Kendi özgü havası, denizi, yöresel lezzetleri ile İzmir’in parlayan yıldızı Karaburun’un belediye başkanı İlkay Girgin Erdoğan, ilçenin güzelliklerini ortaya çıkarmak için olağanüstü bir çaba sarf ediyor. Amacının Karaburun’u özüne döndürmek olduğunu ifade eden Erdoğan, ilçenin kadınlarıyla el ele vererek bugüne kadar yaptıklarını aktardı. Nergis’inden peynirine, keçi sütünden mandalinasına bölgede unutulmuş ne varsa parlatmayı başaran Başkan Erdoğan’ın İzmirlilere Karaburun’un ürünlerine kolaylıkla ulaşabilecek bir satış merkezi açmak için çalışma sürdürdüklerini müjdeledi. 

Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan, ilçede organik üretim yapıldığını ve bunun değerini bile bir belediye başkanı olarak hareket ettiğini söyledi. Seçim öncesi ilçeye verdiği sözleri de bir bir gerçekleştiren Başkanı Erdoğan ile röportajımızın ilk kesitini sizlerle paylaşıyoruz.

'ŞİMDİ NERGİS ZAMANI' 

Karaburun’da Nergis zamanı olduğunu ve pandemi nedeniyle bu yıl festivali gerçekleştiremediklerini dile getiren Erdoğan, zor zamanlarda üreticiye verdiği desteği şu sözlerle dile getirdi: 
“Birkaç yıldır,  özellikle geçen sene oldukça ses getiren bir festivalimiz vardı. Bu sene bizim planlamamız da 2 gün sürecekti. Bir gün tarlalardan nergis toplayacağız. Hem de geçen yıl gibi satışın olduğu bir günümüz olacaktı. Fakat pandemi döneminde yarımadadaki festivallerimizle birlikte bu etkinliğe ara verdik. Çünkü bizim bölge nüfusumuzun 3’te 1'İ, 65 yaş üstü ve onların sağlık durumu her şeyden önemli. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de desteği ile bu yıl bölgeye 120 bin kadar soğan dağıtımı yapıldı. Nergis üretimde birinci sıradaydı. Fakat hastalıkla birlikte bazı bahçeler ve bölgeler tamamen üretim niteliğini kaybetti. Büyükşehir'in desteği tekrar üretim başladı. Üreticimiz festivalde umduğu bulduğu için geri döndü. Büyük bir ilgi vardı Karaburun’a fakat pandemi ile festival iptal oldu, siz de takdir ederseniz İzmir’de de mevsim, normalln hep üzerinde seyretti. Nergisin en sevmediği şey lodos havası, maalesef lodos fazla devam edince normalde şöyle olur; önce sulu çıkar, ardından susuz nergis çıkar ve daha sonra da sümbül çıkar. Fakat sulu ile bir anda susuz da çıktı. Çünkü lodosta hava koşulları nedeniyle pandemi nedeniyle hafta sonları çıkış yok.”

'ÜRETTİĞİNİZ HER ŞEYİ SATMANIN TADI BAŞKADIR' 

Nergis üreticisinin elindeki ürünleri satabilmek için diğer belediyelerle güç birliği yaptıklarını dile getiren Karaburun Belediye Başkanı, “Bölgeye her sene çok daha fazla nüfus geliyor ama bu yılki koşullardan dolayı da üreticinin elinde kaldı nergis. Büyükşehir Belediye Başkanımız, Karşıyaka, Balçova, Konak, Kuşadası, Çiğli daha doğrusu İzmir’de birçok belediye başkanımızın katkısıyla çözüm üretmeye çalıştık. Çünkü önemli olan burada üreticinin elindekini almak değil, üreticiye hem üretime sevk etmek hem de pazar yaratmak. Ürettiğiniz şeyi satmanın tadı başkadır, onu sağlamak, hazıra alıştırmamak anlamında buralarda belediyelerimiz üreticimize tezgâh açma imkânı tanıdı. Bu da bizim o zorluğumuzu ortadan kaldırdı o anlamda mutluyuz. O anlamda belediye başkanlarımıza teşekkür ediyorum. Birliğin beraberliğin neler yaptırabileceği ve ne katkılar koyabileceğini biz gördük. Üreticinin elindekini tamamen satın almaya gerek yok. Ona zaten o üründen para kazanmayı sağlayacak imkanları sunarsanız, üretici zaten gereğini yapar” diye konuştu. 

