30 Ekim Cuma... 
Güne mutlu başlamıştık... 
Cumhuriyet Bayramını kutlamış. Bir çok dostumuzla güzel bir yayın yapmıştık.
Radyo Ege ailemize katılmış. Son Mühür ile beraber sesi daha gür çıkmaya başlamıştı. 
Dün baskıdan çıkan SON MÜHÜR Gazetesinin dağtımına çıkmıştım. Bir kaç belediyeye uğradıktan sonra, İYİ Partiye gazete bırakıp, Radyo Ege'ye gidelim demiştim İlyas Ağabeyime...
Malum ay sonu hem faturalar hem de reklamları ve öncelikli yayınları planlamam gerekiyordu.
Radyoda masaya oturdum. İşleri bitirdim, sosyal medyada Eski Başbakanlarımızdan Mesut Yılmaz'ın vefatı ile ilgili yazı yazacaktım. (Allah rahmet eylesin.) Birden sallanmaya başladık binanın dayanıklı olduğunu bildiğimden  kıpırdamadım ama bu kadar sarsıntıyı hiç yaşamamıştım. Yukarıdan çığlıklar eşliğinde koşuşturmaca...
Durmak bilmiyordu, elim ayağım titriyor. Ailemi, dostlarımı düşünüyorum umarım bir şey yoktur diye dualar ediyorum. 
Nihayet duruyor. Vazo ve çiçekler düşüyor. Binada bir şey yok. 
Hemen Tülini, Tunca'yı, Arda'yı arıyorum ama ulaşamıyorum. WhatsApp mesajı ile dostlara iyiyim iyi misiniz mesajı atıyorum... 
Saat: 14.51 oldukça uzun  süren deprem... 
Aşağı inince herkesi kapıda şokta görüyorum. "Bayraklı'da yıkılan binalar varmış" diyorlar. Henüz merkez üssü belli değil. 
Son Mühür Bayraklı' da... 
Onları arıyorum ulaşamıyorum... 
Telefonum çalıyor. Foça'dan dost Hakan Fidan arıyor. Şükür iyilermiş. "Merkez Seferihisar büyüklük 6.6" diyor. Tsunami bekleniyormuş. Hemen Seferihisar' da amcamın oğlu Asım ağabeyim aklıma geliyor. Ulaşamıyorum. Ama mesaj gönderince cevap alıyorum. 
İstanbul'dan dostum Sibel alıyor. Orada da hissedilmiş. Dışarıda da yağmur yağıyormuş deprem, gök gürültüsü, şimşek felaketler üstüste korkuyor. En dostum Fundama ulaşamıyorum... 
Eylem'e ulaşıyorum ağlıyor. Ben de tutamıyorum kendimi öyle bir ağlamak ki bitmiyor... Nihayet ofistekilerle haberleşebiliyoruz. Herkes iyi ama stüdyoda dekor dağılmış. Semra, yayın sonrası toparlanırken dekor üstüne düşmüş ama görev aşkıyla aşağıda çekime devam ediyor.

İlk şoku üstümüzden atıyoruz. Büyükşehir Belediyesi aklıma geliyor, depreme dayanıklı değil bir şey oldu mu acab? Tülin'de arıyor iyilermiş Arda ile mesajlaşıyorum. Tunca'da iyi rahatlıyorum. Annem, babam Mersin'de onlar arıyor iyi olduğumuzu bildiriyorum. İstanbul'dan amcam, Ramazan ağabeyim, arkadaşlar dostlar arıyor. Ben dostları arıyorum ulaşamıyorum. En sonunda facebookta iyiyim mesajı veriyorum. İstanbul'da partnerlerimiz Medyatek, Medyatolia, Local Time, Medya Life temsilcileri arıyor. Romantik Türk ve Radyo 35 hasar görmüş. Geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Yolda insanlar dışarıda araçların şoförleri şok geçirmiş. 
Trafik alt üst evi merak ediyorum. Minik ne yaptı acab? Yollarda videolar çekiyoruz aklım evde, Tülin'in deprem fobisi var. Şükür belediye binasında bir şey yok. Kemeraltı Başkanı Semih Girgin'i arıyorum. İyi olduğunu belirtiyor. Hasar tespiti için çarşıda dolaşıyormuş. 

Ekip görevde, bizim ofis biraz dağılmış ama bina sağlam... Kızlar biraz korkmuş... Bina da asansörde kalanlar varmış onu kurtarmaya çalışıyorlar. Kerim, Selcan Son Mühür'ün 300 m ilerisinde çöken binanın oradan canlı yayın yaparak, umut olmaya çalışıyorlar. 

