KAZİM BOZKURT-SON MÜHÜR/1992-1994 arasında CHP Genel Sekreterliği görevini yürüten Eruğtul Günay, uzun yıllardır siyaset içindeydi. 2004'te döneminde dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile ters düşmesinden dolayı partiden ihraç edilen Günay, Ordu’da o dönem yerel seçimde kendi gösterdiği adayın seçilmesinin buna sebep olduğunu ifade ederek “ Ordu yerel seçimlerini bana fatura ederek beni ihraç ettiler. Bağımsız kaldım. Siyasete emek vermiş bir insnaım ama aday bile olamadım” diye konuştu.

“Bu anayasa değişikliğinin Türkiye’yi yönetilemez duruma getireceğini yazdım”

2007'de AK Parti'ye geçen Günay, aynı yıl yapılan genel seçimlerde AK Parti’den milletvekili seçildi. 60. ve 61. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetleri'nde Kültür ve Turizm Bakanı görevini üstlendiğini, AK Parti ile ilişkilerini 17-25 Aralık döneminde kestiğini belirterek “Bir dönem AK Parti oldum; ancak CHP’de ne düşünüyorsam, demokrat insan ne yaparsa onları yapmaya çalıştım. 2012’de gezi parkı ve yüksek binaların yapımında Sayın Erdoğan’la karşı karşıya kaldım. Yolsuzluk tartışmaları çıkınca istifa ettim. O günden bu yana bağımsızım. Türkiyedeki bütün Atatürk Evleri’nin yenilenmesi, Selanik’teki de dahil hepsi bizim dönemin çalışmalarıdır. Ben 2013’ten itibaren AK Parti’ye karşı ciddi bir muhalefet tarafındaydım. Bu Anayasa değişikliğine gelince bunun Türkiyeyi yönetilemez bir duruma getireceğine dair yazdım. Kaygılarım da bugün gerçekleşti” diye konuştu.

“Bir adam her şeye hakim, geri kalan müsamere dekoru”

Türkiye’nin 2017 yılında ‘evet’ diyerek başladığı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi rejimini çok sert bir şekilde eleştiren Günay, şu sözleri kullandı:

“Bu sistem bu çağda uygulanabilir bir sistem değil. Bir adam var ve bu adam her şeye hakim, geri kalan her şey müsamere dekoru. Meclis müsamere dekoru, bakanlar müsamere dekoru her şey bir adamın iradesine dayalı. İletişimin geliştiği bir çağda her şeyi, her yetkiyi bir adama verirseniz o ülke düğüm olur ve Türkiye de düğüm oldu. Türkiye’nin problemi hukuki ve ahlakidir. Türkiye‘de hukuk yok çünkü. Ortak aklın olmadığı, meclisin işin içinde olmadığı yetkili bir bakanlar kurulunun olmadığı bir yönetim tarzı olmaz . 50+1’in yeterli olmadığını görüyorlar ve şimdi bunu aşağı çekmek istiyorlar. Seçim olursa 50+1’in çıkmayacağını görüyorlar.

“Parlamenter sisteme dönmek gerekiyor”

“Parlamenter sisteme dönmek gerekiyor. Parlamenter sistemin de şöyle sıkıntıları var

Devlete bir adamın hakim olduğu bir model doğru değilse, partilere de bir adamın hakim olduğu model de doğru değildir. Devletin bütün yönetimini çoğulculaştırmak ve ortak aklı ortak kılmak hem de parti yönetimini çoğulculaştırmak ve ortak aklı hakim kılmak doğrudur. Halkın adayını seçtiği, denetleyebildiği onun nihai tercihinde katılıp oy kullanabildiği, ayrıca devlet yönetiminde saydamlık olan bir parlamenter sistem. Türkiye’de para kullanmanın şeffaf olması lazım. Kamunun parasını hangi nedenle hangi işe tahsis ediyorsunuz? Aldığınız verim nedir? Sonuç nedir? Herkesin belli periyotlarela bunun hesabını vermesi lazım. Türkiye’de bu yok.

“Tek Adam sözü Anayasa’da geçiyor”

Bazı yurttaşlarımız bu tek adam yönetimi sözünü muhalefetin uydurduğu bir eleştiri cümlesi sanıyorlar. Hayır bu Anayasanın ifadesi. Anayasanın 104. yetkisinde. Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanında diyor. Eskiden yürütme yetkisi Cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanlar kurulundaydı. Anayasa’da başbakan tarifi yok. Bakanlar var, ama o bakanlar eskisi gibi bakanlar kurulu değil. Bakanlar kurulu toplanıyor. Bu toplantılarda konuşuyorsunuz ama bir karar yetkisi yok. Açın 2018 seçiminden sonra Resmi Gazete’yi bir tane bakanlar kurulu kararı bulamazsınız. Bu ne demek? Tek adam. Bu anayasanın öngördüğü sistem bu. Bu sistem bugün dünyanın enresinde var Allah aşkına? Biz kabile miyiz? Bu akla aykırıdır, hukuka aykırıdır, ahlaka aykırıdır. Her şeye aykırıdır. Medeniyete aykırıdır”

“Muhalefet partileri farklı kürsülerden benzer şeyler söylerse sinerji artar”

Muhalefetin, daha kararlı bir duruşla, daha cesur tavırla hareket etse, iktidarı devireceğini Belirten Günay, Erdoğan’ın farklı senaryolarla bu durumu çok etkilediğinin altını çizdi. Muhalefete ortak akıl çağrısında bulunan Günay, “Ortak davranışın güçlendireceğini gördüler. Temel ilkelerde herkesin parti programı farklıdır. Fakat, Anayasa, tüm partilerin kendini özgür hissedeceği bir ortam olmalı. Anayasa’da, HDP, CHP, DEVA diğer tüm partiler olmalı. Ortak bir Anayasa için masa kurun, çalışmalar yapın demiştim. Şimdi bu çalışmalar yapılıyor. Muhalefet, fakrlı kürsülerden benzer şeyler söylerse onun sinerjis artar. İYİ Parti’de, DEVA Partisi de, Demokrat Parti de halk, hukuk adı altında toplandığı zaman sinerji artacaktır. Biz, tek partinin baskısını gördük” dedi.

“Fikir alış verişi daha yararlı”

Siyasetin, ekmek ve hürriyeti konuşmak olduğunu açıklayan Günay, hayatının her döneminde siyasetin içinde olduğunu belirtti. Siyasetin yalnızca parlamentoda olmayacağının altını çizen Günay, “Ben parlamento dışındaydım ve siyaset yaptım. Şimdi de bağımsızım ve siyaset yapıyorum. Bağımsız siyaset adamına ihtiyaç olursa, düşünürüm. Tüm çevrelerle temas ediyorum, yazıyor ve anlatıyorum. Hiçbir partiye üye olmadan, çeşitli partilerle fikir alışverişleri yapmanın daha yararlı olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Çeşitli kitaplar yazan Kültür ve Turizm Eski Bakanı Ertuğrul Günay, bugün Alsancak Kırmızı Kedi Kitabevi’nde okurlarıyla buluşacak.

Editör: TE Bilişim