Merhaba! Öncelikle SON MÜHÜR ailesinin bir parçası olmaktan mutluluk duyduğumu belirtmek isterim. Bundan sonra her hafta yazılarımı sizlerle burada paylaşacağım. 
Çok fazla bu yönüm bilinmese de medyaya uzak biri değilim. Geçmişte 'İzmir Baskısı' adında bir gazete çıkarmış bir medya emekçisi olarak, özlem duyduğum o günlere dönmek beni mutlu etmedi desem yalan olur.  O nedenle ilk köşe yazımı heyecanla yazıyorum. 


Kendimden biraz bahsetmek gerekirse... Öncelikle sert mizacımın ve bana verilen EFE lakabının köşe yazılarımda da hakkını vereceğimi belirtmek isterim.  Çoğunlukla genel siyasetteki konulara değineceğim. Yazılarımla etliye sütlüye karışmayacağım düşünülürse büyük yanılgı olur. 


Yakın zamanda 20 senelik Konak Belediyesi'ndeki memurluğuma son verdim. Gönül verdiğim Cumhuriyet Halk Partisi'ne hizmet edebilmek adına 'KONAK HAREKETİ'ni başlattım. Ama buradan söz veriyorum ki, parti ayrımı olmaksızın gördüğüm yanlışları yüksek sesle haykıracağım. Ayrıca liderliğini yaptığım harekette de kimseden icazet almadan sahada tüm hızıyla örgütlenmenin içerisinde olacağım.  Gördüğüm yanlışları elbetteki söyleyeceğim.  Fakat mevcut hükümetin bu kadar hatası varken, başkalarına da sıra gelir mi bilemiyorum...


Çok fazla geriye gitmeye de gerek yok. Gözümüzün önündeki çifte standartlara, pandemi döneminde esnafın ve sadece esnafın mağdur edilmesine ne esnaf kardeşlerimiz ne de biz bir anlam verebiliyoruz. Mesela haksız rekabet olmasın diye bazı ürünlerin satışının yasaklanması... E be kardeşim GÜNAYDIN.. Pandemi hayatımızda bir senedir var...


Turizm sektöründe yaz, kış nedense hiçbir şekilde görülmeyen pandemi, esnaf ve lokantacı kardeşlerimize daima acı yüzünü gösterdi. Maalesef ki, hükümetin politikaları yüzünden çoğu esnaf ya kepenk kapattı, evine ekmek götüremedi ya  da yaşamına son verdi. BU MU ADALET?


Sadece İzmir'de ve çevremde intihara sürüklenen birçok insan biliyorum. Yanlış politikalarınızla, yönetemeyişinizle insanlarımızı bitirdiniz. Birçok ülkede daha önceden alınan tedbirlere direnerek ve hızlı bir aşılama politikasından uzak çalışmalarınızla ülkede ESNAF BIRAKMADINIZ, ENKAZ BIRAKTINIZ..  Sonrada helalleşmek istediniz... BU MU ADALET?


Kafe ve çay bahçeleri KAPALI, Restoranlar KAPALI, Sinemalar KAPALI, İnternet Kafeler KAPALI, Kahve ve Kıraathaneler KAPALI, Hamamlar KAPALI... Ama  AVM'ler AÇIK... BU MU ADALET?
Son açıklanan genelgede satır aralarından okuduğumuz AVM'lere yapılan çifte standart tokat gibi çarptı esnaf kardeşlerimin yüzüne... BU MU ADALET?


Bu genelgeye AVM Genelgesi adı verilmesi daha gerçekçi olurdu.  Kademeli Normalleşme altında bir başlık lakin; takvime bağlanmayarak, ikinci bir emre kadar küçük esnafa ceza kesilmeye devam ediliyor.  Sermaye odaklı ve sosyal devlet sorumluluğu hiç olmayan iktidar; kapitalizmin uşakları olmaktan hiç vazgeçmeyecekler. İnsanlarımız ölüyor görmüyorsunuz, duymuyorsunuz.... Helalleşmek istiyorsanız, şimdi hemen şimdi... KONUŞMA SIRASI BİZDE... SIRA ERKEN SEÇİMDE... 


Açıklanan genelgenin öztürkçesi, AVM'de esnafsanız korunup kollanırsınız. Ancak mütavazi bir lokantasanız bir kıraathaneniz varsa kusura bakmayın, kendi başınızın çaresine bakın... Çünkü sosyal devlet anlayışından uzak, çözümden uzak bir yönetim tarzı benimsenen TÜRKİYE'de arkanızda kimseyi bulamazsınız.


Bu satırları size yazarken Başkan yine konuşuyordu. TEK seferliğe mahsus kahve, kıraathane, pastane ve intenet kafelere 3- 5 bin lira verilecek. GÜNAYDIN... TAM 15 AY SONRA… LUTFETTİNİZ.. Yeter mi? HAYIR… 
AYLARDIR günde 47 liralik nakdi ücrete mahkum ettiğiniz esnafla 15 ay sonra helalleşmek istediniz. O vatandaş size hakkını helal eder mi? Dar günde yanında olmayana bu  millet elbet sandıkta dersini verecektir. 
GELİN SANDIKTA HESAPLAŞALIM... GELİN SANDIKTA HE- SAP- LA- ŞA- LIM...