Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin Karabağlar 1. Olağan İlçe Kongresi’ne katılmak üzere İzmir’e geldi. Geniş bir katılımla Karabağlar Kültür Merkezi’nde gerçekleşen kongreye, DEVA Lideri Babacan yanı sıra; Genel Başkan Yardımcıları Selma Aliye Kavaf, Doğa Şanlıoğlu, Mehmet Emin Ekmen ve Elif Esen, DEVA Partisi İzmir İl Başkanı Seda Kaya Ösen, CHP Karabağlar İlçe Başkanı Mehmet Türkbay, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, partililer ve yurttaşlar katıldı. Tek aday olarak kongreye giren mevcut başkan Abdullah Kaya, yeniden ilçe başkanı seçildi. Kongrede partililerine seslenen Babacan, iktidarı hedef aldı ve gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. 

SÖZ VERMİŞLER, CAYMIŞLAR... 

Sloganlar ve alkışlar eşliğinde partililer tarafından coşkuyla karşılanan DEVA Lideri Babacan, “İlçedeki daha büyük salonlar merkezi hükümetin idaresinde. Arkadaşlarıma sordum... Söz vermişler, caymışlar... Bugün küçük bir salonda kongremizi gerçekleştiriyoruz. İlçe başkanlarımızı da sahneye alalım ki ayaktaki arkadaşlarımız oturabilsin” dedi. 

ÜLKEM ADINA UTANÇ DUYUYORUM! 

“Ülkem adına utanç duyuyorum” diyerek sözlerine devam eden Babacan, şunları kaydetti: “Cumhurbaşkanı çıkıp açlığı, yoksulluğu inkar ediyor. Vatandaşları ile her gün alay ediyor, doğruları söylemiyor. Üstelik kabinedeki bu işlere bakan ne diyor? Dar gelirliler biraz zorluk çekiyor ama zenginlerin hali iyi diyor. Daha da yoksullaştırdıklarını itiraf ediyorlar. Ama ne utanıyorlar ne de yüzleri kızarıyor. Çünkü gerçekleri inkar etmeye alıştılar. Küçük bir grup için çalıştıklarını itiraf ediyorlar. Çok acı bir durumla karşı karşıyayız. Bu kadar pervasızlık olmaz, zulüm var şu an ülkede. Her şehirde vatandaşlar yolumu kesiyor. Bolu’da boş cüzdan gösteren gencin, dükkanını kapatmak zorunda kalan bir esnafın feryadını dinledim. İstanbul’da emekli aylığı ile geçinemeyen vatandaşlarımızın çığlıklarını dinledim. Tablo aynı nereye giderseniz gidin... Beştepe harikalar diyarında biri çıkıp yoksulluk yok diyor. Çünkü görüp gezmiyor. İzmir’e gelmiş, çarşı pazarda gezdiğini gören var mı? Halkla muhatap olmak istemiyor. Beştepe Türkiye’ye işkence hayatı yaşatıyor. Gece yarısı abuk sabuk kararlar yayınlıyorlar. Erdoğan ülkeyi gece yarısı kararnameler ile yönetmeye alıştı ekonomik kurumlar da artık gece yarısı yayınladıkları kararlarla ülkeyi yönetiyorlar. Yaptıkları da hiçbir işe yaramıyor. Bilim dışına çıkarsan çözemezsin. Bunlar gündüz ne yapıyor merak ediyorum. Gündüz saatlerinin kıtlığı var da ondan mı gece yarısı yayınlıyorsunuz? Bunlar çoktan bitti ama uzatmaları oynuyorlar. İstediklerini yapsınlar hepsi beyhude olacak. Karanlıktan yönetmeye devam ettikçe beyhude artık. Onların gece yarısı bozduğu ekonomiyi gündüz düzelteceğiz. Biz ülkeyi şeffaf bir şekilde yöneteceğiz. Gece yarısı çıktıkları İstanbul Sözleşmesi’ne biz gündüz saatlerinde yeniden döneceğiz. Gece yarısı işten attıkları KHK’lılardan beraat edenleri, soruşturma veya kovuşturma geçirmeyenleri, gündüz gözüyle görevlerine iade edeceğiz. Karanlığa sürükledikleri adaleti gün yüzüne çıkaracağız.” 

