İzmir Tabipleri Odası Başkanı Lütfi Çamlı,  Son Mühür TV'de Ayşegül Koç'un sorularını yanıtladı. 

Wuhan'da gördüğümüz virüs yok 

Virüsler için mutasyonlar sürpriz değil. Bir salgın ortaya çıkınca mutasyon ortaya çıkıyor fakat bunların çopğu salgının seyrini etkileyen boyutlarda olmadı. Farklı bir form alması onu daha saldırgan ya da daha ölümcül hale getirmiyor.  Önemsiz bir takım değişimler.. Wuhan'da gördüğümüz virüs değil şu anda birçok yerde gördüğümüz virüs tipi. Mutasyon konusunu çokta panik yapmamak gerekiyor. Yani İngiltere çoklu mutasyon görüldüğü söyleniyor.  Henüz virüsle ilgili detaylı çalışamlar yok. Bunlar ön düşünce şeklinde.. Burada en çok tartışılan konu mevcut aşının virüslere karşı olup olamayacağı konusu. Bilgiler aşı çalışmalarının devam edeceği şeklinde ama bu konuda kanıta dayalı bir takım bilgilere ihtiyacımız var. Bu çalışmaların sonucunu görmemiz lazım. Umarım aşılar virüste etkili olur.

 

Sakat kalır mıyız'
Aşı konusu önemli bir konu. Halk sağlığının en önemli bilimsel konularından beri. Aşı sayesinde bulaşıcı hastalıklardan 2 milyon kişi hayat kaybederken aşı sayesinde bunlar önlenmiş oldu.  Gerek Sağlık Bakanlığı ve meslek örgütlerin çaba sarfetmesi ve yanlış bilelinen düşüncedleri değiştirmesi gerekiyor. Aşılar nedi? Virüse karşı bağışıklığı oluşturabilmektir. Yıllarca ülkemizde başarılı aşı ile neredeyse hastalıkları sildik ya da etkisiz hale getirdi. 8 - 10 yıl sürüyordu eskiden hatta en kısa süren aşı çalışması kabakulak ve 4 yıl sürmüştü. teknoloji çok ilerledi ve bu aşı ilginç bir durum. Pandeminin ilan edilmesi ile 2 ay gibi bir sürede aşı çalışmaları değişik aşamalardan geçti. Aşının etkinliği güvenilirliği bu çalışmalarda test ediliyor. Bununla ilgili olarak tehlikeli bir yan etki ve insan hayatını tehlikeye sokacak bir etki var mı buna baklıyor. Sonra aşının etkinliğine bakılıyor. Bilim insanlarının görüşlerine başvuruluyor. Yeterlilik olması durumunda bağımsız kurullar tarafındna veriler incelenerek aşlı için ruhsat veriliyor. Dolayısıyla aşının sakatlık yapar ölüme neden olur gibi durumlarını ben yeterince bilgi sahibi olmadan alınmış bir durum olarak görüyorum. Ama tabiki bugün kullandığımız ilaçlarda nadiren hatta çok çok nadiren beklenmedik yan etkileri olabilir. Burada fayda zarar riskine bakılır.  Ben bu aşıyı olmadığım takdirde yaşayacağım riskler nedir. Bunların birlikte değerlendirmesi lazım. Bu aşı ile birlikte milyonlarca kişi hasta oldu ve yüksek oradanb  kayıplarımız oldu. Fayda zarar ekseninde aşıların silahlar olduğu mümkün. Aşıların etkinlik ve güvenliğin doğrulanması gerekiyor. Ben etkili ve güvenli bir aşıyı  olmayı düşünüyorum. Aşı olmak bireysel değil toplumsal bir sorumluluktur. O yüzden aşı olmak benim ferdi kararım olmamalı. Aşı olma konusunu iyi değerlendirmeliyiz diye düşünüyorum.

Çin aşısına güvenmeli miyiz' 
İnaktif ve messenger rna diyebiliriz çok yeni bir aşı. Aşıların milliyeti olmaz. Çin aşısı, Alman aşısı günlük konuşmada pratik sağlıyor olabilir ama bu araştırma şirketlerin aşısı. Sınovac şirketi yıllardır aşı üreten şirket. Başka hastalıklar için ürettiği aşılar kullanılan ve etkili olduğu bilinen bir şirket. Biontec, Pfizer aşısı kanser aşıları üzerinde çalışmalar yapmış bir şirket ama enfeksiyon ve salgın yönünde ilk defa böyle bir faaliyetin içinde. Ve emrenea aşıları çok yeni  ilk defa bu salgında bu tip aşıları göreceğiz. Sinovac firmasının ürettiği inaktif yöntemleri yıllardır ülkemizde uygulanan aşılarda gördüğümüz bir teknik. Bu tekniğe aşınayız. Emrenea çok yeni bir aşı. Bu aşının şöyle bir özelliği var. Klasik yöntemlerle korunması çok kolay değil. Eksi 70 derecelik alanda saklanması lazım. Oda ısısında 5 gün dayanıyor. Türkiye'de buna yönelik bir alt yapı yok. Eksi 70 derecelik soğuk zinciri için Türkiye'nİn yatırım yapması gerekecek fakat diğer aşı için yıllardır kullanılan soguk zinciri yeterli olacaktır. Karar verirken bilim insanların görüşlerini değerlendirten sonra karar vermek çok daha gerçekçi olur.

 

Haklı olduğumuzu malesef gördük 

11 Mart'ta pandemi ilan edilince vaka artışı ortaya çıktı. Başlangıçta ciddi tedbirler ilk anda alınmadı. Daha sonra artan vaka sayılarıyla pik gördük. Bir takım tedbirler ciddi şekilde uygulanma görüldü ve ciddi düşüşler oldu. 4 505 binlere varan  vaka sayıları tedbirlerle 600-700lere düştü.  O dönemde toplum sağlığı değil ekonomik kaygılar göz önüne alınarak yeni bir açılım paketi açıklandı. Biz ısrarla defaten bunun erken olduğunu yeterli bilimsel kanıtların olmadığını yeni sıkıntılara yeni pandemide şiddetlenmelere götüreceğini ikaz ettik ve ciddiye alınmadı. Haziran'dan itibaren bu açılım paketi gerçekleştirildi. Ekim'in başından itibarende salgında 2 pik diyebileceğimiz bir tabloya geldik. Sonuçta ne kadar haklı uyarılarda bulunulduğunu malesef görmüş olduk. 

İzmir'de vaka sayılarında yüzde 50 düşüş 
İzmir'de Ekim ayı ortasında itibaren vaka sayılarında ciddi artışlar görüldü. Deprem sonrasında cok ciddi hale geldi. Yüzde 5 - 6 kat artan pozitifler gördük. Günlük testlerde bir düşme söz konusu. 100 testten 35 kişide pozitif görürken 100 testin 20'sinde pozitif çıkıyor.  Yüzde 50'ye var düşme görebiliriz bu sevindirici. Tedbirlerin yerinde olduğunu düşünebiliriz ama seyredilmesi lazım. Virüste geçici düşüşlerde olabilmekte.  Eylül'de bu düşüşleri gördük fakat ekimde ciddi artışlar oldu. Bu yüzde 50 düşüş sevindirici ama bu düşüşün devam edip etmeyeceğini bilmiyoruz. Toplumsal hereketin düşürülmesi talebimize devam ediyoruz. Hala yoğun bakımlarda ciddi bir doluluk oranı var. Yoğun bakım oranlarında ciddi bir düşüş görmedik. Gevşemeden rehavete kapılmadan devam etmemiz çok önemli.   

Editör: TE Bilişim