Uzun bir süredir pek çok uzman, pandeminin çok yakında endemik hale geleceğini ifade ediyor. Dünya Sağlık Örgütü de yaptığı açıklamada, Covid-19'a neden olan koronavirüsün; HIV, sıtma, tüberküloz gibi endemik olabileceğini ama virüsün ne kadar süre daha dolaşımda kalacağını tahmin etmenin hâlâ zor olduğunu vurguluyor.

Hatta Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus de ufukta endemik sürecin olduğuna vurgu yaparak, virüsün geleceğine dair üç senaryonun altını çizdi ve şu bilgileri paylaştı:

1) En iyi ve gerçekleşmesi en muhtemel senaryo, bundan sonra güçlendirici aşı dozlarını gerekli kılmayacak şekilde az varyant görmüş olacağız ve pandemi endemik yapıya doğru evrilecek.

2) İkinci senaryoda virüsün evrim geçirmeye devam ettiğini, fakat aşılamalar sayesinde ağır hastalık oranının azaldığını görebiliriz.

3) En kötü senaryoya göre ise bundan sonra virüsün daha şiddetli ve bulaşıcı varyantlarının çıktığını, bu yeni tehdide karşı hiçbir aşının işe yaramadığını görebiliriz.

Özetle pandeminin tamamen hayatımızdan çıktığını söyemek için henüz çok erken… 

Gerçekleşmesi en muhtemelen olan ‘en iyi senaryonun’ olduğunu düşünürsek bundan sonra pandemi yerine duyacağımız kelimenin ‘endemik’ olması bekleniyor Peki endemik yeni hayatımız için ne anlama geliyor?

‘ARTIK SONUN BAŞLANGICINDAYIZ’

Pandemi, bölgeler ve gruplar üstü coğrafi bir salgın anlamına geliyor. Bir ülkenin veya dünyanın tamamını etkisi altına alan hastalıklar için kullanılıyor. Endemik ise belirli bir alanda veya belirli bir popülasyon arasında tahmin edilebilir bir oranda meydana gelen salgın hastalık olarak tanımlanıyor.

Peki şu an dünyada vaka ve ölüm oranlarının çok kısıtlı yerlerde artışta olduğunu dikkate alırsak artık endemik sürecin içinde miyiz?

Hürriyet'ten İsmail Sarı'nın haberine göre, ABD'de Jackson Laboratuvarı Enstitüsü'nde Baş Araştırmacı olarak çalışan İmmünoloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Unutmaz “Pandeminin en geç yaza kadar önemli ölçüde sonlanacağını ve endemik duruma geçeceği çok belli…” dedi ve ekledi:

“Muhtemelen önümüzdeki kış mevsiminde pandemi değil de tamamen endemik süreçten bahsedeceğiz. Ama koronavirüs hep bizimle birlikte olacak, sadece pandemi düzeyinden çıkmış olacak.”

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Alper Şener de yoğun bakım servislerinin eskisi kadar dolu olmadığına dikkat çekerek endemik sürecin çok yakın olduğunun altını çizdi:

“Endemik hale gelmek aslında bir çeşit olağanlaşma... Virüs endemik hale gelecektir çünkü artık yoğun bakımlar boş… Fakat virüsü ayakta geçirenlerin sayısı da az değil… Eğer hastaneye yatışı artıracak bir varyant söz konusu olursa bu mesajlar boşa gider. Şu anda pandemi devam ediyor ama endemik için ışık göründü”

CNN International'a açıklamalarda bulunan İngiltere’deki London School of Hygiene and Tropical Medicine’de Bulaşıcı Hastalık Epidemiyolojisi Prof. Dr. David Heymann’ın da görüşleri olumlu; "Benim görüşüme göre, pandemi endemik hale geliyor ve diğer virüslerde olduğu gibi bir süre daha endemik kalmaya devam edecek"

‘ENDEMİK, OMİCRON’UN KODLARINA YAZILIYDI’

Londra Üniversitesi'nden virolog Elisabetta Groppelli ise endeminin oluşmasında en büyük etkenin Omicron olduğunu vurgulayarak şöyle bir ifade kullandı: "Endemiklik bu virüsün kodlarına yazılıydı."

Prof. Dr. Derya Unutmaz da bu cümleye katıldığını söyledi:

“Omicron çıkmasaydı da virüs bu noktaya mutlaka gelecekti. Ama bu süreç daha uzun olacaktı, Omicron mesafeyi kısaltmış oldu. Çünkü Omicron Delta’ya göre çok daha bulaşıcı ve zaten bir-iki ay içinde çok fazla insan enfekte oldu. Hatta Omicron’un alt grubu olan BA.2 daha da bulaşıcı… Bu nedenle virüse karşı bağışıklık oluşması hızlandı ve ölüm oranlarının her iki varyantta da düşük kalması bugün pandemiyi endemik sürece çevirdi.

