İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin grup toplantısında konuştu. Akşener'in konuşmasının satırbaşları şöyle:

"İktidarın boş konuşmalarla, öfke nöbetleriyle geçirdiği bir haftayı geride bıraktık. Sayın Erdoğan ve arkadaşları dertli çiftçilerimizi görmezden geldi, siftahsız esnaflarımızı duymazdan geldi, borç batağındaki emeklileri görmezden geldi. Artık bu durumu yadırgayamıyoruz. Artık tutmadıkları vaatleri unutturacak sözleri, dertlere derman olacak çözümleri kalmadı. Sayın Erdoğan ve partisinin milletimize verecek hiçbir şeyi kalmadı.

Hal böyle olunca Sayın Erdoğan'ın çaresizliği gülünç bir hal almaya başladı. 'Fahiş fiyat artışlarını biz çözeriz' dedi. Sabah şeriflerin hayrolsun Sayın Erdoğan, 20 yıldır neredeydin sen? Şimdiye kadar çözdün de elini tutan mı oldu? 999 haftadır çözememişsin, sorun olup memleketin üzerine yağmışsın şimdi 'Biz çözeriz' diyorsun. Her ağzını açtığında döviz zıplıyor, sen ısrarla faiz sebep enflasyon sonuçtur saçmalığını söylemeye devam ediyorsun. Bu olağanüstü empati yeteneğinle sen neyi çözeceksin? Tarlasına küsmüş çiftçiyi nasıl zengin ettiğinden bahsediyorsun, sen neyi çözeceksin? Saraya doldurduğun bol maaşlı beceriksizlerle neyi, nasıl çözeceksin?

Maalesef çözemezler, bu beceriksizlikle, cahillikle çözemezler. Sayın Erdoğan dedi ki, 'ABD ve AB enflasyon kırılıyor, bizim öyle bir derdimiz yok' dedi. Üstelik bunu Türkiye dünyanın en yüksek 6'ncı enflasyonu olarak söyledi. Hızını alamayıp, 'Gelişmiş ülkeler bir anda 5-7 kat enflasyon gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalmıştır' dedi. Şu aymazlığa, utanmazlığa bakar mısınız? Allah kimseyi bu duruma düşürmesin.

"CİDDİYETE DAVET EDİYORUM"
Japonya'daki ekonomik durum hakkında bir derin hassasiyete sahipler. Japonya'dan bir örnek vermek istiyorum. Japonya'da yıllık enflasyon yüzde 0,1'den yüzde 0,6'ya çıktı. İşte Sayın Erdoğan'ın bahsettiği 6 katlık enflasyon artışı. Enflasyon canavarı Japonya'yı esir almış. Diğer ülkelerde durum daha vakim. Suudi Arabistan'da yüzde 1,2'ye, Endonezya'da 1,9'a, Fransa'da 2,8'e, Euro bölgesinde yüzde 5'e, Güney Afrika'da yüzde 5,5'a dayanmış, ABD'de yüzde 7, Meksika yüzde 7,4, Rusya'da 8,4.

Dünyada böylesi vahim bir kriz söz konusuyken bizde durum nasıl? Bizde enflasyon teğet geçmiş; yüzde 36. Şu ciddiyetsizliğe, iş bilmezliğe bakar mısınız? Doğrudur, oransal olarak bakıldığında yüksek enflasyon artışları var. Bu Türkiye'deki enflasyonu meşrulaştırabilir mi? Sayın Erdoğan'ı acilen ciddiyete davet ediyorum. Ya abuk sabuk açıklamaları bırakın ya da sandığı getirin milletimizi bu iş bilmezlikten çekip çıkaralım. Ayıptır günahtır böyle devlet yönetilmez.

"ENDİŞEYLE TAKİP EDİYORUZ"
Bu iş bilmezliğin bir benzerini de faizle mücadelede görüyoruz. Sayın Erdoğan kafayı politika faiziyle bozdu. Mesela Hazine'nin borçlanma faizi mart ayına göre 10 puan arttı. Dosya masraflarıyla birlikte ihtiyaç kredilerindeki faiz oranları yüzde 50'ye ulaştı. Sayın Erdoğan'ın güven veren ekonomi modelinin bir yansıması olarak hiç kimse enflasyonun ineceğine inanmıyor.

