Son Mühür Tv’de İzmir ve Ege’nin gündemine pencere açan Gün Başlıyor programı bu kez bir Yeşilçam efsanesini ağırladı. Türk sinemasının en yakışıklı oyuncuları arasında yer alan Salih Güney sanatla hala iç içe ve sosyal aktivist kimliğiyle dikkat çeken bir isim. 60 yıla yaklaşan sanat hayatınınher anından byük keyif aldığına işaret eden Salih Güney İzmir’in sanatla tanıtımı konusunda Tunç Soyer’le işbirliği içinde yol aldıklarını vurguladı. 

İşte Salih Güney’in açıklamalarndan öne çıkan detaylar... 

HEP BİRLİKTE ANITKABİR’E 

Tunç Soyer’ı Seferihisar belediye başkanlığı döneminden beri tanırım. Akdeniz Sanatçılar Derneği Başkanı Ümit Yaşar beyle görüşürken İzmirli sanatçılar olarak cumhuriyetimizin yüzüncü yılında Aıtkabir’e gidelim dedi, çok cazip geldi bana bu teklif. Ataol Behram’ı aradım o da çok sıcak yaklaştı. Ben bu konuyu Tunç Soyer’e açalım dedim. O da tamam dedi. İzmir ve İstanbul’dan sanatçılar aynı tarihte Anıtkabir’e gideceğiz.  

İKİ FESTİVAL AYRILMALI 

Bu yıl Tunç Başkan film ve müzik festivalini aynı anda yaptı. Ben bunu doğru bulmadım. Sinemann ayrı olması lazımdı. Bu konuda Tunç Başkan da bana hak verdi. Önümüzdeki yıllarda sinema ve müzik ayrı ayrı festivallere sahne olacak diyebilirim. 

İzmir kültür ve sanat etkinliklerinde daha çok öne çıkmalı. Bir eksiklik var nedenini bilmediğim. Antalya Film Festivalinin daha çok yankısı oluyor. İzmir potansiyeli çok yüksek olan bir yer.  

TAM BİR REZALET 

Çeşme Kalesi’nin önüne yapılan büfeler çok önemli bir konu. O kale UNESCO’ya aday bir konu. UNESCO elbette önünde yeşilllik ister. Gelen turist o tarihi yapıyı görmek ister. Çeşme’nin belediye başkanı dört tane uyduruk, küçük betonarme tam da kalenin çıkışına büfe koydu, tam bir rezalet. Dedik ki, bu yanlış. Büfe koyacak başka yer mi yok? Çok enteresan bir durum.  

KÜLTÜR BAKANIMIZIN HABERİ YOK! 

Antalya Festivali’nde Kültür Bakanı Mehmet Ersoy’la görüştüm. Bana orası 1.derece sit mi dedi? Bana komik geldi. Kültür Bakanımız bilmiyor herhalde. 1430 yılında yapılmış, UNESCO Kültür Mirasına aday bir yer. Bakanın bundan haberinin olmaması enteresan. Not aldırdı yanındakilere, ben sizi pazartesi ararım’ dedi, iki ay geçti Antalya Altın Portakal’dan bu yana ne oldu, hiçbir şey yok. O büfeler çalışmaya devam ediyor. Bu kabul edilemez, ben bununla sonuna kadar uğraşıcam. Çeşme’yi önümüzdeki beş yıl içinde betona çevirecekler her halde. 

TÜRKİYE BİR AÇIK HAVA MÜZESİ 

Türkiye bir açık hava müzesi gibi. Tarih bende hobi olarak başladı misyona döndü. Bu topraklar bize değil tüm insanlığa ait.  

12 YILDIR YASAKLIYIZ, KİMSE BİLMİYOR 

Yeşilçam’ı biz terk ettik. Yeşilçam bir efsane olarak hayallerimizde yaşamaya devam ediyor. 12 yıldır muhalif sanatçılar olarak yasaklıyız biz. Kimse bilmiyor.  

Yaptığım hiçbir şeyden pişman değilim. Dolu dolu yaşadım, ne mutlu bana. 1965 yılından bu yana profesyonel sanat hayatım devam ediyor. Hala sokakta tanıyorlar, bu beni çok mutlu ediyor.  

MÜJDE AR’I BEN ÖNERDİM 

Müjde Ar’ı Aşk-Memnu’da Halit Refik’e ben önerdim. Müjde çok başarılı oldu. Hla da başarıları devam ediyor. Hülya Avşar da ilk benimle çektiği bir filmde rahmetli Fikret Hakan’la ismimizin üzerine yazdırdık onun adını, onu lanse ettik dünyaya. Hülya da zaten çok başarılı bir sanatçı. Şu anda ‘simit yeriz’ gibi abuk sabuk konuşsa da kendisini geliştiren bir isim.  

Editör: TE Bilişim