İzmir Barosu Başkanı Avukat Özkan Yücel ''5 Nisan Avukatlar Günü'' vasıtasıyla Konak Cumhuriyet Meydanı'nda gerçekleşen avukatların ve basının da katıldığı çelenk verme töreninde Son Mühür mikrofonuna özel açıklamalarda bulundu. Yücel, hukukçuların geçirdikleri zor sürece rağmen vazgeçmeyeceklerinin altını çizerek ''teslim olmadık, biat etmedik, vazgeçmedik'' sloganını verdi.

Özkan Yücel'in konuşmasında öne çıkanlar şu şekilde;

Teslim olmadık, biat etmedik, vazgeçmedik


Biz baro olarak zaten meslektaşlarımızın ''5 Nisan Avukatlar Günü'nü'' kutladık. Çok  zor bir ülkede yaşıyoruz, maalesef ki bugün yaşadığımız koşullar baskıyı, özgürlüklere karşı yaklaşımları içeren, bütün yurttaşlar açısından hak kayıplarını doğuran bir süreç. Bu süreçte en çok avukatlara ihtiyaç duyuluyor, en çok avukatlara başvuruluyor, biz tarih boyunca hiçbir zaman hiçbir muktedirden korkmadan görev yapan bir mesleğin mensuplarıyız. Hnagi ülkeye bakarsanız bakın, tarihin hangi dönemine bakarsanız bakın bir özgürlük mücadelesini ve bunun temelinde de avukatların var olduğunu göreceksiniz. Bu ülke için de bu durum farklı değil. Bugün özgürlükten, demokrasiden, hukuk devletinden, insan haklarından yana ne varsa bunları savunan mahkeme salonlarında hiç kimseden korkmadan dile getiren hatta çoğu kez bu sebeplerle soruşturmaya ve kovuşurmaya uğrayan bir mesleğin mensuplarıyız. ''Bütün bu baskılar bizi yıldıracak mı?'' sorusunun cevabı bizim için çok net; asla. İzmir Barosu'nın yönetime geldiğimiz günden bu yana kullandığ bir slogan var, ''teslim olmadık, biat etmedik, vazgeçmedik'' Bu slogan, bu anlayış yönetimimiz boyunca devam edecek ve bundan sonraki faaliyetlerimize de bu anlayış iz bırakacak, bu anlayışla hareket etmeye devam edeceğiz.

Kısıtlama günleri gerekçesiyle genel kurulu yapmamıza onay verilmedi


 Zor zamanlar olduğunu biliyoruz ama bütün bu zorluklara rağmen biz demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti mücadelesinin arkasını bırakmak niyetinde değiliz. Maalesef ki bugün getirilen uygulamalar, demokrasiye karşı uygulamalar, özgürlüğe karşı uygulamalar bir yandan avukatlık mesleğini de, baroları da vurmuş durumda. Son olarak biz ilçe seçim kuruluna, geniş ayrıntılı biçimde, alacağımız bütün tedbirleri saymak suretiyle, genel kurulu açık hava tiyatrosunda yapacağımızı bildirmemize rağmen yine de kısıtlama günleri gerekçesiyle genel kurulu yapmamıza bu kez de onay verilmedi. Artık ne bulacağız bilmiyorum, stadyum mu bulacağız yoksa gidip çayır çimenlik alanda mı yapacağız yoksa yaptırmayacaklar mı? Bunu da kestiremiyoruz. Biz mücadele etmeye devam ediyoruz. Kararlıyız çünkü sandık muhattapların önüne gitmeli ve sandık karar vericiler, yetki vericiler o sandığı kullanarak geçmiş dönemin muhasebesini yapabilmeli ve geleceğe ilişkili beklentilerini hayata geçirebilmeli. Bunun için mücadele ediyoruz aynı zamanda. Kazanacağımıza inanıyorum, dediğim gibi zor bir süreç ama vazgeçmeyeceğiz. 

Avukatlar işini yaparken saldırıya uğruyor


Son dönemlere avukatlara yönelik saldırıların çokça arttığını siz de basın mensubu olarak görebiliyorsunuzdur. Maalesef ki iktidarın avukatı, müvekkille eşleştiren yaklaşımı ve avukata karşı kullandığı dil, ötekileştirme tavrı yurttaşa da geçmiş durumda. Her zaman ölüm gerçekleşmiyor belki ama saldırıya uğruyoruz, avukatlar işini yaparken saldırıya uğruyor... Avukatlar intihar ediyorlar, intihar vakalarının da oldukça fazla artışı var. Bütün bunlara işaret ettik, iktidara, karar vericilere ya da uygulayıcılara bütün bunların risklerini, tehlikelerini anlattık, bulunduğumuz her ortamda söyledik. Avukat sayısının bu kadar artmış olması, avukatların gelir olanaklarından yoksun bulunması, yoksullaşma, mesleki alanda kendini yeterince ifade edememe, ifade ettiğinde baskıyla ve zorluklarla karşılaşıyor olması, maalesef ki bugün yaşadığımız en büyük sorunlardan biri. Bu bir anlayış değişikliğini gerektiriyor. Ne zaman ki avukatlar savunmanın tarafı olarak görülür ve müvekkilleriyle özdeşleştirilmeden işlem yapılılırsa yurttaşa sirayet edecek bir yaklaşım söz konusu demektir. Biz  her zaman hukuka sahip çıktık, biz her zaman hukuk devletini önceledik, her zaman kendi rotamızı hukuk ilkelerinden yana belirledik. O yüzden bizim için duruşmalarda taraf yoktur, taraf hukuğun kendisidir, adil yargılanma hakkının kendisidir. Hangi suçla suçlanıyor olsun, yargılanan bir yurttaş adil yargılama hakkından yoksun bırakılamaz. Biz bunun hayata geçmesi için mücadele ediyoruz ama girdiğimiz davalar aldığımız işler, söylediğimiz söz bir biçimde soruşturmanın konusu yapılabiliyor. Bunun  değişeceğine inanıyorum, bu ülke değişmeye çoktan hazır, çok  şey değişecek.

Editör: TE Bilişim