"Begümcan", "Winner" ve yavruları "İzmir", "Deniz" ve "Ege"den oluşan "Türkiye'nin ilk fil ailesi", İzmir Doğal Yaşam Parkı'nda hayatlarını sürdürüyor.

Fiillerin kaçak avcılık tehdidi altında kalmalarına, yaşam alanlarının yok edilmesine, esaret altında tutulmalarına dikkati çekmek amacıyla 2012'den beri 12 Ağustos, Dünya Fil Günü olarak kutlanıyor.

Doğal yaşam alanı Sahra Altı Afrika, Güney ve Güneydoğu Asya olan fillerle İzmir, 1954 yılında Pakistan'dan 6 yaşındaki Pak Bahadur'un getirilmesiyle tanıştı.

Kültürpark Fuar Alanı'ndaki İzmir Hayvanat Bahçesi'nde 200 metrekarelik alanda uzun yıllar yaşamını sürdüren Pak Bahadur, İzmir Enternasyonal Fuarı'nın simgelerinden biri oldu. Pak Bahadur'un daha geniş ve doğasına uygun bir alana taşınması için İzmir'de imza kampanyaları düzenlendi.

Pak Bahadur'a arkadaşlık etmesi için Begümcan, 1998 yılında Hindistan Cumhurbaşkanı'nın bir hediyesi olarak İzmir'e getirildi.

Yaşlılığa bağlı olarak ayak ve eklemlerinde sorunlar yaşayan Pak Bahadur 2007 yılında öldü. Doğal Yaşam Parkı'nın bulunduğu alan gömülen Pak Bahadur için burada anıt da dikildi.

Bu kez Begümcan'ın yalnız kalmaması için İsrail Ramat Gan Hayvanat Bahçesi'nde 2002'de dünyaya gelen Winner, 2008'de Fuar Hayvanat Bahçesi'ne getirildi. Begümcan ile Winner, 2008 yılının Ekim ayında Fuar Hayvanat Bahçesi'nden İzmir Büyükşehir Belediyesince oluşturulan Sasalı Bölgesi'ndeki Doğal Yaşam Parkı'na götürüldü.

O tarihten bu yana Begümcan ve Winner'ın üç yavrusu dünyaya geldi. Türkiye'de doğan ilk fillere "İzmir", "Deniz" ve "Ege" isimleri verildi.

Filler, yaz aylarında zamanlarının büyük bölümünü kum ve su havuzunda geçiriyor. Bakıcıları, filleri meyvelerle besliyor. Filler, zaman zaman ziyaretçilerin çok yakınına kadar gelerek onları adeta selamlıyor.

Filler, parkın gözdeleri
Filler, 130 türde 2 bine yakın hayvanı barındıran parkın en çok ilgi gösterilen hayvanları arasında yer alıyor.

İzmir Doğal Yaşam Parkı Müdürü Şahin Afşin, AA muhabirine fillerde bir doğumun gerçekleşmesi için 2 yıl hamilelik süresi ve öncesinde de hazırlıklar yapıldığını aktardı.

Afşin, "Bu hazırlıklarla birlikte bir filin dünyaya gelmesi basit değil, yaklaşık 4 yıl sürüyor. İzmir'den sonra Deniz dünyaya geldi. Deniz ile İzmir arasında yaklaşık 4 yıl var. Deniz ile Ege arasında da 7 yaş var. 2021 yılında da Ege dünyaya geldi. Şu an fil ailemiz 5 kişilik. Baba Winner anne ise Begümcan." diye konuştu.

Yaklaşık 15 bin metrekarelik bir alanda fillere özenle bakıldığını anlatan Afşin, odalarının kışın klimayla ısıtıldığını ve fillerin kendilerine ait havuzları olduğunu aktardı.

Afşin, fillerin beslenmelerine de önem verdiklerini ifade ederek, "Bir fil günde yaklaşık 100 kilo yonca tüketiyor. Sebze ve meyve 20-25 kilo arasında değişiyor. Günde ortalama 40-50 litre su içiyor. Elma, karpuz çeşitli meyveler veriyoruz. Ortalama bir filin günde 150-200 kilograma yakın bir tüketimi söz konusu." dedi.

Baba Winner'ın 20 yaşında ve 5 ton ağırlığında olduğunu söyleyen Afşin, "Boyu ise 4 metrenin üzerinde. Ömürleri takriben 60-70 yıl arasında değişiyor. Besin yetersizliği ve hastalandığında müdahale edilememesi gibi nedenlerle doğada bu ömürleri biraz kısalıyor. Doğal yaşam alanlarında ise besin ve sağlık konusunda problem olmadığında maksimum 80'e kadar yaşıyorlar. İlk gelen ziyaretçilerimiz özellikle fil ailesini ziyaret ediyorlar." ifadesini kullandı.

Editör: TE Bilişim