9 Ağustos tarihinde ilçe danışma kurullarına başlayıp 5 Eylül’de tamamlayan CHP İzmir İl Başkanlığı, iki yılın ardından İl Danışma Kurulunu yaptı.

Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen kurula, ev sahibi İl Başkanı Deniz Yücel’in yanı sıra; İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grup Sözcüsü Nilay Kökkılınç, CHP İzmir milletvekilleri, ilçe başkanları, ilçe belediye başkanları, il yönetim kurulu üyeleri ve il disiplin kurulu üyeleri katılım gösterdi. 

10 Ekim Ankara Gar Katliamı anıldı

Konuşmasına 10 Ekim 2015 yılında terör örgütü İŞİD’in sorumlu olduğu Ankara Gar katliamında hayatını kaybeden 103 vatandaşı anarak başlayan Başkan Yücel, “Üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen acısı dinmeyen 10 Ekim Gar Katliamı kurbanlarını anmak istiyorum. Katliamın üzerinden 6 yıl geçti 103 kişinin hayatını kaybettiği katliamın acısı ilk günkü gibi duruyor. Ankara’da düzenlenen mitinge katılanlara yönelik, yasadışı terör örgütü IŞİD tarafından gerçekleştirilen katliamın üzerinden 6 yıl geçti. Barışın sesini Ankara’dan ülkeye duyurmak için sadece miting yapmak istemişlerdi. Ne yazık ki Türkiye’nin dört bir yanından barış için, demokrasi için, emeğin gücü için gelenlerin toplandığı alanda patlatılan 2 bombayla barış sesleri, kardeşlik türküleri, kana bulandı. Daha da kötü olan şey, adaletin hala tecelli etmemiş olması. Bu ve halkımızın kardeşliğine yönelen, bir yüzü karanlık bırakılan tüm katliamların katillerini ve göz yuman iş birlikçilerinin peşini bırakmayacağız. Onların ismi İzmir’de kent meydanında yaşayacak” şeklinde konuştu.

İktidar mesajı

Kurullardaki amaçlarının örgütsel çalışmayı geliştirmek ve yeni fikirler üretmek olduğunu belirten Başkan Yücel, iktidar olduklarında nasıl bir ülke düzeni planladıklarını açıkladı ve “Danışma kurullarında; partimizin genel politikası açısından sosyal, ekonomik, kültürel, siyasal konularda, Türkiye genelinde ve kent özelinde yönetim kademelerinin politika oluşturmasına katkı sunmak, yapılan parti çalışmalarını ve örgütsel faaliyetleri geliştirmek üzere demokratik bir ortamda konuşmak, tartışmak ve fikir üretmeyi amaçlıyoruz. Hedefimizi tek bir kelimeyle ifade etmek mümkün. Hedefimiz iktidar. Ama nasıl bir iktidar? Toplumun tüm kesimlerini kucaklayan, kimseyi ötekileştirmeyen, ayrıştırmayan, siyaseti yönetmek için toplumu kutuplaştırmayan bir iktidar. Kendi öz yurtlarında yurtsuz kalan gençlerini, kayyum rektöre itiraz ettikleri için demokratik haklarını kullanan gençlerini, akademisyenlerini terörize etmeyen, toplu gözaltılarla tutuklamalarla toplumu sindirmeye çalışmayan bir iktidar. Kadına şiddete ‘Dur’ diyen, devletin tüm kurumlarıyla kadına şiddete karşı tedbir alan, aktif tavır alan ve uygulayan bir iktidar. İşçiye, memura, emekliye, hak ettikleri ücreti veren, EYT’lilerin emeklilik hakkını, polise, infaz memuruna, sağlık personeline, din görevlisine 3600 ek gösterge hakkını teslim eden bir iktidar.  Her geçen gün artan mazot fiyatları, elektrik parası, girdi maliyetleri altında ezilen çiftçiyi koruyan, kol kanat geren, bir iktidar. Eğitimi yaz-boz tahtasına çevirmeyen, halk sağlığını hasta garantili ticarethanelere teslim etmeyen, vatandaşlarımız işsizlikten kırılırken, eş, dost, akraba atamalarıyla, liyakatsiz kadrolara 3 -5 yerden maaş vererek devletin kurumlarını arpalığa çevirmeyen bir iktidar.  Ülkenin zenginliklerini eşit bir şekilde dağıtan, çalışan, üreten, yasama organının etkili bir şekilde çalıştığı, halkın sorunlarına çözümler getiren yasalar çıkardığı, yargının bağımsız olduğu, talimatla değil, Türk milleti adına, Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına göre kararlar verdiği, yürütmenin sadece icracı olduğu, yasama organı ve bağımsız yargı tarafından denetlendiği, basının özgür olduğu, kuvvetler ayrılığının tam anlamıyla hayata geçtiği bir sistemde, halkına hesap veren bir iktidar” ifadelerini kullandı.

