“Kadınlar ne ister?” bu soruya tek bir cevap vermek zor. Çünkü her kadın bir değil. Aslında kadınların ne istediğinden çok, onların bir şey isteyebileceği ortam yaratabiliyor muyuz? Bu çok daha önemli bir konu… Kadın her daim erkeğin yoldaşı olmuş, başarısında yanında bulunmuş. Ulu Önder Atatürk’ün sağladığı haklarla daha özgür, kanun karşısında eşit olmuş. Ancak hala bazı yerlerde ikinci sınıf vatandaş konumunda, ailenin mirasından mahrum edilmiş.

Eğitim ailede başlar

Özgür ve güçlü kadınlar yaratmak toplumun elinde… Öncelikle ailelerin çocuklarına iyi bir eğitim almasını sağlamaları gerekir. İleride tek başına ayakları üzerinde durabilen, ekonomik açıdan bağımsız kadınlar yetiştirmeliyiz. Erkeklere de sevgiyi öğretmeliyiz. Çocukları kız, erkek diye ayırmadan sorumluluk duygusuna sahip olmalarını sağlamalıyız. Ev işlerini yapmayı da öğrenmeliler. “Sen erkeksin ne işin var ütüyle.”, “Kız çocuğu okuyup ne olacak otur yemek pişirmeyi öğren.” cümleleri hafızalardan silinecek. Atasözleri diye uydurulan kadını aşağılayan sözlerden kaçınacağız. Toplumsal cinsiyet eşitliği, yol haritamız olacak. Bunları yaparsak kadınları mutlu ederiz. Gülümseyen kadın toplumunda refahını sağlar. Şöyle bir etrafınıza bakın. Kadınlar olmazsa ne yapardık? Düşünmeye gerek yok bizde olmazdık.

Lider kadınlar… Kadınlar Günü…

Türk’ün doğuşuna baktığınızda kadının ne kadar önemli olduğunu ve son sözü onların söylediğini görürsünüz. Bizim evde son sözü ben söylerim ama “Tamam canım…” Kadınlarda Amazonluk yapmamalı tabii ki… Bazı kadınların kendilerini erkekten üstün görmeleri de hoş değil. Kadın hakkı yok, erkek hakkı da yok. İnsan hakkı var. Tüm insanlar eşittir. Bugün Kadınlar Günü tamam çiçek, böcek günü değil ama bugünün simgesi kırmızı karanfildir. Karanfilin kokusu yoktur. Özel bir kadının elinde kokusu ortaya çıkar. Tek bir karanfil ne çok şey anlatır. 8 Mart’ta kadınların yollarına kırmızı karanfiller sermek…  Kadınlar örselenmiş, incinmiş bir karanfil gibi… Bir sessiz çığlık gibi masum ve narin, sen ki özgürlük kadar güzelsin sevdiğin kadar özgür, inan az kaldı bitecek her şey, susma, ağlama, gül biraz… Radyo Ege’de Aşkın Nur Yengi söylüyor. “Karanfil…”

Anılar…

 1991… Üniversite yıllarım artık CD’ler var. Amcam İzmir’e CD çalar ile birlikte “Hesap Ver” albümünü gönderiyor. “Karanfil” şarkısı bu albümde en çok dinlediğim şarkıydı. Emsal ile çok dinlerdik. Baba şiddeti gören ve her şeyden korkan bir karanfil… Bakış açısını değiştirerek, o güzel başını güneşe çevirip özgürlüğü keşfetti. Ağlamak yerine gülmeye başladı. Susmadı, küsmedi en kötü zamanlarında bile şiirler yazdı. Okula getirdiği o ağır daktilo ile yazdığı tezlerle ilk parasını kazandı. Şimdi başarılı bir yönetici, Tuncam gibi bir evlat yetiştirdi… Bu şarkı, bir marş gibi… Aşkın Nur Yengi şarkıları böyledir seni alıp götürür. Başka şarkısında “Susma veda ederken biraz gül bir şey söyle” diyor. “Bu kadar zor mu seni sevdim bir zamanlar demek… Sen olmasan bile hayat devam eder doğar güneş” Sevgi bitebilir ama hayat devam eder. Terk etti diye, öldürmeye, dayak atmaya ya da kezzap dökmeye gerek yok. (Dilberay ve Bergen vizyonda, izleyin!) Umut her zaman var. Karamsarlığa gerek yok… Hayata tutunmayı bilmek gerek. Emsalsiz günlerde bunalıma girmiştim ama yaşamın güzel olduğunu keşfettim. Karşıma çıkan dönüm noktalarını gördüm. Her bahar aşık olmanın gerekliliğini keşfettim. Yine baharlar gelecek… Şarkılardan fal tutarak siz de güzellikleri yakalayabilirsiniz. Açın radyonuzun sesini, bakalım hangi şarkı çalıyor.

Ahmet iyileşiyor.

Hayat çok kısa, kavgayla, şiddetle zaman kaybetmeye gerek yok. Yarın ne olacağımız belli değil. Yılbaşı öncesi arkadaşlarıyla eğlenirken tansiyonu fırlayıp beyin kanaması geçiren Radyoların Prensi Ahmet’imiz hala hastanede… Altta,Tarkan’dan “Geçcek” şarkısı iyi gider. Dualarımız onunla… Şükür iyi gidiyor. Mikrofon başına geçmesini özlemle bekliyoruz.

Kadın eli değen fuar...

MODEKO mobilya fuarına katılan firmalar yurt dışından gelen alım heyeti ile yaptığı anlaşmalar sonucunda, iyi ki katılmışız diyerek, fuarın organize eden EFOR Fuarcılık Genel Müdürü Nuray İyigele ve NOBEL Fuarcılık Genel Müdürü Erhan Çelik’e teşekkür ettiler.

Tekrar buluşuncaya dek, daima gülümseyin…