ARTIK EMEKLİLİK VAKTİ GELDİ 

Seçim gündemine ilişkin konuşan Babacan, “Erdoğan’ın iyi kötü bu ülkeye hizmetleri oldu ama artık emeklilik vakti geldi. Bu seçimi en güzel yılları kaygıyla geçen vatandaşlarımız kazanacak. Evladına harçlık veremediği için gizli gizli ağlayan babalar kazanacak bu seçimi. Bugün açlıkla sınanan emekli, geçinemeyen işçi kazanacak bu seçimi. Konserleri yasaklanan sanatçılar kazanacak bu seçimi. Kısacası bugünkü iktidarın görmezden geldiği milyonlar kazanacak bu seçimi. Siz görmezden gelinenlerin zaferini iyi bilirsiniz. Şimdi de görmezden gelinenler kazanacak ve sizin emeklilik günleriniz başlayacak. Kazanan siz de dahil tüm Türkiye olacak. Gözünüz arkada kalmasın biz varız. Sizden daha iyi yönetecek bir kadro koşarak geliyor. Memleket nefes alacak, haksızlık ve adaletsizlik son bulacak. Türkiye özgür ve zengin bir ülke olacak” ifadelerini kullandı. 

ENFLASYONU 2 YILDA TEK HANEYE İNDİRECEĞİZ 

Ekonomideki kötü gidişata da değinen Babacan, “5 yıldır her ay enflasyon düşecek deyip duruyor. Enflasyon her gün daha da artıyor. 5 yıldır millete ‘sabır’ diyor. Millet her gün daha da fakirleşiyor. Enflasyon; halkın cebinden parasını almaktır. Enflasyon; çalışıp çalışıp karnını doyuramamaktır. Enflasyon; bir otomobil almanın hayal haline gelmesidir. Enflasyon; ev alamamak, kira ödeyememektir. Barınamamaktır. Ama bizim taahhütlerimiz belli. Planlarımız belli. Her alanda, ama her alanda ülkemize atılım yaptıracağız. Türkiye’nin en yetkin kadrosu bizde. Sağlıktan, hukuka; eğitimden dış politikaya Türkiye’nin en güçlü kadrolarıyla çalışıyoruz. O yüzden taahhütlerimiz net: Ülkemizi 6 ayda bu kriz ortamından çıkaracağız. Enflasyonu en geç 2 yılda tek haneye indireceğiz. Lamı cimi yok, ötesi yok: ikinci seneyi bitirmeden tek haneye inecek. Daha evvel yaptık, yine yapacağız. Çok daha güzelini, en güzelini yapacağız. Tüm Türkiye’ye yayılmış DEVA kadrolarıyla yapacağız. Sapa sağlam ekonomiyi teslim et bunlar batırır” dedi. 

KYK'LILARA DA ÇÖZÜM OLACAĞIZ! 

Konuşmasının devamında gençlere seslenen Babacan, şunları söyledi: “Gençlere yokluk dayatan politikaları derhal terk edeceğiz. Devlet; KYK borçları altında nefes alamayan gençlerin yakasından düşecek. ‘KYKlılar’a da çözüm olacağız. Biz, gençlerin ülkeyi terk etmek istemelerini bir beka meselesi olarak görüyoruz. Daha önce de söylemiştim, tekrar ediyorum arkadaşlar. Yeni havalimanları yapmak elbette önemlidir. Ama o havalimanlarının dış hatlar terminali, yurtdışına yerleşmeye giden gençlerle doluysa, neye yarar neye? Gençlerin umudunu Türkiye’den koparırsanız, neye yarar? Hiçbir şeye yaramaz. Bu ülkeye yaramaz. İşte o yüzden bizim hedefimiz net: DEVA iktidarında en çok gençler kazanacak. Gençlerle beraber ülkemizi özgür ve zengin bir ülke yapacağız. Ha bu arada, dikkat ederseniz Türkiye’yi terk etmek isteyen gençlerin hayalinde hep Avrupa ülkeleri var. Haklılar. Kimse de gözünü Türkiye’nin doğusundaki ülkelere dikmiyor. Niye? Çünkü gençler demokrasi ve özgürlük istiyor.” 

