CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, CHP PM Üyesi ve İzmir Milletvekili Ednan Arslan ve İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır ile birlikte İl Binasında İzmir depremi konulu bir basın açıklaması yaptı. Depremin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen mağdurların ödemesi gereken bedelin hala belli olmadığı belirten Yücel,  hükümete ‘emsal artışı’ ve 340 milyon dolarlık Dünya Bankası Kredisi için çağrıda bulundu. Yücel yapılan konut projelerinden birilerine rant sağlandığını iddia ederek “Burada depremzedeler üzerinden birilerine rant sağlanıyor. Çıkarırsınız maliyet hesaplarını hangi koşullarda kimlere ihale edildi, kaç kişiden teklif alındı, bunları açıklarsınız biz de iddiamızı geri alır, sizden özür dileriz.” diye konuştu

‘HAK KAYBI YAŞANMAYACAK’ SÖZÜ TUTULMAMIŞTIR

CHP İzmir İl Başkanlığı’nda düzenlenen basın toplantısında bir buçuk yıl aradan sonra yeniden başlayan yüz yüze eğitimin hayırlı olmasını dileyerek başlayan Deniz Yücel “2021-22 eğitim dönemi başladı. 18 milyon kadar öğrenci eğitim hayatına başladı. Pandemi koşullarına ve belirsizliklere rağmen eğitim öğretim yılı başladı. Bütün öğrenci ve öğretmemelerimize başarılar diliyorum. İzmir depremi üzerinden 1 yıl geçti, depremzedelerin barınma ihtiyacı ve yaraların sarılması için başta İzmir Büyükşehir Belediyesi olmak üzere Bakanlıklar ve AFAD çalışmalar yaptı. Evleri yıkılan ve hasar alan binlerce İzmirlimiz hala yeni evlerine kavuşmak için mücadele veriyorlar. İktidar ve bakanları tarafından verilen, ‘hiçbir vatandaşımız hak kaybına uğramayacak’ sözleri tutulmadı. CHP olarak depremden etkilenen vatandaşlarımızın sorunlarının çözümüne yönelik tüm çalışmaları siyaset üstü olarak görüyoruz. Bugün Bayraklı’da, devam eden ve depremde yıkılan evlerin yerinde yapımı projesi maalesef büyük sorunlarla devam diyor. Bu hem yerel hem genel iktidarın sorumluluğunda. Alanda yapılan tüm çalışma ve yetki genel iktidarda. Bunca zaman, verilen sözlerin başında gelen ‘kimse hak kaybı yaşamayacak’ sözü daha projenin başında tutulmamıştır.  Proje başlarken hak sahiplerinin onayı alınmamış, projeler depremzedelerle paylaşılmamış, kayıpların nasıl tazmin edileceği açıklığa kavuşturulmamıştır” dedi. 

‘HAZİNENİN DÜNYA BANKASINA GARANTİ VERMESİ LAZIM’

İl Başkanı Deniz Yücel, çok tartışılan 340 milyon dolarlık Dünya Bankası kredisi hakkında da önemli açıklamalarda bulundu. Yücel , “İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız depremzedelerin konut ihtiyaçlarının karşılanması için Dünya Bankasından bulduğu kredi meselesi var. Bu konu AKP’li yöneticiler tarafından çıkmaza sokuldu. En azından belli bölüme finansman sağlayacak böyle bir imkan varken, konunun çözümsüz bir yere sürüklenmesi depremzedelere yapılacak en büyük kötülüktür. Bu kredi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tunç Soyer’in özel çabalarıyla bulunmuş, yasal prosedür tamamlanabildiği takdirde hazır bir kredi. Bu kredi İzmir depremi için İzmir’e verilecek. Bu kredi için hazine garantisi isteniyor. Bu konuda algı yaratılmaya çalışıldı. Bizi bu algı ilgilendirmiyor. Bir somut gerçek var, bu kredinin kullanılması için merkezi hükümet atması gereken adımları atmamıştır. İller Bankası’nın kredi için Hazine garantisi istemesi, hazinenin bu krediyi yatırım programına aldığını ve garanti verdiğini dünya bankasına bildirilmesi gibi. Ama İller Bankası tarafından bu somut adımlar atılmayıp, iş sürüncemede bırakılıyor. AKP’li yöneticiler Büyükşehir hakkında olumsuz bir algı yaratmaya çalışıyor. Bu kredinin İzmir Büyükşehir Belediyesi aracılığıyla depremzedelere ulaştırılmasını Büyükşehir adına başarı kendileri adına da başarısızlık olarak görüyorlar. Aynı pandemi döneminde bağışı, ekmek dağıtımını, aşevlerini engelledikleri gibi. Bu tarz bir kredi AKP’li bir belediye tarafından bulunmuş olsaydı yine bu şekilde mi davranırlardı bunun takdirini kamuoyuna bırakıyoruz. Bu inadı artık bırakın, algı yaratma peşinde depremzedelere daha fazla zarar vermeyin” ifadelerini kullandı. 

