Konuşma; insanın bilgi, birikimini ortaya koyma aracıdır. Konuşurken seviyemizi de ortaya koyuyoruz. İnsan; kıyafetiyle karşılanır, fikirleriyle uğurlanır,  diyen Mevlana’ya bir katkı da benden: “Konuşmasıyla ağırlanır.”  Sizler etrafınızdakileri bu söze göre inceleyiniz. Hatta en çok paylaşımda bulunduğunuz 5 kişiyi ölçüp tartın; zira onların ortalamasısınız bir anlamda.

Ben de birkaç siyasi figür incelemek isterim, ortalamayı almak için.

GERGİN VE SUÇLAYICI KONUŞMAYI SEVİYOR

Partili Cumhurbaşkanı; konuşurken, gergin, düşman yaratarak, bölerek ya bendensin ya karşı taraftan diyerek konuşuyor.  Ciddi suçlamaları da var konuşmalarında. Birkaç örnek verelim, tabii ki kaşlar hep çatık:

Kemal Kılıçdaroğlu için: “Sus da adam sansınlar, bunlar kadar yalanı rahat söyleyebilen bir siyasetçi tanımadım; akşam yalan, sabah yalan, ahlaksız, edepsiz, ihanetin daniskasıdır, sen ne biçim siyasetçisin ya, terbiyesize bak, sen teröristlerle berabersin" diyor. 

Canan Kaftancıoğlu için bir DHKP-C militanıdır, damgasını yapıştırıyor. Zillet İttifakı'nın amacı terör örgütlerinin uzantılarını belediye meclislerine taşımaktır, Selahattin Demirtaş bir teröristtir, 53 Kürt kardeşimi yine Kürtlere öldürten bir teröristtir, diye kin kusuyor. Kinli olmasını da yadsımıyor hani, açık açık söylüyor: "Ben dinar ve kindar nesil istiyorum." 

HANİ MAHKEME KARARLARI' 

Bunları hangi mahkeme kararlarına dayandırarak söylüyor, bilemiyoruz elbet. Ama bildiğimiz şey, bu bir suç; yani hakkında mahkeme kararı olmayan kişilere suç isnat edip bunu toplumla paylaşmak ve mahkemeyi zorda bırakmak bir yana, halkta da olumsuz bir görüş inşa etmekte. 

Kemal Kılıçdaroğlu’nda sakin, gülümseyen bir tavır hakim. Sesini yükseltmeden sözünü yükselterek barışçıl üslup kullanan Türkiye'nin Gandhi’si. Tabii ki prim yapmıyor bu, kitleleri etkilemiyor.  Bağırıp çağırması, esip gürlemesi gerekiyor. Halk bunu istiyor, halk gazı alınsın istiyor maalesef.

KUTUPLAŞTIRICI BİR LİDER

Devlet Bahçeli: İşte tam bir kutuplaştırıcı. Kendi gibi düşünmeyenler vatan haini. Ona göre HDP kapatılmalı. Kim kapatacak, ilk eli kim oynayaca? Esme gürleme, tabanı konsolide etme tamam da, gerisi yok. "CHP teröristleri destekliyor" diyor, HDP ile ittifak yaptı diyor. Yok böyle bir durum dersen ne yazar.

"Kılıçdaroğlu’nun terörist Demirtaş’a hürmet ve hayranlığı bellidir. Soros’un tetikçisi ve tedarikçisi Osman Kavala’ya sevgi ve sempatisi bilinmektedir. Ellerinde Mehmetlerimizin kanı bulunan bölücü terör örgütü PKK’lı teröristlerle iç dışlı olduğu ise son derece berraktır" diyor, kitlesine oynuyor, aman oyumu elimde tutayım derdinde. Bağırıp çağırma gırla. Üslup, Cumhurbaşkanı ile örtüşüyor yani.

SAKİN VE CESUR BİR ÜSLUP

Meral Akşener, sakin ama cesur bir üslupla siyaset yapmaya çalışıyor. Halkın içine karışıyor, esnafı dinliyor. Tane tane, akıllı konuşuyor. Yumuşak bir üslup ama eleştiri dozu çok iyi. Başarı da peşinden geliyor, izliyoruz. Konuşmalarına espri serpiştirmeyi de ihmal etmiyor.  Devlet Bahçeli'nin evine dön çağrısına: "Genel Merkez'deki çalışmaları bitirdik, evime dönüyorum" diye verdiği cevap olay oldu.

Üslup önemli. Son örneği de dünyadan verelim. ABD Başkanı Trump görevi başında bulunduğu yıllar boyunca esti, gürledi. Dünyaya-kendince- haddini bildirmeye çalıştı. Ülkemiz de nasibini aldı bundan. Türkiye’ye, ekonominizi yok ederim, diyecek kadar ileriye gitti. Sonuç' Seçimi kaybetmeyi hazmedemeyip, belki de ”Hiçbir şey olmasa bile kesin bi’ şey olmuştur.” diye içinden geçirerek seçim yenileme çabalarındaydı. Bu da tutmayınca sempatizanlarını kışkırtıp Meclis binasına saldırttı. Saldırgan üslubu taraftarlarınkiyle örtüşüyor. Yani cahillik diz boyu.

Sert politika yapan liderlerin halk tarafından tercih edilmesi günümüz dünyasında yeni bir eğilim... Bu işin sonu nereye varır, bilinmez. Ama bu tercihin cahillikle ilgisi var, bunu biliyoruz. Yine, yeniden diyoruz ki eğitim şart!

TRUMP'IN NEFRET SÖYLEMLERİ

Bağırıp çağırmanın, halkı kutuplaştırmanın, nefret söylemlerinin bir karşılığı olmalı yargıda. Bakalım ABD yargısı Trump ilgili ne işlem yapaca? Bakalım, hiçbir kesinleşmiş hüküm olmadan insanları teröristlikle, bölücülükle, fetöcülükle suçlayanları Türk yargısı ne yapacak'

Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır atasözünün iyimserliğiyle söylüyorum: Siyasi figürlerin kendilerini toparlamaları, halka örnek olmaları gerekir. Konuşmada üsluplarını özenle seçmeleri, kucaklayıcı bir dil kullanmaları gerekir.

Kutuplaşmanın bırakılması gerekir.

Her toplum layık olduğu şekilde yönetilir. Anketler, gelecek ilk seçimde bir iktidar değişikliği öngörüyor. Önümüzdeki ilk seçimlerde, bugün ABD'nin yaşadığını yaşayabiliriz. Peki biz buna layık mıyız'