

Özetin özeti...

Çok konuşmak durumunda olanlar, konuşurken sözlerini ölçüp tartıp  öyle konuşmalıdır.