“EMSAL ARTIŞINI TBMM’YE GETİRSİNLER”

Emsal artışı tartışmalarına da değinen Yücel, “Belediyelerin emsal artışına karar verebileceği gibi hukuki altyapısı olmayan açıklamalar yapmakta. Belediyelerin alacağı emsal artışı kararları, mahkemeye gidildiğinde baştan iptale mahkum. Yeterli sosyal donatı alanı ve yeşil alan ayırmadan yapıldığı takdirde bunun karşısında mahkemeler iptal kararını verecektir. Hem emsal artışı diyorlar hem de proje alanlarında 8 katlı binaları 5 kata indiriyorlar. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Eğer depremzedelerin sorunlarının çözümüne dair samimi bir adım atmak istiyorlarsa, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde İzmir depremi ile ilgili belli sınırlar dahilinde emsal artışlına ilişkin getirsinler yasa tekliflerini biz de destekleyelim ve alkışlayalım” diye konuştu. 

“METREKARELER NEREDEYSE YÜZDE 50 DÜŞÜRÜLDÜ”

AK Parti tarafından yapılan “Emsal artışı” açıklamalarında samimiyet olmadığını aktaran Yücel, “ Cumhurbaşkanı kararıyla 7 proje alanı ilan edildi. Bu proje alanlarında yıkılan bin 819 tane bağımsız bölüm, mülkiyet sahibi var. Burada tüm yetki bakanlığın. 7-8 katlı binalar 5 kata indirildi. Hangi mantıkla, hangi dayanakla belli değil. O bölgede gökdelen, yüksek binalar var. Depremden önce 120-130 metrekare olan bağımsız bölümler bakanlık kararıyla 5 katla sınırlandığı için ortalama 70 metrekareye düşürüldü. Gerekli zemin etüdü ve jeolojik etütle kat yüksekliği korunabilirdi. Bu binaların 5 katla sınırlanması depremzedelerin metrekarelerinin yüzde 40 yani neredeyse yarı yarıya düşürülmesi mağduriyet konusunda çarpan etkisi yaratmıştır. Hem emsal artışı diyeceksiniz hem de proje alanlarında emsali düşüreceksiniz. Hem ilerisinde gökdelen imarı vereceksiniz” dedi. 

“DASK BAKANLIĞIN YIKTIĞI BİNALARA ÖDEME YAPMIYOR”

“Depremde az ve orta hasar gören binalar var” gibi ifadelerin bırakılması gerektiğini belirten Yücel “Bir binanın depremden hasar görüp görmemesi,   o binanın oturulabilir konut olmamasıyla bağlantılı, bu terminoloji depremzedeler arasında bir sınıflandırma, ayrıştırma yaratıyor, bu da hukuksuz bir takım uygulamaların önünü açıyor. Burada kriterin oturulabilir ye da oturulamaz olması gerekiyor. Sırf proje alanı içinde olduğu için, yenilenmiş binaların da yıkılması gündeme geliyor. Bakanlık tarafından karar alınarak resen bina yıkımı söz konusu oluyor. Ada bazında böyle bir karar alınıyor, binalar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yıkılıyor ama DASK bina sahiplerine ödeme yapmıyor. Bu binalar depremde yıkılsaydı DASK bedel ödeyecekti bu bedeli şu anda bakanlığın ödemesi gerekiyor. Buralar birlerine ihale dildi, kime hangi karla ihale edildiği belli değil. Hak sahiplerine boş kağıtlar imzalatıldı. Metrekaresi küçültülmüş olan bağımsız bölümü için kaç para ödeyeceği hala belli değil” dedi. 

