SON MÜHÜR/Geçtiğimiz günlerde, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla başlanan emsal artışı hazırlıklarının ardından, İzmir Büyükşehir Belediyesi, depremzedelere müjdeli haberi vermişti. Büyükşehirin ardından, ilçe belediyeleri de Büyükşehir’i takip ederek, depremzedelerin lehine karar almıştı.

Emsal Kararı’nın her kesimde farklı bir tepki uyandırmasına değinen Kocabaş, “Süper Ego mu, mecburiyetten bencillikler mi bilmiyorum; ama biz işin özünden uzaklaştıkça uzaklaşıyoruz. Gelecek hafta birinci haftası ve ben merak ediyorum, o gün, acaba bir yıl öncesi dimağlarda nasıl hatırlanacak? Şu an yayın yaptığımız binaların arkasında da o Bayraklı’nın hayalet binaları var, her yerde. Bir yıldır toplantılar yapıldı, herkes tepki gösterdi ve gerçekten konumuz emsal artışı mı? Gereksiz olduğunu söylemiyorum; fakat emsal artışına gelmiş olması problemli bu konunun. Daha bugün, sabah sularında 4,2’lik deprem oldu Akdeniz’de. Son 10 günde Ege, Akdeniz beşik gibi. Dün de uzmanlar bu sallantıların daha büyük depremlerin habercisi olabileceğini, uyuyan fayların bir kısmının harekete geçtiğini ifade etti. uzmanlar her gün açıklama yapıyorlar. Ben anlayamıyorum bu ülkenin yöneticileri, yerel yönetimleri hangi uzuvlarını aldırdılar da hiçbir şeyi bu kadar ciddiye almıyorlar?” ifadelerini kullandı.

“Deprem konusu sulandırıldı”

1999 Gölcük Depremi’nden bu yana, depremin hiç ciddiye alınmadığını belirten Kocabaş, yirmi yıldır deprem için alınan vergilerin nerede olduğunu sordu. Kocabaş, depremi gerçek anlamda düşünen tek kişinin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer olduğunu vurgulayarak, “Yapılan çalışmaları biliyorum, anlık değil, uzun vadede yapılan çalışmalar. Bu kentte 1688 benzeri bir deprem mutlaka olacak. Bugüne kadar kimsenin düşünmediğini, bilim insanlarıyla düşünen biri var bu şehirde. Ama hedefte de o var. Genel Başkan’a şikayet ediyorlar, ilçe belediyeleri çok çalışkan ya. Bayraklı da çok seviyor ya kendini. Görünmeyen milletvekilleri, depremden bir sene sonra çıktı. Yapılması gereken, tüm İzmir arazisine, yapısına bakıp, çözümlemeye çalışmaktı” diye konuştu.

“Depremde ölenlerin hayatını alan deprem mi, egoist iradelerin tavrı mı?”

30 Ekim İzmir Depremi’nin neden en çok Bayraklı Bölgesi’ni etkilediğini soran Kocabaş, şunları söyledi:

“Bayraklıda yıkılan, canlarımızı kaybettiğimiz binada ve diğer yıkılan binalarda sorun neydi? Çoğu zaten sorunlu yapılardı, belediyeler bakanlıklar sorunlar bilinse de dönüp bakmamıştı. Bayraklıda ölenlerin hayatlarını alan deprem miydi yoksa egoist iradelerin “bana neci”, vurdumduymaz tavırları mıydı?

Ben şunu da merak ediyorum: Neden Bayraklıda bu kadar etki etti deprem? Konak’ta da sahilde de hissedildi orada neden bir şey olmadı? Acaba gökdelenler miydi buna sebep, toprağa çok baskı yapıp bu sonuca mı yol açtı acaba gökdelenler? Bugün Bayraklıda kim olursa olsun, hangi makamda olursa olsun umrumda değil yine insanların hayatıyla oynayan bir üst irade var. Bilim insanları diyor ki bu deprem olacak. Biz ne diyoruz? “Emsal yüzde 30 mu olsun 40 mı olsun?”. Yüzde yüz olsun, yüzde bin olsun ne sağlayacak bize bu.