KARABURUN'UN LEZZETLERİ ORTAYA ÇIKTI

Karaburun Yarımadası’na özel ürünleri ve unutulmaya başlayan bazı yöresel lezzetleri, ortaya çıkarmak için çaba sarf ettiğini dile getiren Başkan Erdoğan, başkanlık koltuğuna oturur oturmaz özellikle kadın üreticilere destek olmaya çalıştığını söyledi. Erdoğan, çalışmalarını şu şekilde aktardı: 
“Biz Karaburun Belediyesi’ni devraldığımızda başkan ve ekibi olarak bizim bir tane peynir üretim tesisimiz vardı. Peynir üretim tesisimiz, İZKA projesiyle kurulmuş olan… 19 ton kadar üretimi vardı, bu yıl 33 tona çıktı. Bu konuda tanıtımını iyi yaptığımızı düşünüyorum. İlk defa kopanisti peynirini bölgeye özel keçi sütünden ürettik. Önce 80 kg ürettik, bir görelim dedik. Çünkü gerçekten çok farklı bir üretim. 40 güne yayılmış üretimi, her gün yayılma oluyor, süt ekliyorsunuz. Meşakkatli ve çok hassas çünkü üretim odasına girenin üzerine sıktığı bir parfüm bile o peyniri kurtlandırıyor. O kadar hassas, fakat bu sene başarılı oldular. Sepet peyniri üretiyoruz, tulum peyniri üretiyoruz fakat bu dönem yani 2021 döneminde hedefimiz şu: Kapasite artırımına gidiyoruz. Yine İZKA’ya başvurduk. 2 dönümlük arazimize ek bir üretim tesisi yaparak üretim alanımızı büyüteceğiz.  İkinci olarak, sepet peyniri dediğimizde; üretiminde bizlerin yani kadınların çok iyi bildiği  makarna süzgeci kullanır, oysa naylonlarda değil gerçekten el örmesi sepetlerde üretilmesi gerekiyor. Tabi bu bir el sanatı. Bunu yapan çok az kişi var. Bölgemizde bunu yapan bir çobanımız vardı rahmetli oldu ama onun öğrettiği bir kadınımız var. Onunla öğretici olarak bir planlama yapıyoruz. Pandemi bize nefes aldırırsa eğer, bir kurs açacağız. Burada üretilenleri de bizim fabrikamızda öncelikle kullanacağız. O sepetlerin içinde o peynirleri üretmeyi düşünüyoruz. Deri tulum da üretmeyi planlıyoruz. Deri tulumunun ayrı bir aroması ve ayrı bir lezzeti var. Bölgesel olarak keçimiz çok değerli, kara keçi. Tamamen organik besleniyor, şırdan mayası kullanıyoruz. Bölgesel olarak olağan peynirlerimiz bir tık öne çıkarabilirsek bence bölgeye çok katkısı olacak. Onun içinde gerekli çalışmaları yapıyoruz. İlk defa zeytinyağı fabrikası işlettik belediye olarak, bunu yine kadınlarımızla yaptık. Peynirde çalışan gıda teknikerimiz ve mühendisimize ek birkaç eleman takviyesi yaptık. Kas gücü gereken yere de gençlerimizden aldık. Gerçekten kadın emekçilerimiz farkı ortaya koydular. Profesyonel bir zeytin yağı üreticisi olarak kaliteli, asit oranı düşük, soğuk sıkım yağlar ürettik. Fiyatları da oldukça uygun. Asitlendirmelere göre de fiyatları değişiyor. Organik ürünlerimiz var içinde. Bölgemizde çoğu şey organik. Bizim bölgemizde ilaçtır, gübredir kullanılmıyor. Zeytinlerimizin çoğu Allahlık. Dağlarda bakım bile yapılmıyor. Yani bir Edirne ile karıştırmasınlar bizim üretimimizi… Bizde öyle sulama yapılmaz, ekilen dağdadır zeytinlerimiz. Bölgemize has hurmayı ön plana çıkarmayı diliyoruz. Geçen sene korumayı başardılar. Bizde bölgeyi korumak adına ürünlerimizi ürettik. Geçen sene bu ürünlerimize ek olarak mandalina tesisimizi batı köylerimizde yapmayı planlıyoruz. Bununla ilgili belli bir kısmında çünkü maliyeti bize göre yüksek bir maliyet. Bir kısmını hibe şeklinde alabilirsek tesisi yapacağız. Bu da bölgemizde ses getireceğine inanıyorum. Çünkü bölgemiz hem kaliteli mandalina üretiyor ihracata yönelik hem de normalde sütte şunu sağladık. Biz hep dışarıdan bölgenin malını alan tüccara göre bir katı fiyat vermişiz. Bu sene tüccarda bize yakın fiyat vermeye çalışıyor ama yüzde 95’ini biz alıyoruz. Üreticimiz de bize güveniyor. Süt Kurumu’nun da açıkladığı fiyatın 50 kuruş üstünü veriyoruz. Bölge üreticimizi zor durumda bırakmayalım diye.”
 

KARABURUN MANDALİNASI ÜRETİLECEK  

Karaburun Mandalinasının oldukça lezzetli olduğunu dile getiren Başkan Erdoğan, bunu tüm İzmir’e tanıtmak için projelerini sürdürdüklerini dile getirdi. Mandalina fabrikası kuracaklarını müjdeleyen Başkan, İzmir’e bir satış merkezi açacaklarını şu sözlerle açıkladı: “Mandalinada da şunu yaptık, 2 senedir önce bir kadın üreticimiz çıktı. Bölgeyi ve birkaç yeri ben alayım. Çünkü yaşlı nüfus fazla olunca bölgelerde işçi yok. Bize başkanım destek olur musunuz dedi. Biz de Küçükbahçe’den eski sağlık ocağı varmış belediyeden daha önce kiralanıyormuş. Biz burada dışarıdan gelen işçileri ağırlamalarına izin verdik. Muhtarımızla birlikte o kadın 3 bahçeydi sanıyorum. Yıldız Hanım ismi... O fitili ateşledi. Bu sene başka bir köyden oradan 2 delikanlı, ikizlerimiz vardı. Onlar da epey bir alım yaptılar. Bölgemin kendi insanı satışı yapıyor, topluyor, götürüyor. Onların işçilerine destek çıkıyorum. Bizim boş binalarımız var. 1 ay falan geliyor. Elektriğini, suyunu, her şeyini ödeyin diyoruz. Yatırıyorlar hem de onlara katkı koyuyor hem de kendi bölge ürünümüzü değerlendirebiliyoruz. Ama seneye inşallah yetiştireceğiz tesisi. Çünkü dışarıya göndermek istiyoruz çünkü burası gerçekten ihraç edilecek mandalinalara sahip. Ben bunun sözünü de vermiştir. Satabileceğimiz ‘Mimas Bel’ diye markalaştık. İzmir’de satabileceğimiz bir satış merkezi planlıyoruz. Buna küçük dükkân deyin, ne derseniz deyin. İnşallah İzmir’e bir kapı açacağız burada.”

 

Editör: TE Bilişim