“RANT SAĞLANIYOR”

Yıkılarak yeniden yapılan deprem konutlarıyla rant elde edildiğini iddia eden Yücel, “Burada depremzedeler üzerinden birilerine rant sağlanıyor. Çıkarırsınız maliyet hesaplarını hangi koşullarda kimlere ihale edildi, kaç kişiden teklif alındı, bunları açıklarsınız biz de iddiamızı geri alır, sizden özür dileriz. Biz CHP olarak hep yapıcı ve İzmirli vatandaşlarımızdan yana tavır koyduk. Kılıçdaroğlu’nun yakinen takip ettiği depremzede vatandaşlarımızın sorunlarının çözümünde elimizi taşın altına koymaya hazırız. Büyükşehir Belediye Başkanımız Soyer’in aldığı insiyatif ve samimiyet herkesin malumudur. Burada Bakanlığı yaşanan sorunları gidermeye, haksız, hukuksuz, adaletsiz uygulamalara son vermeye davet ediyoruz. Hak sahiplerinin az-orta- ağır hasarlı olduğuna bakılmaksızın Afet yasası kapsamında değerlendirilmesi 20 yıllık, 2 yıl ödemesiz, faizsiz krediden faydalanmasını istiyoruz” diye konuştu. İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır’ın verdiği konuya ilişkin verdiği soru önergesini hatırlatan Başkan Yücel, “Gerekli komisyonlara havale edildi. Meclis açıldığında bu önerge komisyondan geldiğinde, depremzedelerin menfaatine olan bu yasa teklifine de destek vermeye davet ediyorum” ifadelerini kullandı. 

“İŞ BİRLİĞİNE VE YARDIMA HAZIRIZ”

Başkan Yücel depremzedelerin sorunlarının çözümüne yönelik atılması gereken başlıca adımları sıralayarak, “Bayraklı’da sadece hasar gören binaları kapsayacak şekilde bir defaya mahsus olmak üzere emsal artışı düzenlemesinin önünü açacak kanun düzenlemesi yapılmalıdır. Binaların depreme dayanıklı şekilde inşa edilmesine ilişkin maddeler de yer almalı. İnşa edilen konutlarda hak sahibi olanların yaşadığı hak kaybına ilişkin acil düzenleme yapılmalıdır. Mevcut proje alanlarında hak sahiplerinin dışında, daha fazla konut yapıldığı bilgisi bize verildi, bunlar kime verilecek bunlardan rant sağlanacak mı? Ödemeler arasındaki adaletsizliğin de girdirilmesi gerekmektedir. Hak sahiplerine çıkarılacak maliyetler derhal açıklanmalı. İhalesi yapılmış, şartnamesi belirlenmiş, birçoğu teslim aşamasına gelmiş bir işin maliyeti hakkında depremzedenin ödeyeceği tutarı bilmiyor olması insanlarımızı günlük yaşamlarını yaşayamayacak hale getirmiştir. Boş kağıda imza attırmak devletin yöntemi olmamalı diye düşünüyoruz. Bu çağrılar İzmir halkının çağrısıdır. Başta AKP’li yöneticiler olmak üzere Bakanlık ve TOKİ’den cevap bekliyor, her türlü yardım ve işbirliğine hazır olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz. Kapalı kapılar ardında vatandaşa dayatma yapan bir iktidar bu ülkeyi yönetemez” dedi.

Editör: TE Bilişim