SON MÜHÜR.COM İzmir'in Bornova Belediyesi Yeşilova Höyüğü Ziyaretçi Merkezi’nde Balkan İşbirliği Toplantısı'na katılan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, çıkışta gazetecilerin gündeme dair sorularını yanıtladı. Erdoğan'ın AK Parti kongresinde kongredeki İzmir'e yönelik "Her ne kadar bize oy vermeseler de" diye başlayan sözlerine değinen CHP'li Özel, şöyle konuştu:
"Topyekûn bir İzmir'i dışlayan, ötekileştiren bir anlayış var. Oysaki İzmir'de oy veren de var, oy vermeyen de var. Oy verenin vermeyenden daha az olması, hepsini herkesi birden karşısında hisseden bu ötekileştirici dili İzmir'e layık kılmaz. Bir Cumhurbaşkanı, bir siyasi parti genel başkanı oy alsın almasın o şehri kucaklamak zorundadır. Hatta diyor ki sonrasında 'Hiç ümidim yok ama bu yaptıklarımız anlaşılır.' Yani İzmirlilerin bundan sonraki tutumlarından ümidi olmadığını kendisi söylüyor. Siz bu kadar ikiyüzlü, siz bu kadar sadece kendini düşünen, halkı düşünmeyen siyaset yapar ve bir şehri topyekun ötekileştirir, şeytanlaştırırsanız sizin ümidiniz olmasın zaten. Sizin sırf İzmir'den değil önümüzdeki seçim 81 vilayetin hiçbirinden ümidiniz olmasın.”

UMUT SİYASETİ BİTTİ, KORKU SİYASETİ İŞE YARAMIYOR
Bir televizyon programında operasyona ilişkin söylediklerinin 7 saniyelik videoyla çarpıtılmaya çalışıldığını, trollerin hedefi haline getirildiğini dile getiren CHP Grup Başkan vekili Özel, şöyle konuştu:
"Bize verdikleri bilgi, (biz bombardımanda askerlerimizi öldürmedik, bunları PKK şehit etti. Biz de şunu söylüyoruz, (zaten bir tarafta PKK bir şey diyorsa bir tarafta Türk Silahlı Kuvvetleri bir şey diyorsa bizim öyle kanıta manıta ihtiyacımız yok. Tabii ki biz zaten TSK'ya inanırız. Sonra da diyoruz ki (bunların önemi yok, aslında önemli olan bu askerlerimizin yaşatılabilmesiydi) diyoruz. Buradan kimin öldürdüğünün bir önemi yok diye yedi saniyelik bir videoyla algı operasyonu yapıyorlardı. Dün 2 dakikalık kaydın tamamını yayımladığımızda bu algı operasyonunu yapan İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un kamuoyuna size nasıl mahcup olduğunu herkes gördü. Tek ümitleri kesip biçerek söylenmemiş sözleri söylenmiş gibi, yapılmamış işleri yapılmış gibi göstererek kendilerini var etmeye çalışmak. Bir iktidarın umudu siyasi yankesiciliğe, siyasi manipülasyona, kes kopyala yapıştıra kaldıysa vahim. Umut siyaseti bitti, korku siyaseti işe yaramıyor artık. Kendileri panik siyasetindedir. Hallerine müstehzi ifadelerle gülümsemek dışında bizim elimizden bir şey gelmiyor.”

'BU TAMAMEN SAMİMİYETSİZLİĞİN FOTOĞRAFIDIR'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı, çok kalabalık olmasına rağmen pandemi önlemleri alınmadığı için eleştirilen AK Parti İzmir Kongresi'ne de değinen Özgür Özel, şunları söyledi:
"Bu tamamen samimiyetsizliğin fotoğrafıdır. Bir siyasi çıkar uğrunda eriyen oylarına sahip olabilmek için 'erimiyoruz, iktidardan gitmiyoruz, ayaktayız' izlenimini verebilmek için seyircisiz yapılması gereken kongreleri seyircili, mesafeli yapılması gereken toplantıları da sıkış tepiş yapıyor. İzmir'deki görüntüleri Trabzon'da, Giresun'da, Rize'de, Osmaniye'de kendisi hazırlamıştır. Salgına rağmen tıklım tıklım salonları övmek, salondakileri el ele tutuşmaya davet etmek ve bunun AK Parti'nin gücü olduğunu söylemek İzmir'deki ve civardaki illerin teşkilatlarına talimattır. Ve biliyoruz ki sadece İzmir değil İzmir’in yakınındaki il ve ilçelerden otobüslerle AK Parti üyeleri getirilmiş ve sıkış tepiş izdiham yaratacak şekilde o salona sokulmuştur. Bu tablodan, 14 gün sonra ortaya çıkacak vakalardan ve ölümlerden tek sorumlu Recep Tayyip Erdoğan ve onun siyasi hırsıdır. Ne günahı vardır İzmir'deki lokantacının o zaman. Masaya bir sandalye, bir tabak koyalım diyor lokantacılar, ama kabul etmiyor... Ne günahı var İzmir'deki kahvecinin o zaman... Böyle bir sıkışıklıkta bulaşmayan virüs kahvehanede 10 tane müşteri alınca mı bulaşacak diye soruyorlar... Bu vatandaşın pandemiye inancını ve devletin bu konudaki telkinlerinin samimiyetini sorgulatıyor."

"SİZ AÇLIĞINIZDAN ÖLÜN, BİZ BİLDİĞİMİZİ OKURUZ"
Özgür Özel, sözlerine şöyle devam etti:
"Şu anda 10- 11 aydır kapalı kalan alkollü işletmeciler var, 3-4 aydır kapalı olan lokantalar ve kahvehaneler var, kısıtlamaların can yaktığı esnafımız var, ama bir yandan da siyasi kazanç var... Diğer yanda da insanların ailesini geçindirmek için mecbur olduğu kazanç var. Çoluğun çocuğun aç kalsın sen kazanma ama benim siyaseten bu kalabalığa ihtiyacım var diyor. Bunu bütün vicdan sahibi İzmirlilere şikâyet ediyoruz. Bu tablodan herhalde en fazla kendi seçmenleri rahatsız olmuştur. Onlar akıllarıyla dalga geçilsin diye AK Parti'ye oy vermedi. Onlar hizmet versin, eşit davransın diye oy verdiler. Ama siz açlığınızdan ölün biz bildiğimizi okuruz diyorlar."

Editör: TE Bilişim