ENDEMİK HAYATIMIZDA NELERİ DEĞİŞTİRECEK?

Bu noktada ise akla ‘Pandemi, endemik bir hal alırsa hayatımızda ne değişmiş olacak?’ sorusu geliyor. Prof. Dr. Derya Unutmaz, “Her şeyden önce koronavirüsü artık kabullenmiş olacağız” dedi ve yine de dikkatli olmak gerektiğini vurguladı:

"Bu nedenle endemik kaçınılmaz son. Bu durum hayatımızda da pek çok değişikliğe neden olacak. Öncelikle koronavirüsü kabullenmiş olacağız. Bununla birlikte virüsle yaşamayı öğrenmiş olacağız ve artık normal hayatımıza geçeceğiz. Ama bazı alışkanlıkları devam ettirmekte her zaman fayda var. Örneğin çok kalabalık olan kapalı alanlarda maske takmak dışında risk gruplarının yılda bir kez aşılanması gerekebilir."

VİRÜS ENDEMİK OLSA DA ÖLÜMCÜL OLMAYI SÜRDÜRECEK

Endemi olan bir salgın, yine de her yıl dünya çapında milyonlarca insanı enfekte etmenin dışında yüzbinlerce insanın hayatını kaybetmesine neden oluyor.

Kaliforniya Üniversitesi'nde Bulaşıcı Hastalık Uzmanı olan Prof Dr. Diane Havlir New York Times’a verdiği demecinde hastalığın halen dolaşımda olduğunu ancak hayatlarımızı kısıtlamamıza gerek olmadığını anlatmak için endemik tanımının kullanıldığını ifade ederek, şu bilgileri paylaştı:

“Çok hızlı bir şekilde yeni döneme doğru ilerliyoruz. Fakat bir hastalığın endemik olması otomatik olarak hafif olduğu anlamına gelmemeli. Endemik kabul edilen ve büyük ölümlere yol açan hastalıklar hâlâ hayatımızda…”

Edinburgh Üniversitesi'nde Tıp ve Epidemiyoloji Tarihçisi olan Lukas Engelmann’ın da görüşleri de Prof. Dr. Havlir ile paralel:

Endemik fikri siyasiler ve bazı meslektaşlarım için zararsız veya normal bir şey olarak görülüyor, sıklıkla dile getiriliyor. Ancak endemik hastalıklar hâlâ can almaya devam ediyor. Çiçek hastalığı binlerce yıl endemik olarak dolaşımda kaldı ve bulaştığı kişilerin üçte birini öldürdü. Sıtma da endemik kabul ediliyor ancak hâlâ pek çok kişinin canına mal oluyor.”

Peki Covid-19; HIV, grip, tüberküloz ve sıtma gibi diğer endemik hastalıklar arasına karıştığında yine ölümcül olmaya devam eder mi?

Prof. Dr. Derya Unutmaz, koronavirüsü diğer endemik hastalıklardan ayıran en önemli özelliğinin bulaş yolu olduğunu ifade etti ve şu önemli bilgileri paylaştı:

- Covid-19 şu anda ölüm oranları açısından grip düzeyine düşmeye başladı. Fakat HIV ve tüberküloz daha ölümcül hastalıklar. HIV’ın daha az ölümcül olması tamamen ilaçlara bağlı. Çünkü bu virüs bir kere vücuda girdi mi çıkması çok zor. Eğer ilaç alınmazsa yüzde 90 oranında ölümcül olabiliyor. Tüberküloz da aynı şekilde… Hatta bu hastalığa bazen ilaçlar da etki etmeyebiliyor.

- Grip ve sıtma da aynı şekilde ölümlerin göründüğü hastalıklar… Covid de bunlara benzer şekilde olacaktır. Burada yine en önemli konu yaşlı gruplar ile bağışıklığı bastırılmış grupların korunması… Bu gruplar çeşitli aralıklarla aşılara devam edebilirse gripten bile daha az ölümcül düzeye düşebilir. Ama grip ile koronavirüsü diğer endemik hastalıktan ayırmak gerekirse, bu ikisinin bulaş yolunun çok önemli olduğunu söyleyebilirim. Hem koronavirüs hem de grip, üst solunum yolundan bulaşıyor. Bu da ikisini daha bulaşıcı hale getiriyor.

