Ziyaretlerine siyasi bir anlam yüklenmemesi gerektiğini vurgulayan Başkan Soyer, “Böyle yorumlayanlar olabilir. Ben ne yaptığımı biliyorum. Gittiğimiz yerlerdeki insanlar ne yaptığımı görüyor. Dolayısıyla gerisi beni ilgilendiriyor. Ben tam tersine diyorum ki; bu siyasetin tillahıdır. Ben siyaset yapıyorum ama onların bildiği anlamda değil. Ben asla; ‘Cumhuriyet Halk Partisi gelecek her şey düzelecek’, ‘CHP’ye gelsin oylar’ demiyorum. Bu ziyaretlerde siyaset konuşup, siyasi mesajlar vermiyorum. Ben sadece insanların vicdanlarını, farkındalığını açmaya, büyütmeye çalışıyorum” ifadelerini kullandı.

O taraklarda bezim yok
Başkan Soyer, önümüzdeki dönemlerde daha çok gündeme gelecek “Cumhurbaşkanlığı adaylığı” konusu ve kendisinin de bu yerlerde görülmesine ilişkin soruya da, “Bunların,  o şikayet ettiğimiz siyaset kültürünün, siyaset dilinin bir sonucu olduğunu düşünüyorum. O yüzden de uzak duruyorum. Benim o taraklarda bezim yok. Ayrıca şikayet ettiğim şeyi ben niye yapayım? Şikayet ediyorum bunu doğru bulmadığımı söylüyorum. Ben niye yapayım?” cevabını iletti.

Haddimi aşan bir durum

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun olası Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda ise, “Benim haddimi aşan bir durum. Bu ülkedeki bir birey olarak olmasını isterim ama bir ittifak var ortada. Ve o ittifakın genel başkanlarının birlikte vereceği bir karar. Dolayısıyla benim bir belediye başkanı olarak bir şey söylemem yakışık almaz. Bu benim haddime değil. Onların kendi aralarında verecekleri bir karar bu. Bunu bana Genel Başkan sorsa ona da aynı yanıtı veririm” şeklinde konuştu.

Kısa sürede fabrika ayarlarına döner
Başkan Soyer, Türkiye’de artık seçim zamanının geldiğini vurgularken, “Erken seçim için bütün koşulların olduğunu düşünüyorum. Vatandaş çok büyük sıkıntı içinde. Ekonomik, siyasi ve sosyal. Nereden bakarsanız büyük sıkıntıları var. Dolayısıyla bir değişim ihtiyacı benim gördüğüm bir şey. Ben şahsen böyle yorumluyorum. Olası bir değişim ve CHP iktidarında Türkiye kısa zamanda fabrika ayarlarına geri döner. Çünkü çok dinamik bir ülkeyiz. Ben bu millete çok inanıyorum. Bu memleketin insanlarına çok güveniyorum. Gerçekten olağanüstü bir hızla bir terapi sürecinin yaşanacağına inanıyorum” açıklamasında bulundu.

İzmir gibi adam desinler!
Soyer, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri’nin Gündoğdu Meydanı’nda düzenlediği “Demokrasi İçin Bir Nefes” mitingine katılması ve burada konuşma yapması üzerine gelen eleştirilere, “Artık buna hiçbir şey demiyorum” ifadesini kullandı. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ile fotoğraflarının yan yana getirildiğini ve sanki birlikte miting yapmış gibi bir algı oluşturulduğunu belirten Soyer, “İnsanların beni nasıl anlayacağını bilemem. Hakikaten beni nasıl duyacaklarını bilemem ama dilerim ki ‘Ya hu İzmir gibi adam’ desinler mesela. Öyle desinler isterim, halkçı desinler isterim. Bunları isterim ama bunlar olur, olmaz bilemem. Bunlar benim içimde taşıdığım niyetler” sözlerini aktardı.

Soyer, Kadifekale’nin isminin belediye meclisi kayıtlarına “Pagos” olarak geçirilmesi ve muhalefetin kendisini sert sözlerle eleştirmesine ilişkin de, “Orada sadece teknik bir gerekçeyle o ifade kullanıldı. Orada kent silueti ölçülürken (yüksek binalarla ilgili) bir nokta bulunması için Kadifekale’nin Pagos tepesi dendi. Konu tamamen teknik bir neden” yorumunu yaptı.

Kaynak: Ege'de Sonsöz

Editör: TE Bilişim