MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Türkiye siyasetinde de teröre sıcak ve sevimli mesajlar verenler, millet ve tarih önünde suç ortağıdır, işlenmiş cinayetlerde pay sahibi olan alçaklardır. Bu nedenledir ki her muhit ve mecrada olduğu gibi TBMM’de de bölücü sima istemiyoruz, terörist görmeye dayanamıyoruz. Biz terör örgütüne eleman devşiren, sözde Kürdistan propagandasıyla sabırlarımızı kevgire çeviren HDP’nin Türk siyaset ve demokrasi hayatında bir saniye yer almasına tahammül edemiyoruz" dedi.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin TBMM'deki grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Bahçeli, terör sorununun ülkenin henüz kabuk bağlamamış yarası olduğunu belirterek, "Sınırlarımızın mücavir alanlarında, dağlarda, şehirlerde, mezralarda, belediyelerde, bürokraside ve gazi Meclis’te bölücü teröristleri temizlemedikten, bunlarla her anlamda hesaplaşmadıktan sonra rahat bulamayız, güvende olamayız. Teröristin eylem yöntemlerinin değişmesi süreçlerinde ön alarak ilgili güvenlik kuvvetlerini yeni şart ve durumlarla uyumlu olarak devamlı eğitecek, donatacak ve yönetecek 'teröristle mücadele taktik eğitim ve icra programı' oluşturulmalı ya da oluşmuşsa kademe kademe olgunlaştırılmalıdır. Terörle ve terörizmle mücadele yalnızca askerimize, polisimize ve korucularımıza ihale edilmiş basit bir asayiş olarak değerlendirilemeyecektir. Sorunun içten ve dıştan alabileceği bütün desteklerin kesilmesini sağlayacak kadar kapsamlı 'diplomatik mücadele eylem planı' hazırlanmalı, eş güdüm halinde de uygulanmalıdır. Türkiye siyasetinde de teröre sıcak ve sevimli mesajlar verenler, millet ve tarih önünde suç ortağıdır, işlenmiş cinayetlerde pay sahibi olan alçaklardır. Bu nedenledir ki her muhit ve mecrada olduğu gibi TBMM’de de bölücü sima istemiyoruz, terörist görmeye dayanamıyoruz. Biz terör örgütüne eleman devşiren, sözde Kürdistan propagandasıyla sabırlarımızı kevgire çeviren HDP’nin Türk siyaset ve demokrasi hayatında bir saniye yer almasına tahammül edemiyoruz. HDP, PKK’nın menfur ve melun eylem yoldaşıdır. HDP, CHP’nin ikiz kardeşi, diğer marjinal partilerin çıkar ortağıdır" dedi.

'CHP'YE ÇAĞRIM, TERÖRİZMLE ARALARINA KESİN MESAFE KOYMALARI'

Bahçeli, İstiklal Caddesi'ndeki terör saldırısına ilişkin, "Maalesef aralarında çocukların da bulunduğu 6 vatan evladımız şehit olmuştur. PKK/YPG’yi ve arkalarında duran kan emici efendilerini bütün hissiyatımla lanetliyorum. Terör örgütlerinin kökünü kazıyacağız. İstiklal Caddesi’nde Türkiye’ye kanlı mesaj vermek için kiralık katillerini üzerimize salanlara da misliyle cevap vereceğiz. Türkiye Cumhuriyeti güçlüdür, hiçbir zalimin önünde eğilmeyecektir. Güney sınırlarımız boyunca icra edilen askeri harekatların zamanlama bakımından ne kadar tarihi bir karar olduğu her türlü izah ve ifadeden varestedir. Sınır ötesi operasyonlara izin ve icazet veren tezkerelere karşı çıkan, karşı gelen, itiraz eden CHP’sinden HDP’sine kadar kim varsa millet huzurunda sorumludur. Bunlar bölücü terörün hizasındadır. Dahası Türk askerine kimyasal silah iftirası atan, sonra da PKK’lı Mustafa Karasu tarafından 'Türkiye halkının onuru' diye alkışlanan Tabipler Birliği Başkanı'yla diğer bölücü terör yandaşları ihanetlerinin bedelini en ağır şekilde ödemek durumundadır. CHP yönetimine çağrım, terörizmle aralarına kesin bir mesafe koymalarıdır. Zilletin diğer paydaşlarına çağrım, terörizme kati ve kesin bir cephe almalarıdır" diye konuştu.