Danimarka'daki Roskilde Üniversitesi PandemiX Merkezi Müdürü Lone Simonsen de "Mevsimsel gripten daha ölümcül olmayacak ama yine de koronavirüs kaynaklı ölümleri görmeye devam ederiz” ifadelerini kullanarak detaylandırdı:

“Şu anda koronavirüse karşı önemli ölçüde bağışıklık sağlanmış durumda ve her geçen gün de bu bağışıklık oranı artıyor. Tam anlamıyla endemik dönemi yaşadığımız süreçte bunun artısını daha da fazla göreceğiz. Koronavirüs soğuk algınlığından daha hafif atlatılacak düzeye gelecek ama yine de ölümlerin hiç olmayacağını söylemek doğru olmaz”

‘ENDEMİK HASTALIKLAR YENİDEN SALGIN DÖNEMİ YAŞAR’

Soğuk algınlığı ve grip, yıl boyunca devam eden yaygın endemik hastalıklar. Ancak seviyeleri pek sabit değil. Genellikle kış aylarında insanların kapalı mekânlarda toplandığında mevsimsel salgınlara dönüşüyorlar.

Bu noktada da cevap bulmayı bekleyen soru şu; ‘Koronavirüs endemik olduğunda grip ya da soğuk algınlığı gibi yılın belli bir zamanında yeniden salgın dönemi yaşar mı?’

Prof. Dr. Derya Unutmaz’ın bu soruma cevabı “Mutlaka salgın dönemleri yaşayacaktır” oldu. Ama pandemi düzeyinde olmasının ise çok zor olduğunun altını çizdi:

“Gripte dönem dönem salgının arttığını görüyoruz. Hatta grip özelinde yeni varyantlar da çıkıyor ve çıktı. Örneğin İspanyol ve Domuz gribi gibi… Ama koronavirüsün endemik evreye geçildiğinde onlar gibi bir pandemiye yol açmasının mümkün olacağını düşünmüyorum. Daha küçük bir pandemi durumu oluşabilir. Çünkü koronavirüs ne kadar kendisini değiştirse de oluşan belli bir bağışıklık kalkanı var ve her türlü etkili olacaktır. Bunu zaten gripte de görüyoruz. Sadece koronavirüs aşılarının hızlı bir şekilde yenilenmesi gerekebilir.”

Prof. Dr. Alper Şener ise daha temkinli, “Kuzey ve Güney Yarım Küreyi, kuş ve domuz gribi versiyonları önemli ölçüde sarstı ve ciddi zarar verdi. Covid 19’da da aynı şekilde sular tam durulmuşken birden yeni bir varyantla başa dönebiliriz ki bunu daha önce yaşadık. Bu nedenle bireysel korunma önlemlerinden ve bireylerin bilinçlendirilmesinden vazgeçmemeliyiz.”

Seattle'daki Fred Hutchinson Kanser Araştırma Merkezi'ndeki Virolog Trevor Bedford da endemik olan virüsün güzel bir gelişme olduğunu ama yine de dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayarak “Omicron benzeri olayların her yıl gerçekleştiği bir durumu düşünürsek, her şey çok güzel gitmeyebilir. Şu anki süreç endemik duruma doğru evriliyor ama bu yine de virüsün hafif olduğu anlamına gelmez. Özellikle başa çıkmanın kolay olduğu anlamına hiç gelmez. Dikkati olmakta fayda var” ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE ENDEMİK SÜRECE NE KADAR YAKIN?
‘Önümüzdeki kış aylarında belli olacaktır’

Ülkemizde Sağlık Bakanlığı’nın her gün açıkladığı verilere bakıldığında vaka ve ölüm sayılarında oldukça olumlu bir seyir görülüyor. Bu durum da endemik için umutları daha da artırıyor. Mevcut durumu göz önünde bulundurursak Türkiye, endemik sürece ne kadar yakın?


Prof. Dr. Alper Şener, “Bu yaz döneminde rahatlama olacak ve virüsü unutacağız. Ama bağışıklık sistemimiz de unutacak, ümit ederim Eylül’den sonra virüs yeni bir dönüşümle vakalarda tırmanışa sebep olmaz” dedi ve ekledi:

“Ülkemiz açısından ben, kışa kadar bakıp görelim diyorum. Kışı görmeden endemik hale geldi, Omicron yaygın bağışıklık sağladı demek çok iyimser olur. Fakat şu anda özellikle hastanelerde korona servislerinde çok ciddi rahatlama var. Bunun devam etmesi durumunda iyilik halinin kalıcı olacağını düşünüyorum.”

Editör: TE Bilişim