Devleti 70 Cent'e muhtaç eden AK Parti iktidar, kapitülasyonlara benzer tavizler vererek ömrünü uzatmaya çalışıyor. Öyle tehlikeli adımlar atmaya başladılar ki gelişmeleri endişe ile takip ediyoruz.

"İMRALI'DAKİNİ ÇIKARMANIN PEŞİNDEYSEN..."
Yargılaması süren Selahattin Demirtaş'ı terörist başı Abdullah Öcalan'a şikayet etti. Rezalete bakar mısınız? Neymiş, en büyük hesabı İmralı'daki kesecekmiş. Bu memlekette bir hesap kesilecekse onu Türk yargısı kesecektir. Makamının ciddiyetinin farkına var. AK Parti Genel Başkanlığı fikrinden kurulamadın gittin. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı böyle abuk sabuk konuşamaz, kendine gel. Geçen sefer mektupla işi kurtarmaya çalışmıştın, bu sefer başka oyunlar peşindesin. Eğer İmralı'dakini çıkarmanın peşindeysen orada duracaksın. Sakın ha... Seçim kazanmak için böyle bir kötülüğü memlekete yapmaya kalkma. Belki küçük ortağını ikna edebilirsin ama böyle hainliğe yeltenirsen karşında bizi bulursun. Bu memleketi senin seçim kazanma hırsına ezdirmeyiz.

TARIM VE EKONOMİDEKİ SORUNLAR
İktidarın yanlış politikalarından ihracatçı da nasibini aldı. İhracatçı artık dövizi devrettikten sonra yine piyasadan döviz almak zorunda kalacak. Peki ya ihracatçı parayı getirmezse ne olacak, bunu hiç düşünmemişler.

İhracatı kısıtlayarak meyve, sebze fiyatlarını düşüremezsiniz. Yurt dışında pazar kaybedersiniz. Bizi dinlemiyorsanız ihracatçıyı, çiftçiyi dinleyin. Rusya meselesini çözün. Sorun teknik ise bürokratlarınızı değiştirin, sorun siyasi ise Sayın Erdoğan dostu Putin'i arasın.

Sayın Erdoğan konuşmaya gelince bizden kopya çekip, tarımın milli güvenlik sorunu olduğunu söylüyorsun. O zaman bir zahmet o koltuğun hakkını ver, kendin çözüm bulamıyorsan bizim çözümlerimiz hazır. Açın izleyin, feyz alın.

GENÇLERİN YURT SORUNLARI
Bugün maalesef hayatımızın her alanında bir mücadele halindeyiz. En gerekli ihtiyaçlarımızı karşılamak için mücadele ediyoruz, hayatta kalmak için mücadele ediyoruz. Eşit olmayan şartlarda gençlerimiz eğitim görüyorlar, herkesin farklı çizgilerden başladığı bir garip sınava giriyorlar. Üniversiteye başlayınca her şey düzelir sanıyorlar. Ancak sonra acı gerçeklerle yüzleşiyorlar.

Biz İYİ Parti olarak oy kaygısı güderek değil, gençlerimizin probelmelerini nasıl hafifletiriz diye çözümler üretiyoruz. İYİ yaşam gelir modelimizi açıklamıştık. KYK borçlarının sosyal sorumluluk projeleriyle ödenmesi çözümünü açıklamıştık. Bu hafta da yurt sorununun çözümü için projemizi açıklayacağız.

Üniversiteli öğrencilerimizin yaşadığı barınma problemi en güncel örneklerden biri. KYK'ya bağlı 773 yurt 700 bin öğrencimize barınma imkanı sunuyor. 2016 yılından beri yurt sayısında artış görülmemiş. İktidar bu önemli alanda da taşeronlaşmaya gitti. Kalacak yer bulamayan öğrenciler özel yurtlarda barınmak zorunda kalıyor. 2021 verilerin göre 4 bin 614 özel yurt bulunuyor. 440 bin öğrenciye barınma hizmeti sunabiliyor.

