AK Parti Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, AK Parti Çanakkale Milletvekili Jülide İskenderoğlu ile birlikte partisinin Çanakkale İl Başkanlığını ziyaret etti.

Ziyarette, AK Parti Çanakkale İl Başkanı Naim Makas, başkan yardımcıları, kadın ve gençlik kolları başkanları ile partililer hazır bulundu. Partililerle sohbet eden Turan, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, İYİ Parti ve CHP’nin Turizm Teşvik Kanunu oylamasına tepki gösterdi.

Türkiye'nin farklı bölgelerinde devam eden orman yangınlarının herkesin ciğerini yaktığını belirten Bülent Turan, "Zor bir dönemden geçiyoruz. Ancak devletimiz, milletimiz el ele omuz omuza bu süreci de aşacaktır. Devletimizin tüm imkanlarıyla seferber olduğunu dünyaya örnek bir mücadele sergilediğini hep beraber takip ediyoruz. Şu an 31 ilde 129 yangında kontrol altına alınmış durumda. Şehitlerimiz var, gazilerimiz var, üzüntülüyüz. Ancak dediğim gibi devlet, millet, el ele bu süreci en hızlı şekilde nihayete erdireceğiz. Süreçte birlik beraberliğimiz her şeyden daha önemli. Süreçte çalışanlarımızın bütün kamu kurumlarımızın motivasyonu çok kıymetli ancak sorumsuz muhalefet anlayışını tekrar en ağır haliyle önümüzde görüyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu çok ağır ithamlarda bulundu. Turizm kanunu görüşüldükten sonra orman yangınları başladığını iddia etti ve turizm kanununda, Sayın Erdoğan tarafından da bir imza ile bütün yanan yerlerin betonlaşmasına imkan verileceğini iddia etti. Daha öteye geçerek 'kepçenin karşısına ben çıkacağım' dedi. Oysa tüm Türkiye Kılıçdaroğlu'nun 'tankın karşısına çıkacağım' dediği zaman 15 Temmuz akşamı nasıl kaçtığını, nasıl bu söylemin asla eyleme dönüşmediğini yaşamış görmüş oldu. Bu iddiasının da benzer komiklikte olduğunu ifade etmek isterim" dedi.

"Tüm yanan yerlerimiz en hızlı şekilde yeşerecektir "

Anayasa'nın 169’uncu maddesinin, tüm ormanların anayasal güvence altına dair olduğunu hatırlatan Turan, sözlerine şöyle devam etti:

"Hiçbir orman varlığı asla betonlaşamaz. Hiçbir orman varlığı asla kaybolmaz. Tüm yanan yerlerimiz en hızlı şekilde tekrar yeşerecektir. Fakat asıl sorun şudur ki, madem kanun bu kadar kötüydü, madem kanun bu kadar ağır ithamlar hak eden bir kanundu, buradan sormak isterim. O kanun oylanırken ey Kılıçdaroğlu sen neredeydin o kanun oylanırken. Madem bu kadar kötü bir kanundu madem ormanlar betonlaşan bir kanundu, CHP'nin 135 vekili varken oylamaya katılan vekil sadece 34. Oylanırken 34 vekil hayır oyu verdi. Neredeydi bu arkadaşlar. Daha ötesi İYİ Parti yani CHP'nin ittifak ortağı bu kanuna evet oyu verdi. O zaman tüm ormanların betonlaşmasına imkan verdiğini iddia ettiği bu kanuna İYİ Parti'de mi evet demiş oldu. Daha ötesi meclise 13 tane muhalefet partisi lideri var küçüklü büyüklü, hiçbir tanesi oylamaya katılmadı. O zaman bütün bu muhalif liderlerde mi betonlaşmaya evet demiş oldu. Bu ne samimiyetsizlik, bu ne tutarsızlık, siyaset bir ahlaktır, siyaset bir samimiyettir. Samimiyet ise yürekleri buluşturan bir derttir, iddiadır. Samimiyet, yüzle gözle gözüken bir gerçektir. Çok yalan çok algı ama sıfır samimiyet. Tam bir Kılıçdaroğlu tanımı."

Meclis'te Turizm Teşvik Kanunu'yla ilgili oylamadaki sonuçların yer aldığı resmi zabıt tutanaklarını da gösteren Turan, bu evraklarda Kemal Kılıçdaroğlu'nun, ormanların betonlaştığını iddia ettiği kanuna İYİ Parti'nin evet, CHP'den ise sadece 34 vekilin hayır dediğini kaydederek, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Peki diğerleri neredeydi o zaman. Kılıçdaroğlu neredeydi o zaman. 13 tane muhalefet parti liderinin hiçbiri oylamaya katılmamış. Neredeyse 300 tane olan muhalefet milletvekili oylamada sadece 35'lerde kalmış. Bir daha söylüyorum. İYİ Partinin evet dediği, CHP'nin az sayıda vekilinin hayır dediği bu kanuna Kılıçdaroğlu'nun çok büyük ithamda bulunması sanki ormanlar bilerek yakılıyor, betonlaştırılacakmış tarzı ithamlarda bulunması akla ziyan bir yaklaşım. Hem de oylamaya katılmayacaksın hem ortağın bu kanuna evet diyecek, hem de sonra çıkan orman yangınlarından milletin üzüntüsünü motive etmek, durdurmak, anlatmak varken adeta manipüle ederek ithamda bulunacaksın. Biz artık bu tarz samimiyetsizliklerden bıktık. Biz artık bu tarz yalandan iftiradan bıktık. Bu artık bizim konumuz olmaktan çok öte. 90 yıllık CHP'nin geldiği yerde bu kadar ayaklar altında bir dilin olması bir sorun haline gelmiştir. Bu sorununda çözümü kendileri olması gerekir. Samimi olan CHP'lilerin, ülkesini seven CHP'lilerin bu tarz siyasete, kasetle gelen başkanlığa, kasetle gelen başkanlığın bu siyaset diline artık dur demesi lazım diye düşünüyorum."

Editör: TE Bilişim