MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "İstanbul Kadıköy'de polise el kaldıran, diğer yandan 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde izinsiz şekilde pankart asmaya teşebbüs ederken polislerimize saldıran milletvekili müsveddelerinin TBMM'de yeri olamaz, bu kutlu çatı altında kanun kaçaklarına, vatan hainlerine göz yumulamaz. Bunların dokunulmazlığı süratle kaldırılmalı, mahkemenin önüne çıkmaları sağlanmalıdır" dedi.
MHP lideri Bahçeli, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, son günlerde İstanbul ve Ankara başta olmak üzere pek çok il ve ilçede şiddetli yağışlardan dolayı hayatın durma noktasına geldiğini belirterek hem Ankara hem de İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin sel taşkınlarını ve doğan mağduriyetleri acınası bir acziyetle seyrettiğini söyledi. 


'BELEDİYE YÖNETİMLERİ BİR KEZ DAHA SINIFTA KALDI'
Meteorolojinin tüm uyarılarına rağmen hiçbir adım atılmadığını ve önlem alınmadığını kaydeden Bahçeli, "Basiretsiz ve beceriksiz belediye yönetimleri bir kez daha sınıfta kalmışlar, göz göre göre vatandaşlarımızı yüzüstü bırakmışlar, çaresizliğin girdabına terk etmişlerdir. Sakin ve emniyetli bir denizde çapına ve çalımına bakmadan önüne gelen kaptanlık taslayabilecektir. Mühim ve öncelikli olan fırtınalı bir ortamda gemiyi sağ salim ve güvenli bir şekilde limana yanaştırmaktır ki, usta kaptanların ortak meziyeti de bu olacaktır. Kar ve yağmur yağdıktan sonra yapılacak her mücadele boş bir gayret, boşuna bir emektir. Risk ve tehlikeleri öngörememiş, farklı senaryolara göre hazırlığını yapamamış belediye yönetimlerinin tek sığınağı temelsiz bahanelerdir. Ankara ve İstanbul’un talihine pranga vuran alt yapı eksiklikleri, tedbirsizliklerin derinleştirdiği zafiyetler, siyasi ihtiras ve ilkellikler, afetler karşısında beliren organizasyon yetersizlikleri, kısır ve kırılgan gündemlerle meşguliyetler, bunlardan mülhem şehremini onuruna vakıf olamamış zihniyetler bugünkü tablonun yegane müsebbipleridir. Türkiye'miz zillete düşmüş siyasetçileri, vatandaşlarımızın üzerine karabasan gibi çökmüş kötürüm belediye yönetimlerini hak etmemektedir. Hükümet, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerinin boşluğunu gecikmeksizin doldurmuş, bu kapsamda seferberlik ruhuyla aşırı yağışların müessif sonuçlarına çok şükür müdahale etmiştir. Belediye yönetimi laf üretme, polemik yapma, gizli siyasi hedefler peşinde koşma yeri değil, millete layıkıyla hizmet etme merciidir" diye konuştu.
 

'TERÖRİSTLER İÇİN ÜÇ AYAKLI ÇIKIŞ YOLU VAR'
Pençe- Kilit Harekatı bölgesinde şehit olan askerlere Allah'tan rahmet dileyerek terör saldırılarını lanetleyen Bahçeli, "Katillere hak ettikleri cezalar muhakkak surette kesilecektir. Bu hesaplaşma yalnızca bir zaman meselesidir. Hainlerin sırtını dayadıkları muhasım ve müstevli çevrelerin alacakları sert cevabın niteliği de kat'i ve kesin olacaktır. Terörle mücadele kıran kırana devam edecek, bu melanetin kökü her yerden, her zeminden, her mıntıkadan sökülüp atılacaktır. Zira ikinci bir seçeneğimiz, ikinci bir tercih veya düşüncemiz hiçbir zaman görülemeyecektir. Bugün Türkiye’nin karşısındaki en büyük tehdit kanlı terör ve bundan beslenen etnik bölücülüktür. Türkiye’ye ihanet eden her kademedeki PKK’lı teröristler için üç ayaklı bir çıkış yolu vardır ve şunlardan ibarettir: ilk olarak, terör saldırılarına ön şartsız ver derhal son vermelidirler. İkinci olarak, silahlarıyla dağdan inip veya sınır ötesinde silahlarıyla birlikte Türkiye Cumhuriyeti’ne teslim olmalıdırlar. Üçüncü olarak da Türk adaletinin haklarında vereceği hükümlere boyun eğerek kaçınılmaz cezalarını çekmelidirler. Bunların dışındaki her yöntem, devletin teröre teslim olması ve teröristlerin önünde diz çökmesi anlamına gelecektir ki şu anda devletin iradesini kahramanca müdafaa eden hiç kimse de böylesi bir müzakere ve mütareke hevesinin emaresi bile yoktur" dedi. 