“En doğru yöntem herkese ulaşmak, dokunmak”

“Parti devlet” söylemi üzerinden mevcut iktidarı hedef alan Başkan Yücel, “Ülkemizin şu an içinde bulunduğu duruma baktığımızda; Türkiye Cumhuriyeti’nin kurumsal yapısının bozulduğu, bin yıllık devlet geleneklerinin yok edildiği, bütün kararların ve güçlerin tek bir kişinin elinde ve uhdesinde toplandığı ve ne yazık ki parti devletine dönmüş ucube bir sistemle yönetildiğimiz görüyoruz. Bu düzeni değiştirmek için göreve geldiğimiz ilk günden beri İl yönetim kurulu üyelerimizle birlikte canla başla çalışıyoruz. En önemli önceliğimiz mümkün olduğu kadar vatandaşımıza ulaşmaktı. Şunu çok çok iyi biliyoruz. Biz kendimizi anlatmazsak, insanlar, bizi başkalarının anlattığı şekilde değerlendiriyorlar. Her türlü iftirayı, karalamayı, algı yaratma yöntemlerini kullanan bir iktidar karşısında en doğru yöntem; herkese ulaşmak, herkese dokunmak, herkesi kucaklamaktır” sözlerini aktardı. 

“CHP’li Belediyeler her türlü engellemelere rağmen halkın sorununa çözüm üretiyor”

8-9 Ekim’de 30 milletvekiliyle İzmir’in 8 ilçesinde düzenlenen saha çalışmasına ve gelen eleştirileri de ele alan Yücel, şu mesajları verdi:

“2 gündür bir çalışma yapıyoruz. İzmir milletvekillerimiz ve genel merkezimizce görevlendirilen milletvekillerimizle birlikte toplam 30 milletvekilimizle Kınık, Bergama, Aliağa, Menemen,  Kiraz, Beydağ, Bayındır ve Tire’de köy çalışması yaptık. 194 köy ve 41 merkez mahallede çiftçimizle, üreticimizle ve esnafımızla bir araya geldik. Bu çalışma birilerini rahatsız etmiş ki; AKP’li bir vekil “Misafir milletvekillerini şehir merkezine sokamadılar” diye bir şey yumurtlamış. Her zamanki gibi kirli dilleriyle Belediyelerimize çamur atmış. Behey gafil! Sen İzmir’de yaşamıyor musun?  Siz ülkeyi batırdınız farkında değil misin? CHP’li belediyeler her türlü engellemelere rağmen, her türlü karalamaya rağmen halkın sorunlarına çözüm üretiyorlar. Sen uzayda mı yaşıyorsun? İzmir Büyükşehir Belediyesi yangınlara rağmen, sel felaketine rağmen, pandemiye rağmen, depreme rağmen tüm yatırımlarına  projelerine devam ediyor. Daha yeni Bayındır’da süt işleme tesisinin temeli atıldı. AKP iktidarı zor anında, dar anında vatandaşa İBAN numarası gönderip para isterken, Narlıdere metrosunun yapımı hiçbir aksama olmadan devam ediyor. Çiğli Tramvayının yapımı hızla sürüyor. Buca Metrosunu yapım ihalesi yapıldı. Buca Bornova tünelinin yapım işleri devam ediyor. Siz 4 tane yangın söndürme uçağı alamazken İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir’e 364 adet yeni otobüs kazandırdı. Deniz ulaşımı için yolcu gemileri alındı. Siz İzmir’e çivi mi çaktınız? Siz üç maskeyi dağıtmayı beceremezken, belediyelerimi milyonlarca maskeyi vatandaşımıza ücretsiz ulaştırdılar. İktidara geldiğinizde dolar 1 lira 67 kuruştu, Bugün dolar 9 lira.  İktidara geldiğinizde asgari ücretle 11 çeyrek altın alınıyordu, bugün 4 çeyrek altın zor alınıyor. Şimdi söyle bakalım kim becerikli kim beceriksiz? Bu düzeni değiştirecek gücümüz var. İnancımız var. Kararlılığımız var. Bir misyonumuz var;  Büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere emaneti olan Cumhuriyetimizi; 2. Yüzyılında demokrasiyle taçlandırmak.”

