9 Eylül’ün, yalnızca İzmir’in Kurtuluşu değil, Türkiye’nin kurtuluşu olduğuna vurgu yapan Araştırmacı Tarihçi/Yazar Hasan Tahsin Kocabaş, bu kutlamaların önceden çok daha özenli olduğunu dönemin gazetelerinden örnek vererek anlattı. Ahenk Gazetesi’nin 8 Eylül 1924’teki baskısında, birinci sayfada anma ve tezahuratın nasıl yapılacağının bilgisini aktardı. Kocabaş, “Diyor ki, sabah sekizden dokuz buçuğa kadar, Halkapınar’daki şehitlerimiizin akbrinde hatm-i şerif okunacak, süvarilerimiz İzmir’e girecek. 1936 yılında Vali Fazlı Güleç, İzmir Belediye Başkanı Behçet Uz 0 Eylül törenlerinin ilk durağı olan Halkapınar’da buluyor. Vatandaş da gidiyor” şeklinde açıkladı.

9 Eylül’ün ruhu Halkapınar Şehitliği’dir”

Kocabaş, on günde 350 kilometre yol yürüyen ordunun, İzmir’e girdiklerinde yalnızca gözlerinin göründüğünü dile getirdi. Ordunun, şu anki Meslek Fabrikası’nın önünden geçerken ateş edilmesiyle 4 şehit verdiğini anlatan Kocabaş, Halkapınar Şehitliğini şu ifadelerle anlattı:

“9 Eylül'ün anlamı, ruhu Halkapınar Şehitliği’dir. On günde 350 km yol yürüyen bir ordudan bahsediyoruz. O ordunun öncüleri süvariler. İzmir’e girdiklerinde vatandaş yalnızca gözlerini görüyor, her yeri toz toprak. Nal sesleri, atın askerin yorgunluğun alameti. Eski dgm, şu anki meslek fabrikasının önünden geçerken penceresinden ateş ediliyor, 4ü şehit ediliyor, biri hastaneye gidiyor. Fahrettin Altay diyor ki, yavrucakların gözleri açık, başları ok gibi bize İzmir’i gösteriyor. Bu esaretin acısını ve kurtuluşun coşkusunu anlatan bir etki bırakıyor ki, İzmir’de bayrak dikenler, ‘Bizi kurtarmaya gelirken şehit oldular’ diyor, ordu da diyor ki ‘can pahasına buraya yürüdük, izmiri kurtardık’. 9 Eylül Halkapınar’dır, o caddedin adı Şehit Caddesi’dir. Anıtta vatan ve namus yazar. İkisinden de vazgeçtiğinde vatansız namussuz olursun. Onun için 9 eylül tüm Türkiye’nin önemidir”

Editör: TE Bilişim