Görevi Aydın Şengül’den devralıp Ömer Cihat Akay’a teslim eden AK Parti İzmir eski il başkanlarından Ömür Kabak sosyal medya hesabı üzerinden CHP, Alevilik ve Çiğli üzerine dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. AK Parti’nin 2009 kongresine tek aday olarak katılan ve 2010 Aralık’ta istifa edene kadar 17 ay AK Parti İzmir İl Başkanı olarak görev yapan Ömür Kabak hukukçu kimliği olan bir isim. 21 yaşında Ankara Hukuk Fakültesini ikincilikle bitiren, hakimlik sınavında Türkiye çapında en yüksek notu alan, yedek subay okulunda dönem birincisi olan, İzmir Büyükşehir Belediyesinde 1.Hukuk Müşaviri ve teftiş Kurulu Başkanı olarak görev yapan, meslek yaşamında uzun süre hakimlik de yapan Ömür Kabak şimdilerde serbest avukat olarak hizmet veriyor.

SİYASETE VEDA  AVUKATLIĞA  MERHABA

Siyasetçi kimliğini terk edip hukukçu kimliğiyle yola devam eden Ömür Kabak, CHP ve Alevilik konusunda Alevilerin CHP’den beklentilerini ve bu beklentilerin ne oranda karşılandığı konusunda çarpıcı tespitlerde bulundu. CHP Alevi Partisi mi? Diye soran Ömür Kabak, buna hem ‘hayır’ hem de ‘evet’ diyerek cevap veriyor. Ömür Kabak’ın dikkat çekici tespitlerinden biri olarak ‘TSE’ vurgusu dikkat çekici. İzmir il ve ilçe belediyelerinde işe girmek için herkesin bildiği sır olarak nitelendirdiği TSE’nin açılımını, ‘Tunceli, Sivas, Erzincan’ Alevisi olarak tanımlıyor. 
İşte Ömür Kabak’ın CHP ve Alevilik üzerine değerlendirmeleriyle Çiğli özelinde konuyla ilgili bir anısını anlattığı paylaşımı…
CHP Alevi Partisi mi? Alevicilik anlamında; Hayır. Alevilerin etkili çoğunluk oluşturması anlamında; Evet. Peki bu kötü bir şey mi? Alevilerin doğal hakkı, istedikleri partiye üye olur, oy verir, kimse karışamaz, bu nedenle kötü değil. Ama Alevi hakları konusunda kötü, çünkü Alevilerin sorunları var (Cemevi'nin ibadethane sayılmaması, inanç görevlilerinin statüsü, (Diyanet İşleri Başkanlığı) DİB'nı vergileriyle finanse etmeleri, resmi statü tanınmaması, okullarda din eğitimi, toplumsal mobbing, hükümetlerce fiili ayırıma uğrama, dini günlerinin resmi gün olarak sayılmaması vs) ve CHP bu konularda başarılı bir politika yürütmüyor, iktidarda olduğu belediyelerde "resmi" düzenleme/uygulama yapmıyor. Memleketim olan ve siyaset yaptığım İzmir ve Çiğli özellikle son 50 yıllık Anadolu (Sivas, Çorum, Maraş, Erzincan, Tunceli vs) Alevilerinin göçü nedeniyle İstanbul'dan sonra en büyük Alevi şehridir. İzmir CHP'de Alevilerin etkinliği çok fazla. Uzun yıllar boyunca İzmir İl ve ilçe belediyelerinde işe girmek için herkesin bildiği sır olarak TSE garantisi aranır. Bu, Tunceli/Sivas/Erzincan Alevisi olmak demektir. Bir anımla bitireyim.
1991 sonu hakimlikten istifa edip Çiğli'de avukatlığa başlayınca tesadüfen aynı günlerde Çiğli müstakil ilçe yapıldı ve Karşıyaka'dan ayrıldı. 6 ay içinde yeni belediye seçimi olacağından tüm partiler harıl harıl aday arayışına çıktı. Çiğli yerlisi ve partisiz ama tanınan kişi olarak benim ismim de geçiyordu: Aynı günlerde Çiğli CHPden gayriresmi bir grup (çoğu uzun yıllardır tanıdığım dost ve komşu, bir kısmı ilk kez gördüğüm) arkadaş geldi büroma ve bana resmi parti adına olmasa da güçlü bir grup olarak kendi adlarına belediye başkan adaylığı teklif+
ettiler. Gerekçeleri ise kendilerine göre benim hukukçu, dürüst, yerli, çalışkan olmam yanında Alevi olmamam. Çoğunluğu Alevi ve sözcüsü de Alevi olan bu dostlar aynen şunu söylemişti: "Çiğli CHP, Alevi Partisi olarak bilinir, biz ise partimizin solcu olarak bilinmesini isteriz, Alevilik değil ülke sorunları konuşulsun, bu nedenle Alevi bir aday çıkarmak istemiyoruz, sizin olumlu özellikleriniz var ve Alevi değilsiniz, adayımız olun" Gurur duymuştum ama CHPli olmadığımdan reddetmiştim. CHPli başkanlar hep Alevi oldu sonra (şimdikini bilmiyorum).

Editör: TE Bilişim