'ABD POZİSYONUNU NETLEŞTİRMEK MECBURİYETİNDE'
Türkiye'nin bölücü terör karşısında yol ayrımına geldiğini işaret eden Bahçeli, şöyle konuştu:
"Ya bu husumet ve hüsran cephesi Türk milletinin var oluş azim ve iradesini kırarak ülkeyi kanlı bir bölünme ve çatışma sürecine sürükleyecektir. Ya da Türkiye Cumhuriyeti, milletimizin desteği ve duasıyla hunhar eylemlere gereken cevabı vererek ihanetin belini kıracak ve emelleriyle birlikte gömecektir. Bu zilletin, bu rezaletin, bu hıyanetin sonu gelmiş; yılların birikimiyle, tecrübesiyle ve fedakarlıklarıyla tezahür eden operasyonel kabiliyet, stratejik kararlılık ve mücadele dirayeti hainlerin korkulu rüyasına dönüşmüştür. Terörle mücadele süreci çok boyutlu, aynı zamanda çok zor ve zahmetli bir süreçtir. Karşımızda yalnızca eli ve vicdanı kana bulanmış, emeli ve hedefi karanlığa bulaşmış teröristler yoktur. Görülen ve gösterilen kanlı tablonun ardında terörizmin imalatçı ülkeleri; teröristlere ikmal, ikbal ve ilham kaynağı olan üniformasız barbarlar vardır ve esasen bu yalın gerçeği birazcık sezgi ve zeka sahibi herkes bilmektedir. PKK, sadece PKK’dan ibaret değildir veya FETÖ sadece FETÖ’den mütevellit değildir. Türk milletiyle kimlerin hesabı varsa, Türkiye’nin varlığından ve egemenlik haklarından kimler rahatsız ve memnuniyetsizse terörizmin baronları, terör örgütlerinin ümit aşısı onlardır. Terörle mücadele emperyalizmin komplolarıyla biteviye süren bir mücadeledir. Terörle mücadele Türkiye’yi zora sokmak, çıkmaza sürüklemek isteyen alçakların topuyla asimetrik bir mücadeledir. Türkiye’nin haklı, hukuki ve meşru sınır ötesi operasyonu an meselesiyken, sınırlarımıza 3 kilometrelik mesafede bulunan Kamışlı’da ABD askerleriyle PKK/YPG’li teröristlerin birlikte devriye turları atması, beraberce poz vermeleri neyin mesajı, kimin tertibidir? ABD’li askerlerin teröristlerle ne işi vardır? Teröristlerle gezenlerin, teröristlerle bir ve beraber olanların hangi müttefiklik hukukundan bahsetmeye yüzleri olacaktır? Mehmetlerimize silah sıkanlara, vatanımıza ve milletimize ihanet edenlere destek vermek, kol kanat germek insanlık onurunun, uluslararası hukukun neresiyle ve nasıl bağdaşacaktır? ABD pozisyonunu netleştirmek mecburiyetindedir. Bu ülke dost mudur? Yoksa düşman mıdır? Dostsa bilelim, misliyle mukabele edelim."
'MİLLETVEKİLİ MÜSVEDDELERİNİN TBMM'DE YERİ OLAMAZ'
Bahçeli, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı ve Diyarbakır Milletvekili Saliha Aydeniz'in polise yönelik yumruklu saldırısıyla ilgili de şunları söyledi:
"PKK kontenjanından Meclis’e giren bir kadın milletvekili görevini vatanseverlik şuuruyla icra eden polisimize adice yumruk sallamıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nde askere, polise, masum vatandaşlarımıza saldıran, toplumsal huzuru bozmak, iç barış ortamını yıkmak için nifak saçan, önüne gelene hakaretlere yağdıran hiç kimse bu milletin mensubu olamaz. Bu milletin mensubu olmayanların TBMM’de görev yapması da züldür, maşeri vicdana darbedir. Hem devletimizden maaş alacaklar hem Hazine yardımlarını Kandil’e göndermek amacıyla ceplerine indirecekler, hem de devlete ve millete iftiralar atıp güvenlik görevlilerimize fiili ve fiziki saldırıda bulunacaklar; böylesi bir şerefsizliğe, böylesi bir küstahlığa dünyanın hangi medeni ülkesi ruhsat verecektir? İstanbul Kadıköy’de polise el kaldıran, diğer yandan 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde izinsiz şekilde pankart asmaya teşebbüs ederken polislerimize saldıran milletvekili müsveddelerinin TBMM’de yeri olamaz, bu kutlu çatı altında kanun kaçaklarına, vatan hainlerine göz yumulamaz. Bunların dokunulmazlığı süratle kaldırılmalı, mahkemenin önüne çıkmaları sağlanmalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi bu uğurda atılacak her adıma sonuna kadar destek olacaktır. HDP’nin kapatılması Anayasa Mahkemesi’nin adalete, tarihe, millete, şehitlere ihmali mümkün olmayan bir görevidir. Teröristlerin namlusundan çıkan kurşun neyse sözde milletvekillerinin saldırganlığı ve attıkları yumruklar aynısıdır. Türk milleti bu kenelere, bu terörist uzantılarına daha fazla sabır ve tahammül gösteremez."
