SON MÜHÜR-KAZİM BOZKURT/Meme kanserinin herkesin korkulu rüyası olduğunu vurgulayan Ulueren, kadınlarda daha sık göründüğünü belirtirken, sekiz kadından birine tanı konulduğunun altını çizdi. Ulueren, “Benim medikal boyutum yok, fakat kanserle ilgilenen bir vakfın, yönetim kurulu başkanı olarak erken tanının hayat kurtaracağını biliyorum. Bir kadın, anne olarak yaşam, hasltalıklarla umutsuz hale geliyor. Bunu umutlu hale getirebilmek için, sık sık kontrol ettirmek gerekiyor. Elle kontrolün her zaman yapılması lazım. Her kanser türünde, erken tanı yaşam kurtarır. Prof. Dr. Haydaroğlu’na saygı duyarım. Meme kanseri konusunda duayendir. Her yerde erken tanı hayat kurtarır, mamografinizi yaptırın der. Aldığımız gıdalar, yaşamın stresli ortamı, radyasyon kanseri tetikleyen faktörlerdir. Meme kanseri farkındalık haftasında en kıymetli söz, mamografiye kadınlarımızın gitmesi, kontrolleri ihmal ettirmemeleridir. İki yılda bir mutlaka gidilmeli. Yaşam devam ediyor, geç kalınmışlıklarda kayıp oluyor. Doktorların bunca fedakarlıklarına rağmen olabiliyor” diye konuştu.
KİTVAK’ın kuruluş süreci ve projeleri
Bir derneğin içine girildiğinde, her şeyin adanması gerektiğini belirten Ulueren, KİTVAK’ı şöyle anlattı:
KİTVAK, 1991 yılında dernek olarak, Prof. Dr. Suat Çağlayan tarafından kuruldu. Derneğe böyle önemli noktada, yeterli çalışma üretemeyeceği, geniş alanlara yayılamayacağı düşüncesiyle vakıfa dönüştürüp, hastane kurmayı hedefledi. Sonra vakıf haline geldi, 18 Mayıs 2004 tarihinde de Tülay Aktaş Onkoloji Hastanesi kuruldu. Kurucular içinde, Dönemin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Burhan Özfatura ve İzmir Valisi Kutlu Aktaş da vardı. Vali Aktaş’ın değerli eşi Tülay Aktaş kanser olmuştu, Ayfer Haydaroğlu onun doktoruydu. Çok çaba harcadık, fakat kaybettik. Tülay Aktaş, İzmir’e büyük bir pencere açmıştır. Onun çalışmalarını bilen bir grup olduğumuz için, ilk yapılan hastanemize adını verdik, herkes onu tanısın diye. Çocuk onkolojisi üzerine kuruldu hastanemiz, şu anda yarısı çocuk onkolojisi, yarısı yetişkin onkolojisi olarak görevini sürdürüyor. Tabii ki hastane kurduktan sonra, iç teçhizatına da çok büyük destek verdik. İlik tankı 2006 yılında alındı, bir gece düzenledik Çeşme’de, bağış toplamak için. Dönemin parasıyla 100 milyara yakın bağışla satın aldık, çocuklarımızın şifası için. Avrupa tarafından akredite edilmiş iki hastane var, biri Akdeniz Üniversitesi’nde, diğeri de Ege Üniversitesi Tülay Aktaş Hastanesi’nde. Gururla paylaşabiliyoruz. Okulumuz da var. Halk eğitimden, milli eğitimden hocalarımız var. Eğitimi aksayan çocuklarımızı, okula devam ettirebilmek için”
“Bekleyiş süreci çok acıydı”
Çocuklara kanser teşhisi konulduğunda, anne babanın bekleyiş sürecini çok acı olarak değerlendiren Ulueren, anne çocuğun yanında kalırken, babanın parkta uyuduğu, bekleme salonlarında kaldığına dikkat çekti. Ulueren, “102 yataklı konuk evi yaptık, Türkiye’de ilk kez. 2011’de bağışlarla gerçekleştirdik. Bu ay, onuncu yılını kutluyoruz. Çok kişiye derman olduğunu biliyoruz. Geri dönüşler öyle. Hasta yakınları, uzun süreçli tedaviye tanık oluyorlar, bu tedavi sırasında bütçeleri yeterli olmayabiliyor. Çok değerli Yönetim Kurulu Üyemiz Nesrin Coşkun’un fikriydi bu, ‘Askıda Oda’ projesini hemen hayata geçirdik. Gücü yetmeyen konuklarımızı KİTVAK bedelini ödeyerek yatırıyor. Hasta yakını tedaviyle ilgilenirken, yemek ve konaklamasını düşünmüyor. Müdürlerimiz çok sıcak nahif kişilerdir” ifadelerini kullandı.
“Her gün bir şey için bağış geliyor”
KİTVAK için bir bağış projesi hayata geçirdiklerininden bahseden Ulueren, “Bir taziye için, doğum günü için, öğretmenler günü için bize talepler geliyordu, bağış kartı gibi. Biz de özel çalışma yaptık, kartlar oluşturduk. Evlenenlere mutluluk dileği, hasta olanlara geçmiş olsun gibi. Bunlar çeşitlendirilebilir. O kadar bekliyorlarmış ki, her gün bir karttan bağış geliyor. Sosyal medyada da paylaşmaya başladık. Bizden beklenen önemli bir konuymuş Talebe binaen yanıt vermiş olduk. Bu konuda çalışma yapan herkese sonsuz teşekkür ediyorum. Bağış yapmak isteyenlere o yöntemle adlarına gönderiyoruz. Sürpriz oluyor, mutlu oluyorlar” sözlerini aktardı.
