İzmir Barosu, Harmandalı Geri Gönderme Merkezi müdür vekili,  Merkezdeki diğer yönetici statüsündeki yetkililer ve memurlar ile görevli güvenlik memurları ve jandarma personeli hakkında işkence ve görevi kötüye kullanma iddiaları ile suç duyurusunda bulundu.

Şikayet dilekçesinde, 19.07.2022 tarihinde İzmir Barosu’na, Harmandalı’da bulunan İzmir Geri Gönderme Merkezi’nde tutulan, içerisinde aile ve çocukların da bulunduğu bir grup Filistinli mültecinin; Merkezde kapalı tutuldukları ve dokuz gün boyunca kendilerine neden tutulduklarına ilişkin bilgi verilmediği, hiçbir yetkili ile görüştürülmedikleri, kendilerine bu hususlarda bilgi verilmesi talebiyle saat 15.00-16.00 sıralarında yemekhane önünde toplandıkları, bunun üzerine yetkili bir kişinin "Ben ne zaman istersem o zaman serbest kalırsınız.’ diyerek gruba bağırdığı, jandarmanın gruba joplarla müdahale ettiği, kişileri yerlerde sürüklediği, çocukların ezilme tehlikesi yaşadığı, yabancıların işkence ve kötü muameleye maruz bırakıldığı, kişilerin yüzlerinde ve vücutlarında kırık ve darp izlerinin bulunduğu şeklinde gelen ihbar üzerine 19.07.2022 tarihinde saat 10.00’da Baro Başkanlığı’nca konuyu araştırmak için İzmir Barosu Yönetim Kurulu üyesi Av. Ayşe Kaymak’ın GGM’de bulunan ve ihbarda ismi geçen bir yabancı ile görüşmek üzere GGM’ye gitmek üzere görevlendirildiği dile getirildi.

AVUKAT 30 DAKİKA BEKLETİLMİŞTİR

Av. Ayşe Kaymak tarafından personele yabancının kurumda olup olmadığı sorulduğunda kurumda olduğu bildirilmiş; Av. Ayşe Kaymak giriş ve kayıt işlemleri yapıldıktan yaklaşık 30 dakika boyunca  bina içerisinde bulunan avukat görüşme odasında bekletilmiştir.

Burada bir süre bekletildikten sonra sözlü olarak kişinin kurumda bulunmadığı ve görüştürülemeyeceği bilgisi verilmiş, kişinin nerede olduğu sorulduğunda ise şifahen; kişinin, bugün çıkışı yapılacak grup içerisinde olduğu ve hastaneye götürüldüğü bilgisi verilmiştir.

HASTANEDE DENDİ GGM'DE ÇIKTI

İzmir Barosu şikayet dilekçesinde kendilerine sözlü olarak bu kişinin Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde bulunduğunun söylendiğini, bunun üzerine bu hastane ve bölgede bulunan diğer hastanelerde araştırma yapılmış ise de bu isimde bir şahsın getirilmediği bilgisi edinildiği ifade edilmiştir.

Bunun üzerine kurum çalışanlarına İzmir Barosu’nun dilekçesine derhal yanıt verilmesi ve kişi kurumda ise görüşme talebinin yerine getirilmesi, kurumda değilse saat kaçta çıkış yapıldığı bilgisinin verilmesini tekrar istenmiştir. Dilekçede “kişinin çıkış işlemlerinin yapıldığını bu nedenle görüşme yaptırılamayacağı” bilgisi sözlü olarak verilmiştir. Çıkış işlemlerinin ne kadar süreceği sorulduğunda ise 1,5 saat denilmesi üzerine beklenilmeye başlanmıştır. Ancak aradan geçen 2 saatin sonunda kişinin ancak akşam çıkış yapacağı söylenmiştir.

Bunun üzerine bu açıklama ile kişinin kurumda bulunduğunun kabul edildiği ve avukat görüşmesinin engellenemeyeceği, kişi ile görüşme yapmak üzere beklemeye devam edileceğinin bildirilmesi üzerine tarafımıza yazılı olarak ‘yabancının çıkış hazırlığı yapıldığından gerekli prosedürler yapıldığından yabancı ile avukat görüşmesi yaptırılamamıştır’ cevabı verilmiştir..” ifadeleri kullanılmıştır.

ANAYASA İHLAL EDİLDİ

Dilekçede; Anayasa’nın 36. maddesi ile "HERKES"in avukata erişim hakkının güvence altına alındığı ifade edilmiş, temel bir hak olan adil yargılanma hakkının güvencesi olan avukata erişim hakkının kurum amiri talimatı ile engellenmiş olmasının açıkça Anayasa hükümlerinin ihlali anlamı taşıdığı belirtilmiştir.

Ayrıca “İzmir Barosu'na ulaştırılan ihbar içeriğinden çocukların da dahil olduğu kalabalığa karşı şiddet kullanıldığı, bunun da ancak Geri Gönderme Merkezi yönetiminin talep ve talimatı ile mümkün olabileceği açıkça anlaşılmaktadır.” denilerek kamu görevlilerinin 19.07.2022 tarihinde Av. Ayşe Kaymak’ın avukat görüşmesi yapmasının engellemesinin, önce kişinin kurumda olduğunu söylemelerine rağmen, sonradan hastanede olduğunu söylemeleri, İzmir Barosu tarafından hastanelerin aranması sonucu yapılan araştırma sonunda kişinin hastaneye gitmediğinin ortaya çıkması üzerine bu kez çıkış işlemlerinin yapılmakta olduğunu belirtmelerinin ve ısrarlı sorular karşısında çıkışın akşam yapılacağını kabul edilmesine rağmen mesai saati boyunca görüşme yaptırılmamasının işkence - kötü muamele ihbarının doğruluğuna ilişkin kuşkuları arttırdığı ifade edildi.

İzmir Barosu, dilekçede belirtilen ulusal ve uluslararası mevzuat gereği ve deliller ışığında sorumluların TCK madde 94 ve TCK madde 257 başta olmak üzere ve re’sen gözetilecek diğer suçlar için soruşturma yürütülmesi ve faillerin cezalandırılmaları talepli suç duyurusunda bulundu.

Editör: TE Bilişim