İZMİR HABERLERİ

İzmir Milletvekili Murat Bakan: "Yargı adalet peşinde koşmalı, manşet değil!"

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Murat Bakan, sanatçılara yönelik yasaklı madde operasyonuna sert tepki gösterdi. Bakan, “İktidarın önceliği yasaklı madde baronları ve kara para trafiği olmalı, magazinel operasyonlarla toplumun dikkati dağıtılmamalı” dedi.

Abone Ol

Son Mühür/ Beste Temel- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İçişlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Murat Bakan, ünlü isimlere yönelik yürütülen yasaklı madde operasyonuna sert tepki gösterdi.

Bakan, “İktidar, yasaklı madde baronlarını değil sanatçıları hedef alıyor. Gençler yasaklı maddeyle zehirlenirken kameralar önünde yürütülen magazinel operasyonlarla toplumun dikkati dağıtılıyor” dedi.

“Yargının amacı manşet üretmek değil, adalet üretmektir”

CHP’li Murat Bakan, sabah saatlerinde çok sayıda sanatçının evlerine yapılan baskınların hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığını söyledi.

Bakan açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Çok sayıda sanatçının sabaha karşı evlerinden alınarak ifadeye götürüldüğü operasyon, sadece bireysel haklar açısından değil, Türkiye’de hukuk devletinin nasıl işlediği konusunu da bir kez daha sorgulatmıştır.

Sabahın erken saatlerinde kameralar eşliğinde yapılan ev baskınları, ceza muhakemesi hukukunun ölçülülük ve lekelenmeme hakkı ilkeleriyle bağdaşmamaktadır. Devletin görevi insanları hedef haline getirmek değil, adaleti sağlamaktır.

Yargının amacı manşet üretmek değil, adalet üretmektir. Yargı adalet peşinde koşmalıdır, manşet peşinde değil. Medya üzerinden yürütülen bu tarz operasyonlar, toplumun gözünde yargıya olan güveni zedelemekte, bireyleri kamuoyu önünde suçlu ilan ederek geri dönülmez itibar kayıplarına yol açmaktadır.”

Bakan, masumiyet karinesinin altını çizerek, “Anayasamızın 38. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi uyarınca herkes suçluluğu yargı kararıyla sabit oluncaya kadar masumdur. Bu, sadece bir hukuk kuralı değil, demokrasinin temel dayanaklarından biridir” dedi.

“İktidarın önceliği yasaklı madde baronları olmalı”

Murat Bakan, hükümetin önceliklerini yanlış belirlediğini ifade ederek şunları söyledi: “Türkiye bugün yasaklı madde trafiğinde hem hedef hem de transit ülke konumundadır.

Güney Amerika’dan gelen kokain, Afganistan ve İran kaynaklı yasaklı madde Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınmakta; yasaklı maddelerin iç piyasadaki kullanımı endişe verici düzeye ulaşmıştır.

Emniyet Genel Müdürlüğü ve TBMM raporları, yasaklı maddeye bağlı ölümlerin son yıllarda yüzde 300’ün üzerinde arttığını, kullanım yaşının 12-15’e kadar düştüğünü gösteriyor.

Bu tablo karşısında iktidarın önceliği, yasaklı madde baronlarına, dağıtım ağlarına ve kara para trafiğine odaklanmak olmalıdır.

Ancak iktidar, bu yapıları çökertmek yerine sansasyonel, magazinleştirilmiş operasyonlarla kamuoyunun ilgisini başka yöne çekmektedir.”

“Magazinel şafak operasyonları gerçeği gizleyemez”

CHP’li Bakan, yasaklı madde ile mücadelenin yalnızca cezai tedbirlerle değil, önleyici politikalarla yürütülmesi gerektiğini vurguladı:

“Gerçek mücadele, eğitim ve bilinçlendirme kampanyalarıyla, yerel yönetimlerle iş birliği yapılarak, rehabilitasyon merkezleri yaygınlaştırılarak olur.

Sınır ve gümrük güvenliğinde kurumsal kapasite artırılmalı, gençler spor, sanat ve istihdam alanlarına yönlendirilmelidir.

AK Parti iktidarı bu alanlarda hiçbir stratejik irade ortaya koymamış, sadece belli kesimleri tatmin edecek gösterişli ama etkisiz adımlar atmıştır.

İktidarın kameralar önünde yürüttüğü magazinel şafak operasyonları gerçeği değiştirmiyor; bu ülkenin gençleri yasaklı maddeyle zehirleniyor.”

“Gerçek mücadele hukukun gücüyle yapılır”

Bakan, Türkiye’nin ihtiyacının popülist değil, hukuk temelli bir uyuşturucuyla mücadele politikası olduğunu belirtti:

“Bizler hukukun üstünlüğüne, adil yargılanma hakkına ve masumiyet karinesine bağlıyız. Kim olursa olsun, bir vatandaşın suçluluğu yargı kararıyla sabit oluncaya kadar lekelenemez.

Türkiye’nin ihtiyacı; hukukun gücüyle, aklın rehberliğiyle ve toplumsal dayanışmayla yürütülecek gerçek bir yasaklı madde ile mücadele politikasıdır. Adalet, sansasyonla değil; sessiz, sağlam bir vicdan ve hukuka bağlılıkla tecelli eder.”