Cangı, TÜİK verilerinden örnekler vererek, “TÜİK, 2020 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre %1,25, bir önceki yılın Aralık ayına göre enflasyonun %14,60 olduğunu iddia etti. İddia diyoruz çünkü, TÜİK halka gerçekleri açıklamakla yükümlü bir kurum olması gerekirken, verileri ayarlama kurumuna dönüşmüş durumdadır. Markette, manavda, pazarda, 5 TL olan ürünün fiyatı TÜİK verilerinde 1 TL olarak gösterilmiştir.  Markette, pazarda gıda ürünlerinde fiyat artışı son bir yılda %30’ları buldu. Son bir yılda doğalgaza %34, elektriğe %33 oranında zam geldi. 
Açıklanan enflasyon oranı ile yıl boyunca yaşanan zamlar ve harcama oranlarındaki düşüş karşılaştırıldığında, gerçek enflasyonun %14,6’lık orandan daha fazla olduğu hemen herkesin malumu.  Açıklanmış olan oran çalışanların, emeklilerin, asgari ücretlilerin gerçek enflasyonunu yansıtmamakta,  bu oran sadece iktidarın istediği oranı yansıtmaktadır. TÜİK verilerini manipüle edenler, ülkede ısrarlı bir şekilde ekonomik kriz yokmuş gibi hissettirenler dahi gerçek enflasyon oranlarının bu olmadığına kendileri de oldukça iyi biliyor. Açlık sınırı son bir yılda %19 artarken, memur maaşlarına ve emekli memur aylıklarına yüzde 7.36, SSK ve BAĞ-KUR emekli aylıklarına da yüzde 8.36 oranında zam geldi. Bu yılda TÜİK’in çarpıtmaları sayesinde memur ve emekliler, açlık sınırının altında bir zam artışına mahkum edildi. TÜİK, memurun ve emeklinin maaş zammına adeta el koydu” açıklamasında bulundu. 

“AKP iktidarının; ekonomik kriz ve pandemi salgınının ağır şartlarında asgari yaşam mücadelesi veren kamu emekçilerine, emeklilere ve işçilere acı reçete dayatmasını kabul etmiyoruz” diyen Cangı, “Enflasyonun %14,6 olduğu, asgari ücrete %21,6 oranında zam yapıldığı bir ortamda kamu emekçilerinin maaşları %3+4,37 oranı ile sefalet koşullarına mahkûm edilmesi en hafif tabirle vicdansızlık ve adaletsizliktir. Açlık sınırının 3.146 lira yoksulluk sınırının 11.186 TL’yi aştığı bugünün koşullarında hiç kimsenin kamu emekçilerinin maaş artışlarında TÜİK vasıtası ile açıklanan sahte enflasyon rakamlarını reva görmeye hakkı yoktur” dedi. 

Kamu emekçilerin meydanlara çağırıyoruz
Cangı, sözlerini şu şekilde noktaladı: 
“2019 Ağustos’unda Hükümet ile Memur-Sen, kapalı kapılar ardında danışıklı satış sözleşmesi imzaladı. Kamu emekçilerini sefalet ücretine mahkum etikleri yüzdelik dilimleri de Hakem Kuruluna ilan ettirmişlerdi. O gün katakulli yaparak kamu emekçilerini masada satan, sözleşmeyi tarihi bir başarı olarak sunan turkuvaz konfederasyon bugün tarihi bir rezalete imza attığını hem yaptığı itirazla hem de sebep olduğu sefalet zamlarıyla göstermektedir.
Pandemi ile artan hayat pahalılığını görmezden gelenler geçtiğimiz “toplu sözleşmede” Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararı ile 2021 yılı için %3+3 oranında maaş artışına mahkûm etmişlerdir.  Her dönem enflasyon farkı aldatmacasıyla memur ve emekliler oyalanmaktadır. Memur maaşları erimekte alım gücü düşmektedir.  Memur maaşlarına yalnızca enflasyon kadar zam yapılmakta bu zam da altı ay geriden gelmektedir. Kamu emekçilerinin sadece satın alma gücünün korunabilmesi için maaşlarına en az yüzde 30 oranında zam yapılmalıdır. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; sözde toplu sözleşme zammı ile enflasyon karşısında korkunç bir ezilme yaşayan tüm kamu emekçilerini insanca yaşamaya yetecek ücret talebine sahip çıkmak için meydanlara çağırıyoruz.”

Editör: TE Bilişim