'PKK/YPG'Yİ LANETLEYEMEMİŞTİR'

MHP lideri Bahçeli, 6 partinin toplantısına ilişkin şunları söyledi: 

"Dün zillet ittifakının yeni bir toplantısı İstiklal Caddesi saldırısının gölgesinde yapılmıştır. Altı parti başkanının altına imza attıkları müşterek toplantı sonuç bildirisinin hiçbir satırında PKK yoktur, YPG yoktur, PYD yoktur. 'Terör' diyorlar; ama örgüt ismini söylemiyorlar. Terörist bellidir, terör örgütü de belirlenmiştir. O halde zillet ittifakı anonim bir saldırı varmış gibi kapalı devre mesajları niye vermiştir? 'YPG bize saldırmaz' diyen Kılıçdaroğlu ne hissetmiştir? 'Teröre geçit vermeyeceğiz' demişler, iyi güzel de, bu terörün kaynağı nedir? Bu terörün sahibi kimlerdir? Bu terör örgütünün ismi, cismi, kimliği nasıl tarif edilmelidir? HDP’nin sözde taziye mesajıyla 6'lı masanın mesajı arasında hiç fark var mıdır? Zillet ittifakı İstiklal Caddesi saldırısına karşı açıktan tavır alamamış, katile 'katil' diyememiş, PKK/YPG’yi lanetleyememiştir. Zillet ittifakına sesleniyorum; korkmayın, ürkmeyin, PKK’yı ve sahiplerini gücendirmemek için kırk dereden su getirmeye kalkmayın. Çıkın milletimizin huzuruna, eğip bükmeden, oraya buraya kaçmadan, mertçe, haysiyetlice, içtenlikle 'PKK terör örgütüdür, canidir, hem milletimizin, hem de insanlığın ortak düşmanıdır' diye konuşun. Konuşun ki, nerede durduğunuzu, nereye hizmet ettiğinizi görelim ve öğrenelim. 'Terörist Demirtaş’ı serbest bırakacağım' diyen Kılıçdaroğlu’nun PKK’ya, YPG’ye, PYD’ye, hatta FETÖ’ye çıtını çıkarması, kaşını kaldırması, yumruğunu sıkması eşyanın tabiatına aykırıdır. Biz boşuna söylemedik; PKK neyse HDP odur. HDP neyse CHP aynısıdır, aynı gövdenin zehirli sarmaşıklarıdır. ABD’nin bölücü teröre bakışıyla zillet ittifakının bakışı arasında bir fark göreniniz var mıdır? ABD’nin sahte ve samimiyetsiz taziye mesajlarıyla zillet ittifakının bu neviden mesajı arasında en küçük bir çelişki göreniniz olmuş mudur?" 

'KKTC'NİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER BİRER BİRER KALDIRILMAKTA'

Bahçeli, Semerkand'da yapılan Türk Devletleri Teşkilatı 9’uncu Zirve Toplantısı'na ilişkin de "11 Kasım 2022 tarihinde, Semerkand’da 'Türk Medeniyeti için Yeni Dönem: Ortak Kalkınma ve Refaha Doğru' temasıyla bir araya gelen Türk Devletleri, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi’nin kurulmasına ilişkin Nahçıvan Antlaşması’nın amaç ve ilkeleri doğrultusunda iş birliği ve dayanışmayı derinleştirme ve genişletme konusundaki taahhütlerini vurgulamışlardır. Ayrıca Kıbrıs Türklüğü, Türk dünyasının bir parçası görüldüğünden dolayı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne Türk Devletleri Teşkilatı Gözlemci Statüsü verilmesi tarihi bir adım olmuştur. Artık KKTC’nin dünya çapında tanınmasının önündeki engeller birer birer kaldırılmaktadır. Kıbrıs Türk’tür, yeri Türk Birliği’nin içindedir. AB Komisyonu Sözcüsü'yle AB Dış İlişkiler Servisi tarafından KKTC’nin bu yeni statüsünün reddedildiğinin telaşla açıklanması Rum ağzıdır, Yunan dilidir, hükümsüzdür, hukuksuzdur, ahmakça bir sızlanmadır. AB’nin iki yüzlü siyaseti, BM Genel Sekreteri’nin çağrısı hilafına Kıbrıs Türklüğünün uluslararası toplumun saygın bir üyesi olmasını engellemeye çalışması çarpıklıktır. Kıbrıs Rum kesimi, Ada’nın hakimi ve sahibi değildir. Özbekistan Cumhurbaşkanı’nın teklifiyle 2023’ün 'Türk Medeniyetinin Yükseliş Yılı' ilan edilmesi bizim nezdimizde ve zirve nazarında büyük bir memnuniyetle karşılanmış ve desteklenmiştir" diye konuştu. (DHA)

Editör: TE Bilişim