Sev, üç yüz altmış dört gün sev elbette, ancak bugün bir başka sev der gibi 14 Şubat.

Tabii ki olan var olmayan var çok da abartma diyen de olacaktır.

Sevgi ille de sevgili, eş ile yaşanacak değil ya ben sevgi günü olarak kutluyorumcular da.

Kapitalizm tuzağı bu takılmayın paranızı çar çur etmeyin diyen akıl hocaları da.

Ben seni her gün seviyorum ayağına yatıp günü geçiştirenler de.

Artık bizden geçticiler de.

Muhalifin de müridin de çok sevgililer günü.

Tabii ki sevgi çok güzel ve derin bir duygu, birçok çeşidi de var.

Sevmeyi bilip sevdasını yaşatan da var bunu bir trajediye çeviren de.

******

Elimde kitap öylece kalakaldım.

12 Eylül İhtilal öncesini anlatıyordu roman.

Kız güzel, kendinden emin, davasına adanmış sol kolu havada.

Oğlan genç zıpkın gibi, sağdan sağdan gidiyor; o da davasının derdinde.

Nedense hep yolu o sokağa düşüyor.

Gözü takılıyor kızın penceresine. Ne de olsa o bir “dava adamı.”

İçindeki sevdayı öldürüyor kıza sapladığı bıçakla.

Seviyorum seni diyemediğinden.

Sevdasını yaşayamadığından.

******

Nazımın dizeleri gibi sevebilene AŞK olsun.

Seviyorum seni ekmeği tuza banıp yer gibi.

Geceleyin ateşler içinde uyanarak ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi

Ağır posta paketini neyin nesi belirsiz telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi.

Seviyorum seni.

Denizi ilk defa uçakla geçer gibi.

İstanbul’da yumuşacık kararırken ortalık içimde kımıldayan bir şeyler gibi

Seviyorum seni

Yaşıyoruz çok şükür der gibi.

********

Sevgi ile birleşen ellerin sıcaklığını.

Sevda ile bakan gözlerin gördüğü güzelliği.

O yürek çarpmasının verdiği hazzı hangi parayla satın alabilir insan'

Hangi korku engel olabilir sevgiyle çıkılan yollara.

Gerçekten seven iki yürek karşısında hangi güç durabilir.

Aşkın kanatları vardır, uçurur insanı

Öyleyse hakkını vermek gerekir hayatın da sevdanın da.

Sevgiden korkmadan, sevmekten kaçmadan.

Her solukta, her adımda.

Yüreğine sevda değmiş herkesin Sevgililer Günü kutlu olsun.