Baharın en güzel zamanı Mayıs ayından herkese merhaba… Geçen sene bu ay bu köşede ilk kez sizle buluşmuştum. Bir yıl geride kaldı. 

Bu süreçte bir tarafta pandemi ve sağlık sorunlarımız diğer tarafta ekonomik problemler ile mücadele ettik. Bir de savaş eklenince umutlarımız yeni bir bahara mı kaldı? Mayıs deyince içimde umutlarım yeşeriyor. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, işçinin emekçinin bayramı, Ramazan Bayramı, Hıdırellez ve Anneler Günü derken geldik 19 Mayıs’a…

19 Mayıs, tarihimizde bir büyük geleceğin ve inkılabın ilk adımı olması sebebiyle çok önemli bir tarihtir.

Yok edilmek istenen bir milletin yeniden varoluş destanının yazıldığı bir tarihtir.

Her milletin tarihinde onların geleceklerini ve yaşayacaklarını değiştiren önemli tarihler ve olaylar vardır. Bu tarihler büyük bir inkılabın başlangıcıysa daha da önem kazanır. Tüm bu Zafer Yolunda Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün güvendiği millet ve gençler vardı. Gençler onun gelecekteki hedeflerini gerçekleştirmeyi üstlenecekti. Bu ülkeyi onu anlayan gençlere bırakacağından, bugünü çok güvendiği Türk Gençliğine armağan etti.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, çok zor şartlarda kurulan ülkemizin varlığını koruyabilmesi Atatürk ilke ve devrimlerinin yaşatılmasına, üniter yapımızın korunmasına bağlıdır.

Mustafa Kemal Türk gençliği için “Benim anladığım gençlik, Türk inkılâbının fikirlerini ve ideolojilerini benimseyip, gelecek nesillere aktarabilecek kimselerdir. Benim nazarımda yirmi yaşındaki bir yobaz ihtiyardır, yetmiş yaşındaki bir idealist de, ter-ü taze bir gençtir. İşte benim anladığım Türk genci.” demiştir.

Bizler, kararlı bir şekilde Atatürk’e, onun devrimlerine, ülkemize, Cumhuriyetin temel değerlerine, laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıkarak bayrağımızı taşımaya devam edeceğiz.

**

Sinema hayattır...

Son bir iki sayıdır Sinema konuşuyoruz bu köşede. Bu sayıda da yine sinemaya yer vermek istedim. Birçoğumuz filmlerini izledik, beğendik, güldük, duygulandık. Kalemiyle ve toplumsal olaylara bakışıyla önemli bir isim yönetmen, senarist ve gazeteci YAVUZ TURGUL

Senaryo yazarı olarak genelde güldürülere imza atmıştır Turgul. Yönetmenliğini üstlendiği ilk uzun metrajlı filmi 1984 yılında çektiği “Fahriye Abla”dır. Bu filmin konusu aslında Ahmet Muhip Dıranas’ın ünlü şiirinden alır. Bir gençlik aşkını ve kenar mahalle büyük duyarlılıkla anlatılır. 1986 yılında Muhsin Bey’i çeker. Bu film ilk gösterime girdiğinde değeri pek anlaşılmaz. Duygu sömürüsüne kaçmadan arabesk furyasından, arabeskin ünlü yıldızlarına dek dozunda bir eleştiri gösteren bir filmdir.

Bu film ile senaryolarında iyice biçimlendirdiği insancıl, trajikomik mizah anlayışını adeta kusursuz bir anlatımla Türk sinemasına güldürü türünde bir yapıt kazandırır. Tabii ki Şener Şen, Uğur Yücel ve Şermin Hürmeriç’in oyunculukları da etkilidir. “Muhsin Bey” ile kendisine aşama kaydettiren Yavuz Turgul, 1990 yılında “Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni”ni çeker. Şener Şen ile birlikte Yeşilçam’ın geçirmekte olduğu değişimi en duyarlı şekilde anlatılır. Konu olarak, eski Yeşilçam melodramlarıyla ün salmış ailevi sorunları olan bir yönetmen, piyasada bir sanat filmi çekmeye başlar.  Ancak sonuç her açıdan bir hayal kırıklığıdır. Bu filmde tıpkı Muhsin Bey gibi yitirilmiş değerlerin, boşa gitmiş gayretlerin, kapanmış bir çağın peşine düşen nostaljik bir yolculuktur.

Yavuz Turgul yönettiği filmlerde her zaman masal anlatmasa da, masalsı bir yönün çekiciliğine sık sık kapılmıştır. 1996 “Eşkıya” filmi görünürde Güneydoğu, kentleşme, çeteler gibi güncel sorunlara değinen bir çalışmadır. Ancak Yavuz Turgul gerçekte Şener Şen ve Uğur Yücel’in oyunculuğunu kullanarak, kırsal alandan gelen bir kahramanı destanlaştırırken, klip tekniğine çok fazla dayanan bir anlatım kullanarak, yine çok sevilen bir film yaratmıştır.

Ayrıca Turgul, Ertem Eğilmez’in desteğiyle de Arzu Film’de senaryo yazmaya başlar. İlk kez “Sultan” filminin senaryosu ile dikkat çeker. Daha sonra “Çiçek Abbas” ve “Züğürt Ağa” filmleri ile başarısını devam ettirir. Tosun Paşa, Banker Bilo, Davaro diğer senaryosunu yazdığı filmlerdir. 2007 yılında Ömer Vargı’nın yaptığı “Kabadayı” filminin senaryosunu yazmıştır. 2010 yılında ise Av Mevsimi filmi ile gündeme gelmiştir. Bu film özgün ve başarılı senaryosu ile dikkat çeker. 2017’de Yol Ayrımı o yılın sevilen filmleri arasındadır. Ustadan yeni bir film bekliyoruz.

Bir sonraki yazımda yine sinema müzik ve babalar gününü konuşacağız. Kulağınız 92.7 Radyo Ege’de olsun. Yazın tüm çoşkusu, neşesi çoktan Ege’ye geldi. Ben her sabah 08.00’da yol arkadaşınız olarak bulunduğunuz yerdeyim. Aracınızda, iş yerinizde, evinizde… Güne iyi başlamak isteyenler, günü birlikte ortalayalım…

RADYO EGE EN IYI 15

  1. Berkay : Bal Badem
  2. Ziynet Sali: Sana Doyamıyorum
  3. Murat Boz: Harbi Güzel
  4. Tarkan: Geççek
  5. Gülşen: Lolipop
  6. Sefo&Revart: Yarım Kalır
  7. Semicenk&Funda Arar: Al Sevgilim
  8. Melek Mosso: Yıllar Affetmez
  9. Ersay Üner: Duysun
  10. Ece Seçkin: Sen Hala Ordasın
  11. Ece Mumay: Vanilya
  12. Gökhan Türkmen: Mahşer
  13. Yalın: Bu Da Geçer Mi Sevgilim
  14. Derya Uluğ: Hadi Çal
  15. Mehmet Erdem: Sevemedim Karagözlüm