Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, partisinin Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ’ın Ankara’da evinin önünde silahlı sopalı saldırıda yaralanmasına ilişkin Karar TV’de konuştu.

“Tedbirli davranılmamış olsaydı bugün Selçuk beye ‘Geçmiş olsun’ diye açıklama yapmaktan çekinenler, bugün Allah muhafaza ‘Kıymetli bir siyasetçiydi, çok üzüldük’ diye cenazesinde arkasından konuşuyor olacaklardı” diye konuşan Davutoğlu, Özdağ’a 17 dikiş atıldığını ve taburcu edildiğini söyledi.

KILIÇDAROĞLU VE AKŞENER’E SALDIRILARI HATIRLATTI

“Üzgünüm, endişeliyim ama kararlıyım” diye devam eden Davutoğlu, şöyle konuştu:

*Üzgünüm çünkü çok yakın bir arkadaşımız. Cuma namazına giderken, kendilerine milliyetçi-muhafazakar diyen bir iktidar döneminde, ne milliyetçilikleri var, ne muhafazakarlıkları, ne dine saygıları ne herhangi bir lidere saygıları…Giderken 5 kişinin saldırısına uğrayıp yaralandı. Derin bir üzüntüye sebebiyet verdi.

*Endişeliyim; çünkü ben böyle bir olaya baktığımda noktasal olarak bir olayı değerlendirmem. Yakın arkadaşımıza yapılmış bir saldırı olarak bakmam. Bir sürece bakarım. Daha önce Sayın Kılıçdaroğlu’na bir linç girişimi oldu.

*Arkasından Sayın Akşener’in evi basılmaya kalkışıldı. Arkasından gazetecilere, Yeniçağ Gazetesi’nden birçok gazeteciye ve diğer gazetecilere fiili baskılar, tehditler oldu.

*Bize de, kadınlara tehditler oldu…Sürece baktığımızda tehdit ve hakaret kültürünün normalleştiği bir süreç görüyorum ve bu beni ciddi şekilde endişelendiriyor. 70’li yılların ortalarını zihnimde hatırlatıyor.

“ERDOĞAN ARADI AMA ‘GEÇMİŞ OLSUN’ DEMEDİ”

“Sayın Erdoğan’ın ve Sayın Bahçeli’nin 3 gündür sergiledikleri sessizlik, kendileri için ve bir ülkeyi yönetme konumunda bulunan insanlar için utanç verici bir durumdur. Türkiye içinse kaygı verici bir durumdur” ifadelerini kullanan Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Selçuk Özdağ ile yaptığı görüşmenin detaylarını şöyle paylaştı:

*Sayın Erdoğan bu telefon görüşmesinde ‘geçmiş olsun’ demiyor. Bu telefon görüşmesinde ‘failleri bulacağız, cezalandıracağız’ da demiyor. Söylediği, ‘Selçuk bey, ne oldu, hayrola…’ Olaydan 10 saat sonra falan yapılan bir telefon görüşmesi. Cumhurbaşkanlığı makamında olan birisi mutlaka o bilgileri alır ondan sonra telefon açar.

*Arkasından ‘Ankara’da mı oldu olay, Ankara’da mısınız'’ diye soruyor. Bu olayı ciddiye almamaktır. Muhattabınız 17 dikişle hastanede yatıyor. Siz onu arıyorsunuz. Bir devlet insanı, en büyük siyasi hasmı olsa ki öyle değil…

*Selçuk bey AKP’de siyaset yapmış birisi. AKP Genel Başkan Yardımcısıydı. Sonra da 15 Temmuz Araştırma Komisyonu’nun Başkan Yardımcısı oldu. Sayın Erdoğan’ın güvenerek görev verdiği birisi. O dönemde FETÖ’den ne tür tehditler aldığını ben biliyorum o görevi yaptığı esnada sorduğu sorular nedeniyle. Böyle bir insanı arıyorsunuz.

“MUHTEMELDİR Kİ BAHÇELİ’DEN ÇEKİNİYOR”

“Muhtemeldir ki Sayın Erdoğan, Sayın Bahçeli’den gelecek tepkiden çekiniyor” diyen Davutoğlu, bütün AKP’lilere seslendiğini ifade ederek şunları söyledi:

*Şöyle bir kıyas yapsınlar. Eğer Sayın Özdağ AK Parti’de olduğu sırada, ya da bugünkü AK Parti milletvekillerinden biri Allah muhafaza eylesin cuma namazına giderken böyle bir saldırıya muhatap olsaydı Sayın Erdoğan acaba hangi dili kullanırd? Ne derd? Yani Sayın Özdağ’ın canı herhangi bir başka birinin canından daha mı az değerli'

BOĞAZİÇİ HATIRLATMASI

*Cuma namazına giderken olmamış olsa da önemli değil. Burada dini her gün istismar edenlere, cuma namazı çıkışında açıklama yapan Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum. Cuma namazına giderken bir arkadaşınız öldürülme kastıyla… Ayağı kayıp düşmedi, trafik kazası geçirmedi… O şekilde aranmaz.