Balçova'ya geliyorum. Muhtarımız Hamit İhsan Taneş ile Belediye Başkanımız Fatma Çalkaya binaları kontrol ediyorlar. Hasar yok. Şükür diyoruz ama içimiz kan ağlıyor. Bir tarafta deprem korkusu, diğer tarafta korona belası... Toplanma merkezi yok. Her yer bina... Dostların kıymetini anlıyoruz. Herkes arıyor. 

Bayraklı'da çok hasar var. Bir çok apartman çökmüş... Doğanlar Apartmanı, Rıza Bey apartmanı, Emrah Apartmanı, Barış, Cumhuriyet, Yağcığlu, Yılmaz Erbaş... Enkaz altında kalan canlar var Kurtarma çalışmalarına hemen başlanıyor. Artçılar korkutuyor ama saniyeler çok değerli... 

Buse, Halim amca, Günay, İnci ve köpeği fıstık sembol isimler... Canlar kurtarılıyor. Bir ses bir nefes duymak için mücadele ediliyor. Hemen hemen tüm bakanlar burada... İzmirli Bakan Pakdemirli'nin Buse ile telefon konuşması ve ona umut vermesi hafızalara kazınıyor. Buse, "Ben kedi taklidi yapayım köpekler beni bulur." diyor. Bulunuyor. 14 yaşındaki Günay'ın "Abi sen gitme yanımda kal" sözleri umutlandırıyor. Halim amca BİM'de alışveriş yaparken depreme yakalanıyor. Enkazdan kurtuluyor. Mutlu oluyoruz. İnci köpeği fıstıkla kurtuluyor. Hastaneden çıkınca hepimize keman çalacak... 

Milletvekilleri, TBMM Başkanı Mustafa Şentop burada... CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu , İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ziyaret ediyor. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan Van'dan sesleniyor. "Yaraları saracağız. " yetmiyor oradan apar topar gelip depremzedeleri kucaklıyor. 

Depremin merkez üstü Ege Denizi Seferihisar kıyıları Yunanistan büyüklüğü 7.0 diye açıklıyor. Ama felaketin merkezi Bayraklı... Tüm İzmir el ele veriyor. Oteller ücretsiz kapılarını açıyor. Enkazı talan eden yok. Esnaf kapılarını açıyor. Evde pişen bir kaç kap yemek paylaşılıyor. Belediyeler pide ayran, çorba servisi yapıyor. Biz kurum olarak battaniye, bebek bezi dağıtıyoruz. İstek hattı oluşturup, yaraları sarmaya çalışıyoruz. Tüm İzmir  birlik halinde kurtarma çalışmalarına destek oluyor. İlk defa İstanbul medyası yanımızda hep söylediğim felaket olursa İzmir'den haber alırsınız sözü gerçek oluyor. Tüm haber kanalları burada... 

Bir kaç kendini bilmez kadının sosyal medyada paylaştığı sözler yaramıza tuz basıyor. Nasıl böyle bir toplum olduk. Bu nasıl dindarlık... Bu müslümanlıksa biz değiliz. "Komşusu açken tok gezen bizden değildir" felsefesini kabul eden bir insan, böyle bir durumla nasıl dalga geçer ve daha beter olsun diyebilir. İnanca ters bir durum. Yazık! Gavur İzmir hepinizden daha müslüman... 

58 saat geçiyor. Umutlar tükenmiyor. Hala ses dinleniyor. 14 yaşında İdil Şirin kurtarıldı. Darısı 9 yaşındaki kardeşi İpek'in başına... 

65 saat sonra 3 yaşında Elif bebeğe kavuşuyoruz. Ümitliyiz... 

91. Saat umudumuz kalmadı dediğimiz dakikalarda Ayda Bebeğin çığlığını duyuyoruz. Mucizeler her zaman gelebilir. Rıza Bey'den bir can daha kurtarılıyor. İyi ki varsın diyeceğimiz kahramanlarımızın olması yeniden umutlanmamızı sağlıyor. 
Ayda bebeğin annesinin cansız bedeni çıkarılıyor
107 canı kaybediyoruz. Bir hiç uğruna... 
1027 yaralı... 
1528 artçı deprem... 
26 ağır hasarlı bina... 
17 enkaz... 

Bir daha yaşanmasın... Şimdi birlik zamanı, el birliği ile yaraları saralım. Kayıplarımıza Allah rahmet eylesin. Yakınlarına sabırlar diliyorum. İzmir ağlıyor. Gülümsemek zor. Geçmiş olsun İzmir... Şimdi yaraları sarma zamanı... 

Radyo Ege'de Sertap Erener çalıyor. 
"Hadi yüreğim ha gayret
Hele sıkı dur hele sabret
Başını eğme dik tut
Bu bir rüyaydı farzet
Hadi, hadi yüreğim ha gayret..."