‘Çocuk avutur gibi’

Şu an Bayraklıda ya da Konak’ta eski yönetmeliklerle yapılmış, 30-40 yıllık, sıvalarla yaraları kapatılmış kaç tane bina var. Kusura bakmasınlar çocuk avutur gibi çıkıyorlar, ‘Depremle yaşamaya alışmamız lazım’ diyorlar. Öyle mi? Sen yaşa o zaman. Eski tarlaları övenler; tarlalar eve, gökdelene dönerken ne yapıyordu? Bayraklı Müftüsü, Cuma günü hutbede çıksın anlatsın, desin ki, “Siz kendinizi kandırmaya devam edin, öteki tarafta sıradan sorgulanacaksınız.”. Öyle bir şey yok ki! Hz. Peygamber yaşasaydı size ne derdi acaba?

‘Bu meclis üyeleri ne yapıyor’

Bu emsal artışı neyi etkiliyor? Depremle evleri yıkılanları asla etkilemiyor. Kentsel dönüşümü etkiliyor. Deprem günü bir kiracı evini, eşyalarını kaybetti. Belediye konuk etti 1 yıl, eşya yardımı da yapıldı. İnsanlar buradan gitti. Onları neden kimse düşünmüyor. Acaba depremzede tanımını biraz daha açsak mı? Depremi fiilen yaşamış herkes. Telefonumda bir market sahibinin mesajı, intihar etmek üzere. Hepsi kayıtlı burada. Her türlü görevini devlete karşı yerine getirmiş bir esnaf, ailesine bakmaya çalışıyor, deprem günü de son parasını, 300 bin lirasını mal almak için kullanmış ve canından başka hiçbir şeyini kurtaramamış. Muvazaalı bir bina, bu durum bildirilmiş fakat kimse gelip incelememiş. Bankalar, her yer borçlarını almaya çalışıyor ve geçenlerde “İntihar edip bir mektup yazacağım ağabey, sanırım o zaman borçlarımı silerler.” Diye mesaj atmış. Merak ediyorum ya bu meclis üyeleri ne yapıyor. Neden gündem olmuyor bu insan? Milletvekilleri neden konuşmuyor? AK Partili, CHP’li fark etmez. Faylar ayrım yapmıyor. Anladığım kadarıyla biz balık hafızalıyız, çok kısa sürede unutuyoruz.

‘Hobbit mi bu insanlar demiştim, aynı düşüncedeyim’

Geçenlerde gördük, “Depremzedeler evlerinden çok memnun!” Memnun olsunlar tabii ama onlar söylemiyor muydu “Benim evim 130 metrekareydi 70 metrekareye düşürüldü.” Diye. Kimse sormuyor mu ben her şeyimi 130 metrekareye göre ayarlamış ve almışım ve devlet nasıl benden alabilir bu hakkımı? Sorduğum an da diyorlar ki “Hastanenin orada yapıyoruz, orası daha büyük oraya git.” Hobbit mi bu insanlar demiştim halen aynı düşüncedeyim ama depremzedeler mutluysa ne ala.

Bakan Kurum “Evler normal.” Diyor. Evler normal tabii, onların istediği yaşam tarzı bu. Merak ediyorum acaba “bazı” marketlerde mobilya setleri mi satılacak”

“Mezarlar kendini vazgeçilmez sananlarla dolu”

Deprem sorununda halkın utanması değil, 199’dan bu yana milletvekili olup da bu konuyu gündeme getirmeyenlerin utanması gerektiğinin altını çizen Kocabaş, “Benim belediye başkanım, 20 yıl, 50 yıl sonrası İzmir için neler düşünüyor? Neden 8-9 şiddetindeki depremlerde Japonya’da bir şey olmuyor da bizde 5 katlı binalar düşük şiddetli bir depremde yerle bir oluyor düşünüyor muyuz? Hayır. Biz en kolayını seçtik hep millet olarak. Çünkü ülkemizde bilim insanları sevilmez. Siyasetçi halkı sevindirecek, halk siyasetçiden bir şey isteyecek, yarısını ya da çeyreğini alacak mutlu olacak. Hiçbir şey alamazsa da başka partiye oy verecek. Ayıp ya hu ayıp. Unutulmasın mezarlıklar kendini vazgeçilmez sananlarla dolu. Herkes için bitecek bu hayat” dedi.

Editör: TE Bilişim