İçinde yaşanılan binaların tasarım, inşa, denetim ve bakım süreçlerinin rant amaçlı yaklaşımlarla sürdürülmesinin, depremlerin yıkıcı sonuçlarla karşımıza çıkmasına neden olduğunu ifade eden İZİD Başkanı Feyyaz Sungur, bina yeri seçiminden başlayarak imar planlarının afet riskine göre hazırlanmasının önem arz ettiğini söyledi. Sungur, depreme dayanıklı yerleşim alanları ve yapılar tasarlamanın, üretmenin, deprem hasarları ve can kayıplarının azaltılmasının bilinen tek yolunun, mühendis, mimar ve şehir plancılığı hizmetlerinin eksiksiz bir şekilde uygulanmasına bağlı olduğuna dikkat çekti.  

2011 tarihinde Bakanlar Kurulu kararıyla uygulamaya konulan ‘Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı’ geciktirilmeden uygulamaya konulmasını isteyen Feyyaz Sungur, “Başta hastaneler, okullar ve kamu binaları olmak üzere kentimizdeki tüm kaçak, imara aykırı ve deprem riski içeren yapıları tespit edilmesi için il genelinde bir envanter çalışması yapılmalıdır. İzmir Deprem Master Planı yenilenmelidir. Tüm paydaşlarla birlikte il genelinde öncelikli risk grubunda yer alan yapıları belirleyerek, bu yapıların güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılması sağlanmalıdır. Son olarak 2018 senesinde çıkartılan imar barışı ile 31 Aralık 2017 tarihinden önce inşa edilen ve ruhsatsız olan ya da ruhsata aykırılık içeren yapılar için af getirilmişti. 6 Haziran 2018 tarihli Resmi Gazete ile yayımlanan 30443 sayılı karar ile imar barışı resmen yürürlüğe alınmış, başvuru yaparak yapı kayıt belgesi alan kişilere devlet tarafından yeni bir zeytin dalı uzatılmıştı. Yapı kayıt belgesi son başvuru tarihi 31 Aralık 2018 olarak duyurulmuş ancak sonrasında gelen yoğun talep üzerine bu süre uzatılmıştı. Yapılan son düzenleme ile 30 Haziran 2019 tarihine kadar imar barışı son başvuru tarihi uzatılırken, yapı kayıt belgesi son ödeme tarihi de 31 Aralık 2019 tarihine kadar uzatılmıştı. Kaçak yapılaşmayı teşvik eden imar affı düzenlemesi bir kez daha Meclisin gündeminde. ‘İmar Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ adıyla TBMM gündemine sunulan kanun teklifi söylentisi bile plan kararlarına aykırı ve kaçak yapılaşmayı tehdit etmektedir” dedi.

İmar Affı söylentisini fırsat bilip plan kararlarına aykırı, kamu arazilerinin talanına sebep olan yapılaşma faaliyetlerine yönelik ilgili tüm idareler tarafından hukuki süreçlerin başlatılması gerektiğine de değinen Feyyaz Sungur, “Sürekli yinelenen imar afları nedeniyle mevzuata aykırı şekilde yapılmış yapılar, yaşanan doğa olaylarını birer afete dönüştürmekte ve yüzlerce vatandaşımızın ölümüne sebep olmakta. Maddi ve manevi açıdan telafisi mümkün olmayan yıkımlar yaratmaktadır. Her imar affı sonrasında orman ve tarım alanlarımızla birlikte doğal karakteri, kültürel ve tarihi kimliği korunacak alanlarımız azalmakta ve zarar görmektedir” şeklinde konuştu.

Editör: TE Bilişim