Bugün 10 Kasım… Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 84. Yılı… Saat: 09.05’te bir siren çalacak. Nerede olursak olalım zaman duracak… Her zaman kalbimizde yer alan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla anacağız. Bir dakika da olsa bizim için hayat duracak. Gözlerimizin önüne bir film şeridi gibi milli mücadele yılları ve Cumhuriyetin kuruluşu gelecek. O acı siren sesi, eğer olmasaydı neler olabileceğini hatırlatacak. Hiçbir zorlama olmadan, en temiz elbiseleri ile halk evlerinden çıkacak,  saygı duruşunda bulunacak.  İçlerinden dualar okuyacak. Kimimizin gözlerinden birkaç damla yaş düşecek yere… O şehit kanıyla sulanmış toprağa… Cumhuriyeti bize armağan eden tüm dünyanın gerçek liderine sevgimizi saygımızı göstereceğiz…  Her yıl olduğu gibi ve sonsuza dek sürecek olan bir anma gerçekleşecek…

Aramızdan ayrıldı ama kalbimizden asla… Fikirleri hep beynimizde…

ATATÜRK DİYOR Kİ…

"Yorulmadan beni takip edeceğinizi söylüyorsunuz. Fakat arkadaşlar yorulmamak ne demek? Elbette yorulacaksınız. Benim sizden istediğim şey yorulmamak değil, yorulduğunuz zaman dahi, durmadan yürümek, yorulduğunuz dakikada dinlenmeden beni takip etmektir. Yorgunluk, her insan için doğal bir durumdur. Fakat insanda yorgunluğu yenebilecek manevi bir kuvvet vardır ki, bu kuvvet yorulanları, dinlendirmeden yürütür. Sizler, yani yeni nesil Türkiye'nin genç evlatları, yorulsanız dahi beni takip edecekseniz. Ben bu akşam buraya, yalnız bunu size anlatmak için gelmiş bulunuyorum. Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir."

 

Yorulsak bile, içimiz sıkılsa da yolunda yürümeye devam edeceğiz. İzini gönlümüzden, fikirlerini beynimizden silemezler… İşte Gençliğin Atamıza seslenişi…

EY BÜYÜK ATA!

Varlığımızın en mukaddes temeli olan, Türk İstiklali’nin ve Türk Cumhuriyeti’nin ebedi bekçileriyiz. Bu karar, sarsılmaz irademizin değişmez ifadesidir. İstikbalde, hiçbir kuvvet yolumuzdan döndüremeyecektir. Bizler, bütün hızımızı senden, milli tarihimizden ve ruhumuzdaki sönmez insan ateşinden alıyoruz. Senin kurduğun temeller üzerinde attığımız her adım sağlam, yaptığımız her hamle şuurludur. En kıymetli emanetin olan Türk İstiklal ve Cumhuriyeti, mevcudiyetimizin esası olarak, eğilmez başların, bükülmez kolların, yenilmez Türk evlatlarının elinde ilelebet yaşayacak ve nesilden nesle devredilecek. Bu mukaddes emanete yönelen dahili ve harici bütün tecavüzler, iman dolu göğsümüze çarparak parçalanacaktır. İstiklal ve Cumhuriyetimize kastedecek düşmanlar en modern silahlarla mücehhez olarak, en kuvvetli ordularla üzerimize saldırsalar dahi, milli şuurumuzu ve yenilmez Türk gücünün zerresini bile sarsamayacaklardır. Çünkü; İstiklal ve Cumhuriyetimize kastedenler, karşılarında beş bin yıllık şerefli Türk tarihinin yılmaz evlatlarını, Cumhuriyeti ve inkılaplarının feyizli ve imanlı gençlerini bulacaklardır.

Ey Türk’ün Büyük Atası.

İstikbal ve Cumhuriyeti korumak mecburiyeti hasıl olursa içinde bulunacağımız ahval ve şerait ne olursa olsun, kudret ve cesaretimizi damarlarımızdaki asil kandan alarak, bütün engelleri aşıp, her güçlüğü yenmek azmindeyiz.

Türk gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın, egemenliğin, Cumhuriyetin ve devrimlerinin yılmaz bekçileriyiz. Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize namus ve şeref sözü verip, kendimizi büyük Türk Milleti'ne adarız.

Büyük Atam mekanınız cennet, ışıklar yoldaşınız olsun. İyi ki bu topraklarda dünyaya gelmişsiniz. İyi ki bu ulusa ve dünya ülkeleri liderlerine örnek olmuşsunuz. Saygıyla ve özlemle anıyoruz.