Gazetecilik, gelişen teknoloji ile birlikte yeni çağa ayak uydurarak dijitalleşti.  Gazeteciliğin, sayısal loto sonuçları açıklandığı an haber sitesine girme yarışına döndüren bir algoritmanın eline bırakılmaması gerektiğini vurgulayan uzmanlar, insan tarafından üretilen algoritma sisteminin etik sorunlarının olduğunu ve çok sağlıklı çalışmadığını ifade ediyor. Uzmanlar, medya okuryazarlığı sayesinde algoritmanın tuzaklarına düşmekten uzaklaşılabileceğini belirtiyor.

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve Gazetecilik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Yıldıray Kesgin, SEO algoritmasının öneminin artması sonucu değişim yaşayan gazetecilik mesleği ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Gelişen teknolojiler gazeteciliği değiştirdi

Gelişen teknolojilerin gazeteciliği de değiştirdiğini belirten Dr. Öğretim Üyesi Yıldıray Kesgin, “Gazeteye dokunmak artık alışkanlıklarından vazgeçmemiş, belirli bir yaş grubu insanın yaptığı bir davranış. Ancak insanın haber alma ihtiyacı hiçbir zaman değişmiyor. Araçlar değişiyor, değişirken özellikleri de değişmeye başladı. Üstelik yenilenebilir ve güncellenebilir özelliklere sahip bu dijital ortamların sahiplikleri sanıldığı kadar çeşitli değil. İnternet deyince çok geniş bir dünya aklımıza gelirken Google dediğimizde de bu alan küçülmüyor. Birkaç yerel rakibinin dışında rakipsiz diyebileceğimiz bu dev tekel, zaten kuralları kendisi koyar durumda. Birçok sosyal ağın da, yıllar içerisinde, bu çatı altında satın almalar şekilde konumlandığını düşündüğümüzde haliyle kural belirleyicinin kurallarına uymak zorunda kalmamız kaçınılmaz hale geliyor.” dedi.

Gazeteler yeniçağa ayak uydurdu

SEO algoritmasını anlamak için teknik bilgi sahibi olmaktan ziyade nasıl çalıştığını anlamaya çalışmanın daha doğru olduğunu belirten Kesgin, “Algoritmayı bir insanın tasarladığını, insana ait özelliklerle çalıştığını unutmamak gerekiyor. Yeniçağa ayak uyduran gazeteler, birer birer internet sitesi kurmaya başladılar. Bu siteler diğer herhangi bir internet sitesi gibi web 1.0 dediğimiz dönemde basılı gazetedeki gibi özelliklere sahip sadece okunan yapıdaydılar. Web 2.0 dönemi geldiğinde ise işler değişti. Web sitesi açmanın kolaylaşması, birçok gazetenin de benzer web siteleri kurmasını sağladı.” dedi.

Kesgin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak diğer taraftan bu çok sayıdaki web sitesi içerisinde kaybolunmaması gerektiğini düşünen dünyanın önde gelen şirketleri arama motoru konseptini yaygınlaştırdılar. Aslına bakıldığında evimizdeki ansiklopediden farklı olmayan bu mantık, ansiklopedinin çok ötesinde imkânları karşımıza çıkardı. Ancak arama motoru aranılan şeyin karşılığında dinamik bir sonuç ortamı oluşturdu. Gazeteler bunu fark eden ve geleceği görüp buna yatırım yapmak isteyen kurumlar oldu. O dönem bunu yapmaya çalışan televizyonlar da vardı ancak hiçbirini bugün üst sıralarda göremeyiz.”

Gazetecilik algoritmanın eline bırakılmamalı

Algoritmanın etik sorunlarının bulunduğuna ve çok sağlıklı çalışmadığına dikkat çeken Kesgin, “Öncelikle Google’ın çıkarlarını düşündüğünü kabul etmek gerekiyor. İnsanların ne istediğinin cevabı ile habercilik yapmak arasındaki anlam farkının kaybolduğu bir dönemdeyiz. Tık haberciliği gibi insanları kandırma üzerine kurulu bir düzenden de öte açık öğretim sınav sonuçlarının açıklanıp açıklanmadığını, biber dolması tarifini ya da ‘en ucuz halı nerededir?’ sorusunun cevabını vermek zorunda bırakılan gazeteciler, mesleğin saygınlığının yok olduğunun farkında. Gazetecilik, sayısal loto sonuçlarını açıklanır açıklanmaz haber sitesine girme yarışına döndüren bir algoritmanın eline bırakılmamalı. Bütün bu sorunları ortaya koyduğumuzda ve toplumsal bir baskı sayesinde yazılımcılar gerçek haberleri ön plana çıkaran algoritmaların yazımı konusunda baskı altına alınacaktır. Ayrıca medya okuryazarlığı sayesinde kullanıcılar da bazı tuzaklara düşmekten uzaklaşacaklardır.” diye konuştu.

Editör: TE Bilişim