Nereden para geldi, kim aldı, niye sattı, niye yükseldi, niye düştü, bundan sonra ne olacak, yükselecek mi, alçalacak mı, Türkiye’deki gelişmeleri onaylıyor musunuz, yoksa sakıncalı bir durum var mı?

Bu gelişmelerden kim para kazandı, kim para kaybetti ve daha sayısız soru… Aklımızdaki bu deli sorulara açık yanıtlar alamıyoruz.

Dövizdeki aşarı yükselme ve ardından düşüşü yorumlayanlar herhangi bir bilimsel temel ile bunun yorumlanamayacağını söylüyorlar. Bir meslektaşım son yaşananları “Türkiye’yi kumarhaneye çevirdiler” diye yorumlamış. Bir sanayici dostumuz ile gerçekleştirdiğimiz sohbette ise; piyasalarla ilgili birçok soru ve ileri öngörünün yapılamayacağını belirtti.

Evet uzun yıllar ekonomi alanında gazetecilik yapmış birisi olarak yaşanan gelişmeleri değerlendirmekte zorlanıyorum. Konuştuğum kişiler de aynı durumda. Bu olayı, “Reisin zaferi” olarak siyaseten yorumlamak kolay. Hatta birkaç dolayı yakıp, davul zurna çaldırmak mümkün.

Aynı kişilerin faturalarını nasıl ödediklerini, çarşıda pazarda harcamaları için paralarının yetip yetmediğini de belirtmeli. Yoksa vatandaşın canı bir süredir çok yandı.

Çünkü; dolar, Euro yükseldi diye zam görmeyen hiçbir şey kalmadı. Peki bu yükselişin ardından zamlar geri çekilecek mi?

İşte orası karanlık bölge. “Yapılan zam geri alınmaz. Bu kazanılmış bir haktır” gibi bir davranış geliştiriyor piyasalar. Gözlemlediğim en kritik konu insanlardaki endişenin hayli artması. Bugüne dek tartışmalı birçok sosyal olayın tümünü ekonomideki bu gelişmeler geride bıraktı. Şimdi ise gözler seçim tartışmalarına çevrildi.

Erken seçim yansımaları

Cumhurbaşkanı Erdoğan, erken seçim yok dedi ve nokta koydum diye cümlesini tamamladı.

Oysa, bu gelişmelerin erken seçime yönelik olduğu ise daha şiddetli tartışılmaya başlandı. Baskın seçim, Haziran 2022’de seçim gibi iddialar duyuyoruz ve bundan sonra da duymaya devam edeceğiz.

Benim de görüşüm, gelişmeler Türkiye’de bir erken seçimi işaret ediyor. Çünkü, bu müdahalelerin uzun soluklu çözüm olmayacağı konusunda da ciddi analizler var.

Tüm bu koşullar altında ülkemin akil insanlarına soruyorum. Gelişmelerden Mutlu musunuz?