“103 canımızı kaybettik”

Ankara Garı Katliamını anarak konuşmasına başlayan Soyer, 103 can için yaptıkları anıtı ziyaret etmeleri çağrısında bulundu ve “6 yıl önce tarihimiz en büyük katliamlarından biri yaşandı. Art arda patlaya bombalarla barı ve demokrasi mücadelesi veren 103 canımızı kaybettik. Acıları çok taze. Göreve başladığımız yılın 10 kiminde böyle bir anıt yapacağımızın sözünü vermişim. Onların anısına layık bir anıt yapabilmek için bir yarışma düzenledik. Bugün açılışını yaparken fark ettik ki o hatıraları yaşamamızı sağlayan bir anıt çıkmış ortaya. 103 canımız hatırlamamızı sağlayan ve İzmir’de barışın simgesi olacak bir anıt” ifadelerini kullandı.

“Birbirimizin gücüne güç katacağımız bir toplantı olmasını umuyorum”

İktidarın çok yakın olduğunu vurgulayan Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, “Bugün, danışma kurulumuzun bu toplantısının son derece heyecan verici olduğunu söylemek istiyorum. Çünkü hakikaten belki de iktidara en yakın  olduğumuz bir dönemden geçiyoruz. Bunu nereden biliyorum? Genel olarak iktidar mücadelesinde seçim yaklaşırken iktidar sahipleri daha suhulet gösterirdiler, muhalefet sesini yükseldi. Fakat bugün durum tersine önmüş gibi görüyor. İktidar gidecek daha ok hırçınlaşıyor. İktidarın korkuyla yarattığı kiteler üzerindeki suskunluk bizlerin yakınlaşmasıyla söze ve sese dönüşmeye başladı. Bunu vekillerimiz ülkenin dört bit yanında yaptıkları yoğun çalışmalardan biliyorum. Gerçekten benim bildiğim kadarıyla tarihte bu kadar yoğun ve yaygın bir çalışma görmedik. Hepsine minnettarız. Biz, genel başkanımın söylediği gibi iyilikte yarışmaya devam edeceğiz. İyilikte rekabete devam edeceğiz. Çünkü yine genle başkanımızın söylediği gibi 2’nci yüzyıla cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırarak girmek istiyoruz. Biz, atalarımızın bize bıraktığı mirasa ve torunlarımıza olan borcumuza layık olmak istiyoruz. Kısacası emek, barış ve demokrasi mücadelesini ileriye taşımak. Bu asli görevimi doğrultusunda belediyecilik yapıyor ve siyaset üretiyoruz. Bizim asli görevimiz diye tarif ettiğim bu çerçeve içinde canla başla çalışmaya devam edeceğiz. Gördüğümüz gibi yoğun bir çalışma yürütülüyor. Ama biliyoruz ki çok daha fazlasını üretmek mecburiyetindeyiz. Başka çaremiz yok. Daha çok çalışmak mecburiyetindeyiz. Bu danışma kurulunu eksiklerimizin derinleştiren değil güçlü yanlarımızın daha fazla görünür hale getirecek sonuçları ortaya koymasını umuyorum. Birbirimizin gücüne güç katacağımız bir toplantı olmasını umuyorum” dedi.

Editör: TE Bilişim