TRİBÜNLERE OYNUYOR 

Türkiye’nin adaların silahlandırıldığına dair Yunanistan’ı suçlamasının ardından yaşanan gerilime değinen Babacan, “Ege’de silahlanma ne demek arkadaşlar? Uluslararası hukuku ihlal etmek demek. Paris Anlaşması’nda yazıyor işte. Ama başka nerede yazıyor? Lozan’da yazıyor, Lozan’da! Lozan Barış Anlaşması, bu ülkenin kuruluş noktasıdır. Bu ülkenin başlangıç çizgisidir. Lozan’ı deldirmemek Türkiye Cumhuriyeti’nin bir numaralı görevidir. Hakkımızı hukukumuzu kimseye çiğnetmeyiz. Lozan’dan ve uluslararası hukukun diğer belgelerinden kaynaklanan tüm haklarımızı sonuna kadar savunuruz. Arkadaşlar, peki Erdoğan ne yapıyor? Tribünlere oynuyor. Gelmiş, Yunanistan’ı bize şikayet ediyor. Kendisi için her şey, iç politikada tüketmek üzerine kurgulanıyor. Zaten Erdoğan’ın kitabında dış politika diye bir şey yazmıyor. Ya sen Yunanistan’ı bize niye şikayet ediyorsun? Türkiye’nin diplomatları, büyükelçileri ne güne duruyor? Türkiye’nin uluslararası alandaki etkisi, gücü ne güne duruyor? Sen gidip diplomasiyi çalıştırsana. Ha ne yapıyor? Yunanistan’ın diplomasi atağına kalktığı bir dönemde, hemen sopa göstermeye kalkıyor. Güç kullanma tehdidinde bulunuyor. Bunu da, propaganda kuruluşlarıyla beraber, iç kamuoyuna “bak ben nasıl efeleniyorum” diye sunuyor. Çok tehlikeli bir yol deniyor. Ülkemizin caydırıcı gücünü test ettiriyor. Sayın Erdoğan; güçten bahsediyorsan, ülkemizi, savunma sanayimize darbe vuran yaptırımlardan kurtar. Güçten bahsediyorsan, önce git de proje ortağı olduğumuz, parasını ödediğimiz F-35 savaş uçaklarımızı al. Gücümüzü arttırmak istiyorsan, önce Türkiye’yi yalnızlaştırmaktan vazgeç. Biz olsak ne yapardık, biliyor musunuz? Türkiye’yi böyle yalnızlaştırmazdık. Yunanistan’la ikili ilişkilerimizde, diğer güçlerin müdahalesine yol açabilecek hiçbir davranışa girmezdik. Yunanistan ve Türkiye; aralarındaki sorunları çözebilecek birikime sahip iki dost ülkedir. Ülkemizin de Yunanistan’la sorunlarını konuşacağı mekanizmalar vardır. Arkadaşlar, bizim dileğimiz, komşumuzla sorunlarımızı barışçıl bir şekilde çözmektir. Biz, dünyada Türkiye’ye dostlar kazandıracak kadrolarız. Dostlarımızı artırıp, düşmanlarımızı azaltacağız. Kimse de bir gram hakkımıza göz dikemeyecek. Dış politikada, sonuç odaklı bir perspektifle, bölgesel barışın ve istikrarın temsilcisi olacağız. Dış politikada şahsi gündemlerle değil, ciddiyetle hareket edeceğiz” diye konuştu. 

BARAJLARI YIKMAYA HAZIR MISINIZ? 

Babacan, “Sizlerden bir söz almak istiyorum. Hazır mısın İzmir? Hazır mısın Karabağlar? Tam demokratik bir Türkiye için hazır mısınız? Özgür ve zengin yarınlar için hazır mısınız? DEVA Partisi’ni İzmir’in her ilçesinde, Karabağların her mahallesinde büyütmeye hazır mısınız? Barajları yıkmaya hazır mısınız? Hep beraber başaracağız” diyerek sözlerini sonlandırdı. 

GENEL BAŞKANIMIZIN ARKASINDA İP GİBİ SIRALANACAĞIZ 

Kongrede konuşan DEVA Partisi İzmir İl Başkanı Seda Kaya Ösen, “Güzel İzmir’in en fazla seçmen sayısına sahip güzide ilçemiz Karabağlar’ın ilk kongresinin hayırlı olmasını diliyorum. 9 Mart 2020 gününü hatırlayın, partimizin kuruluşunun ilan edildiği gün ve sonrasında teşkilatlanma için nasıl çaba sarf ettiğimizi hatırlayın. Teşkilatımızın emektar her mensubu ile yapılamaz denilenleri yaptık ve bugün 20.kongremiz ile sizlerin karşısındayız. Ekonomik darboğaz ve pandeminin arasında Türkiye’nin en hızlı teşkilatlanan partisini Türk siyasi hayatına kazandırdık. Ülkemiz bizlere ihtiyaç duyarken omuzlarımızda vatandaşlarımızın ve devletimizin sorumluluğunu hissediyoruz. Akılcı ve çözüm odaklı adımlarımızla yalnızca gerçekleri konuşuyoruz. Ülkemizin hiç olmadığı kadar gerçeklere ihtiyacı var. Ekonomide sahte ve gizli adımların bedelini 84 milyon yurttaş hep birlikte ödüyoruz. Fiyasko cumhurbaşkanlığı sistemi ile ülkemiz tüm ekonomik kazanımlarını kaybederken, yazarkasa atılan dönemlerden daha kötü şartlarda yaşam mücadelesi veriyoruz. Artık bu ülke insanı memleketinde ev alamıyor, sokaklarında huzurla gezemiyor. 6’lı masada mutabakat sağlanamaması halinde genel başkanımızın arkasında bir ip gibi sıralanacağımızı herkese hatırlatmak istiyoruz” ifadelerini kullandı. 

Editör: TE Bilişim