Her geçen sezon mücadele arzusunun arttığı Spor Toto Süper Lig, yeni sezona yıldız savaşları ile başladı. Teknik direktör, oyuncu, oyun planları ve TFF yeni başkanı belirlenirken, tartışmalı hakem kararları ile nabzı yüksek maraton bizi bekliyor.

Transfer Kasırgası…

Bir an önce liderlik koltuğuna yerleşip yerini sıcak tutmak isteyen kulüpler, sekiz artı üç, yedi artı dört yabancı kuralı tartışmaları ile panik halde adeta bir transfer kasırgası meydana getirdi. Kasırga sonucu ortaya çıkan yıkımı hesaplamadan atılan adımlarla kör bir içgüdü ile mücadeleye başladılar.

Genç İmkanlar…

İtalyan devi olarak adlandırılan Serie A ekibi Inter, geçtiğimiz yıllarda Diyarbakır’da futbol altyapı çalışmaları başlattı. Sporcu yetiştirme programlarını Inter Akademi olarak hayata geçiren futbol kulübü Diyarbakır’daki genç yetenekleri keşfetmek, spor çalışmalarının yanı sıra yabancı dil eğitimi de vermeyi hedefliyor.Inter Akademi Türkiye Koordinatörü olarak atanan Hüseyin Kılavuz“Genç bir nüfusa sahip olan Diyarbakır’da çocukların geleceğini kurtarmak istediklerini” dile getiriyor.

Coğrafyamız tarımsal olarak verimli olduğu kadar sanat ve spor alanında da oldukça verimli topraklara sahip. Sokaklarımız bir sürü yetenekli ama maddi olanağı kısıtlı çocuklarla dolu. Her birinin gözlerinde kocaman iştah, bir çıkış yolu aramakta. Yetenek avlama yarışı yaparken o kadar uzaklara bakmak yerine bazen de sadece yakını görmek düşünülenden daha fazla fayda sağlayabilir.

Bunu sadece futbol kulüpleri üzerinden dile getirmek yanlış olur. Ancak bu tarz çalışmaları yapabilecek daha fazla olanağa ve maddi güce sahip olan yıldızlı futbol kulüpleri, Inter Akademi gibi adımlar atarak büyük bir örnek teşkil edebilirler. Alt yapı sahibi olan kulüplerimiz var, ancak kendi bölgelerinde yaptıkları çalışmaları genişleterek Türkiye geneline yayabilirler. Işıltılı bakışlara sahip gençlere imkan verilirse neler yapabileceklerine şahit olmak başarının bir parçası olacaktır. Bir kulüp için koca bir ada alınabiliyorsa, yetenekli çocuklar için de bedelsiz bir spor okulu açılabilir.

Bazen almadan vermek de bizi başarıya götüren unsurların en etkilisi olabiliyor.

Kalite…

Kalitenin ölçütü nerededir? Belirlenen bonservis ücretinde mi yoksa oyuncunun takıma bulunduğu katkıda mı? Henüz bu ayrımı tam çözememişken sekiz artı üç ile oynanan karşılaşmalarda genç yeteneklerimizin şansları daha da azalıyor. Azalan şansla beraber yurt dışında bir takıma transfer olup orada şans yakalamaya çalışan genç yeteneklerin katkılarından mahrum kalıyoruz.

Kör içgüdü ile yapılan transferlere ciddi maliyetler harcanırken, bazen evdeki hesap çarşıya uymuyor. Her yeni gelen transferin uyum sağlayamadığı anlaşıldığında ise hemen yeni bir transfer arayışı başlıyor. Borç sahibi birçok yıldızlı kulüp varken cevap bulunamayan sorular beliriyor sporseverlerin zihninde. Çok mu zenginiz?

Biraz topraklarımızdan beslenmek her anlamda daha ekonomik ve başarı dolu bir gelecek sağlayabilir. Çok ta zor olmayan basit adımlar atılabilir belki de. Yabancı kuralı yarıya indirilirse mesela genç yeteneklerimiz daha fazla şans yakalayabilir, arkasından gelen daha fazla minik sporcuya ilham kaynağı olabilirler. Kısa vadede olmayan ama sabır ve istikrarla erişilemeyecek bir sonuç olmayacaktır.

Yetenek Arayışı…

Bazı yabancı spor kulüplerinin bünyelerinde yetenek avcıları büyük işler yapıyorlar. Adeta sokak sokak dolaşarak Basketbol, Futbol, Beyzbol gibi branşlarda kendi aralarında ya da kendilerince oluşturdukları okul karşılaşmalarında, diğer çocuklardan bir adım öne çıkan belirgin yetenekleri keşfedip kulüplerine alıyorlar ve yetiştiriyorlar. Sonuç olarak içlerinden büyük yıldızlar parlamaya başlıyor.

Yakın çevremiz bu kadar başarıya susamış ışıltılı bakan gözlerle doluyken, onlara imkan veremiyor yollar açamıyor olmak düşünülmesi gereken bir durumdur sanıyorum.

Biraz emek, biraz sabır ile inanılmaz başarı öykülerine imza atabiliriz.

Sporla Kalın…