'KILIÇDAROĞLU'NUN ALEVİ KİMLİĞİNDEN KAYGI DUYANLAR, PROVOKATÖRLERDİR'
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun polise yönelik saldırıyla ilgili açıklama yapmamasına da tepki gösteren Bahçeli, şunları kaydetti: 
"Bu sessizliğini neye yoralım? Bu tepkisizliğini nasıl değerlendirelim? Polise yumruk atan soysuzun yanında mısın? Karşısında mısın? Açıkla da duyalım. Sözde Kürdistan çığlığı atan namertlere, vahşetin elebaşlarına itiraz edecek misin? Bunu ne zaman yapacaksın? Yoksa sükut ikrardan gelir diyerek zımnen onay mı vereceksin? Haydi konuş da bilelim. Şımarttığın, masa altına saklayıp pışpışladığın bölücüler Türkiye'ye ve Türk milletine zalimlerin tazyik ve telkiniyle kafa tutuyor, susmaya, sinmeye, silik bir gölge gibi hadiseleri izlemeye devam mı edeceksin? Kadıköy'de polise yumruk atan çürümüşün arkasında duran, arkasından gelen bellidir ve bugünkü CHP yönetimidir. Şu hususu da özellikle ifade etmek lazımdır ki; Kılıçdaroğlu'nun mezhebi, etnik kökeni, doğduğu yer bizim siyasi eleştirimizin tamamıyla dışındadır. Ve mutlaka saygı gösterilmelidir. Türk milletinin hiçbir ferdi Türk-Kürt, Alevi-Sünni, inanan-inanmayan, laik-antilaik diyerek ayrılamaz, tasnif edilemez, ayrımcılığa maruz bırakılamaz. Kökeni, mezhebi, anasının dili ne olursa olsun bu millet benim, bu vatan benim, bu bayrak benim diyen herkes bizim kardeşimizdir. CHP Genel Başkanı'nın Alevi İslam inancına sahip olması onun için bir kayıp, bir handikap, utanacağı veya mahcubiyet duyacağı bir özelliği değildir. Mezhep üzerinden fitne çıkarmaya heves ve tevessül edenler fitnenin çıbanbaşlarıdır. Aynı ittifak içinde Kılıçdaroğlu’nun Alevi kimliğinden kaygı duyanlar, bunu da kamuoyuyla bir kurgu çerçevesinde paylaşanlar sorumsuz olmakla birlikte milli birlik ve dayanışma ruhunu zedelemek isteyen görevli provokatörlerdir. Bizim merakımız, Kılıçdaroğlu’nun Alevi kimliğini kamuoyuna taşıyanların bir rol paylaşımı içinde olup olmadığı, talimatla hareket edip etmediği, bu kumpasın arka dekorunda siyasi bir hesabın bulunup bulunmadığıdır. Zillet ittifakının mezhep kışkırtmasına teşebbüs etmesinin aklını veren kimdir? Bu Yezid siparişini hazırlayan kimlerdir? Takdir edeceğiniz üzere peş peşe gelen özür mesajlarının hiçbir geçerliliği, hiçbir inandırıcılığı yoktur ve olamayacaktır. Kılıçdaroğlu’nun laçka ve lekeli siyasetiyle gece gündüz gibi ayrı olsak da doğuştan sahip olduğu etnik ve mezhebi hasletlerine saygı duymak insani, milli ve manevi bir sorumluluğumuzdur." 
'ENFLASYON ÇIKTIĞI GİBİ İNECEK'
MHP lideri Bahçeli, günlük hayatın zorluklarının farkında olduklarını, geçim sıkıntılarını da bildiklerini belirterek, "Ancak unutulmasın ki yoksulluk bir gün giderilir. Yağmacıdan bir gün hesap sorulur. Ancak vatan elden giderse ve millet bölünürse, bunun dönüşü yoktur, son pişmanlık ise fayda etmeyecektir. Ayrıntıdaki farklılıklarımız bizi gerginlik ve kutuplaşma noktalarına taşımamalıdır. Hiç kimse merak etmesin, enflasyon çıktığı gibi inecektir ama asıl fitne fücur enflasyonunun, tezvirat ve tefrika stokundaki artışın önüne geçmek, buna engel olmak da boynumuzun borcudur. Demokrasi, doğal farklılıklarımızı hukuk zemininde koruyan yegane rejimdir. Fakat demokrasi vatanın bölünmesinin ve milletin ayrışmasının gerekçesi olamayacak, zillet ittifakının elinde istismar edilmesine göz yumulmayacaktır" dedi. ()

Kaynak: dha