*Biraz önce 48 saati doldu. Hala failler bulunmuyor. Ya da bulunuyor ve gizleniyor daha vahimi. Ankara’nın ortasında bu yaşanıyor. Sayın Cumhurbaşkanı Boğaziçi’nde şu veya bu gerekçeyle rektörü beğenmemiş gençlerin yaptığı gösteriye bütün gençlere hitaben terörist diyor.

*Bir takım sızmalar olmuş olabilir ama bütün genç kitleye hitap ederek terörist bunlar diyor. Ama Ankara’nın göbeğinde cuma namazına giden bir partinin genel başkan yardımcısı silahlı saldırıya uğruyor ve bir açıklama yapmıyor.

*Arkasından onunla röportaj yapmış olan bir gazeteci saldırıya uğruyor. Onunla ilgili de bir açıklama yapmıyor.

“ERDOĞAN VESAYET ALTINDA”

‘Saldırının Selçuk Özdağ’a değil Cumhurbaşkanı’na, iktidara yönelik bir saldırı’ olarak nitelendirdiği kendi açıklamasına değinen Davutoğlu, şöyle konuştu:

*Ortada dönmekte olan tabir-i caizse tezgahı az çok görüyoruz. Ve bunu şimdi görmedik. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi geldiğinde Sayın Cumhurbaşkanı’na söyledim. Bu söylediğim Erdoğan’ı eleştiri manasındadır.

*Kast ettiğim şey şu; Erdoğan vesayet altında. 28 Şubatçıların vesayeti altında. Açık ve net altını çizerek söylüyorum. 28 Şubat’ta otoriter bir deli gömleğini Türkiye’ye giydirmek isteyenler şu anda Sayın Erdoğan’ı kuşatmış durumda. Geniş kitlelerin, ‘aman kazandığımız başörtü özgürlükleri gitmesin’ diye verdikleri desteği Erdoğan maalesef 28 Şubat artıklarına havale ediyor.

*Ne olacak biliyor musunu? Bunu kendisine de ifade etmiştim AK Parti içindeyken. Açık söylüyorum, bu FETÖ taktiğidir. FETÖ şunu diyordu temelde: Erdoğan ya da Davutoğlu gitsin, halktan destek alsınlar, kitleleri mobilize etsinler ama Ankara’da devleti ben yöneteyim. Erdoğan’ın omuzları üzerinden bir yerlere ateş ediyorlardı. Ve hedefleri vuruyorlardı…

*Şimdi de bu kez 28 Şubatçılar, Türkiye’de otoriter bir yönetim kurma hevesleri, Avrasya modeli falan diyerek Türkiye’yi demokratik değerlerden ulaştırma heveslileri, bu kez onlar kendileri gidip Konyalı muhafazakar bir seçmenden, Diyarbakırlı muhafazakar bir Kürtten veya Karadenizli milliyetçi birinden oy alamayacakları için, bırakalım oyu Erdoğan alsın ama ülkeyi biz yönetelim diyorlar.

*Aynen FETÖ gibi. Sonraki aşamada ne yapacaklar biliyor musunu? Aynen FETÖ gibi, 15 Temmuz’da FETÖ’nün yaptığı gibi Erdoğan’ı da tasfiye ederek olaya bütünüyle el koymaya çalışacaklar. Ben bunu Sayın Erdoğan’a Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi’nin başladığı gün söyledim.

“SONRAKİ İLK AŞAMADA ERDOĞAN TASFİYE EDİLECEK”

*Şimdi Erdoğan’ı buradan uyarıyorum. Bundan sonraki ilk aşamada Sayın Erdoğan da tasfiye edilecek. Türkiye’de muhafazakarlar bir daha başı dik bir şekilde dolaşamayacakları tarzda otoriter bir rejim kurulacak. Gelecek Partisi bunu engellemek için yola çıktığı için Gelecek Partisi engellenmeye çalışılıyor.

*Sayın Erdoğan seçimi kazansa bile öyle bir şekilde etrafı kuşatılmış olacak ki Türkiye’de demokrasiden bahsetme imkanı olmayacak.  Sayın Erdoğan bir yol ayrımında. Şunu görüyor. Bu Cumhur İttifakı ile seçim kazanması çok zor. Ülkede ekonomik gidişat ve damadıyla geldiği noktayı da görüyor. Şimdi reform diyor….

*Erdoğan’a şu denmek isteniyor, ‘Sakın reformdan falan bahsetme, sen bizim esirimizsin, bu esaretin dışına çıkmaya kalkışma…’ Çok net ve sert ifadeler bunlar biliyorum ama ancak bu şekilde AK Parti’nin o uyuyan kitleleri uyandırılabilir. Buradaki bütün AK Partili samimi seçmene sesleniyorum. Sizin oylarınız ipotek altına alınmaya çalışılıyor. Erdoğan’a uyarı niteliği taşıması buradan.

Editör: TE Bilişim