Habertürk yazarı Kübra Par, AK Parti kulislerinden bir iddiayı köşesine taşıdı, Erdoğan'ın başörtüsü yasa teklifini 2023 seçimleriyle aynı gün referanduma sunabileceğini yazdı, teklif gündeme geldiğinde meclis aritmetiğinin ve seçmen tavrının ne olacağını değerlendirdi. 

Kübra Par'ın, "AK Parti 2023 seçimleri ile aynı gün referandum olasılığını düşünüyor" başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle: 

"Cumhurbaşkanı neden referandum dedi?

İki sebebi olabilir, 6’lı masanın ortak karar alamama olasılığını gördüğü için ve 2023 seçim kampanyasını bir tür hayat tarzı seçimine çevirerek Cumhur İttifakı lehine siyasi motivasyon yaratmak için.

Önce meselenin matematiksel boyutuna bakalım.

Anayasa değişikliği için 400 milletvekilinin oyu gerekli. 360 ile 400 arasında kalırsa referanduma götürme şartı var.

Mehmet Ali Çelebi’nin AK Parti’ye transferi ve Eşref Fakıbaba’nın istifasının ardından AK Parti’nin 286, CHP’nin 134, HDP’nin 56, MHP’nin 48, İYİ Parti’nin 37 milletvekili var.

AK Parti ve MHP’nin toplamı 334 ediyor. BBP’yi de eklediğimizde 335.

Cumhur ittifakı dışındaki tüm partiler ‘Hayır’ derse Anayasa değişikliği olasılığı kalmıyor.

Fakat CHP 'Hayır' dese bile en azından başörtüsünü ilgilendiren maddeye Saadet Partisi ve İYİ Parti’nin 'Evet' deme olasılığı var.

Bu durumda AK Parti, MHP, Saadet ve İYİ Parti’nin toplamı 373 yapıyor, yani 360 barajı aşılıyor.

Bu da zorunlu olarak referandum demek.

Kaldı ki HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç da dikkat çeken bir çıkış yaparak 'Başörtüsüyle ilgili yasal ve anayasal bir değişikliğe biz varız' dedi.

Yani 6’lı masa 'Hayır' dese bile HDP’nin oyları ile 391 sayısı yakalanıyor.

Bir önemli detay daha hatırlatalım. Meclis’te 400 veya üzeri oy çıksa bile eğer Cumhurbaşkanı isterse yine de 'Halk oyuna sunalım' diyebiliyor.

Özetle Cumhurbaşkanı’nın Anayasa değişiklik teklifinin en azından başörtüsü bölümünü referanduma götürebilme olasılığı çok ama çok yüksek.

Peki referandum bedavaya mı yapılıyor? Bunca ekonomik sorun varken halihazırda sorun olmayan bir konuda ülke çapında bir referandum yapıp, hazineden ciddi bir bütçe ayırmak, kampanyalara para dökmek yazık günah değil mi?

Dün AK Parti’nin yasama süreçlerinde oldukça etkin önemli bir ismine 'Referandum yapmak israf değil mi?' diye sordum.

'Haklısınız ama referandum için ayrı bir tarihe gerek yok ki o da seçim günü yapılabilir' dedi.

Seçime daha 7-8 ay olduğunu hatırlatınca 'Önemli değil, takvimi ona göre ayarlanabilir' diye ekledi.

Yani AK Parti 2023’te sandıkta milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı pusulasının yanına bir de referandum pusulası koymayı istiyor.

Bunun Cumhurbaşkanı Erdoğan lehine yaratacağı motivasyonu anlatmaya gerek yok sanırım.

Dün CHP lideri Kılıçdaroğlu 'Bir yol ayrımına geldik. Otoriter rejimden yana mı olacağız, demokrasiden yana mı?' diye sormuş.

Muhalefet 2023 seçimlerinin 'Parlamenter sistem ve demokrasi isteyenlerle mevcut düzenin ve otoriterliğin devamını isteyenler' arasında geçeceğini söylüyor, ekonomik tablo nedeniyle kazanmanın çantada keklik olacağına inanıyor.

Oysa AK Parti, Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü konusunu açması üzerinden bir taşla iki kuş vurarak seçimi tekrar kimlik siyaseti eksenine taşıdı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan 2023 kampanyasını artık 'Başörtüsü yasaklarının kaldırılmasına ve ailenin korunmasına ‘Evet’ diyenlerle ‘Hayır’ diyenler' ayrışmasına dayandıracaktır.

Oyunun kuralları yeniden yazılıyor. Bakalım 6’lı masa AK Parti’nin ‘değerler’ siyasetine karşı etkili bir söylem geliştirebilecek mi...
Siyasi tarihin en ezici desteği olur mu? Olur."

Editör: TE Bilişim