Türkiye'de en çok öğrenci İstanbul'da yaşıyor. Öğrencilere yetecek kadar yurt yok. 1,2 milyon öğrenci bulunuyor. Devlet yurdu sayısı sadece 21. 24 bin öğrenciye hizmet veriyor. İktidarın gençlerimizi bile bile mahrum bıraktığı barınma hizmetini de özel yurtlar dolduruyor. Sayıştay raporlarına göre devlet yurdu diye kiralanan binalar deprem yönetmeliğine uygun değil, ısıtma sistemleri çalışmıyor.

Gençler, KYK yurtlarının kalitesinin düşük olduğunu, odalarının hapishaneye benzediğini, internetin yavaş olduğunu, tubvalet ve duşların yetersiz olduğunu, yemeklerin sağlıksız olduğunu söylüyorlar. Sanki bir hapsane koğuşuna bakıyorsunuz gibi. İşte iktidarın genç kızlarımıza reva gördüğü yurtlarımız. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin gençlerine reva gördüğü yaşam alanı bu olamaz.

Bizim devletimiz öğrencilere yurt yapmaktan aciz midir? Geleceğin mühendisine, avukatına, öğretmenine barınabileceği bir yuva sunmaktan yoksun mudur? Devletimizin gençlere bu ortamı sağlayacak gücü var. Bu acizliğin tek sebebi iktidarın iş bilmezliğidir.

Ben böyle konuşunca Sayın Erdoğan'ın sinirleri bozulacak. Türkiye'nin en büyük şantiye şefi Sayın Erdoğan. İnşaatları konusunda çok hassastır. Çünkü malum en büyük meziyeti, önceki hükümetlerden daha fazla inşaat yapmış olmasıdır. Yurtlar yeterli mi değil mi onun cevabını ver. Devlet yurtları neden var? Fırsat eşitliği için var. Ama son 3 yılda öyle bir yokluk yaşattın ki ailelerin özel yurtlara verecek parası yok. Öğrencilerin kirada oturacak paraları yok. Ev bulamayıp sokakta kalan o da oldu. Devlet yurtlarında 10 kişilik koğuşlarda kalanlar var mı, o da var.

Sayın Erdoğan biz ne diye bu kadar vergi, KDV ödüyoruz? Bir araba alınca iki araba parası vergiyi neden ödüyoruz? Sen sarayda otur, 5'li çetenin borçlarını affet diye değil. Biz o kadar vergiyi bir öğrencimiz eğitimden mahrum kalmasın diye ödüyoruz.

Neden biz ısrarla bu yurt hizmetinin devletin vermesi gerektiğini söylüyoruz? Türkiye'de özel yurtların sayısı devlet yurtlarının 6 katı. Bu devlet yurtlarının en çok kapatıldığı yıl, 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünün olduğu yıl. 2016-2017'de 900'e yakın özel yurt kapatılıyor. Bu yurtlara izin verenler, dar gelirli öğrencilerimizi göz göre göre FETÖ'nün kucağına itenler bunun hesabını vermek zorunda. Bu konu sadece bizi değil, milletimizi de rahatsız ediyor.

Metropoll'ün araştırmasına göre vatandaşların 63 devlet yurtlarının yetersiz olduğunu, yüzde 73'ünü cemaat yurtlarının yanlış olduğunu, yüzde 83'ü ise bu yurtlara vermek istemediğini söylüyor. Yapılan bütün araştırmalarda yüzde 80'e varan oranlarda milletimiz bu eylemi yapmanı bekliyor.

İYİ Parti olarak biz devletin tüm öğrencilere barınma hizmeti sunması için yeterli gücü olduğunu biliyoruz. Gençlerimiz de devletin kapsayıcı gücünü hissedecek, kendini güvende hissedecek. İYİ Parti iktidarında yurtlar ücretsiz olacak. Yurt yemekleri ücretsiz ve sağlıklı olacak. Yurt odalarını gelişmiş ülkelerdeki konforu geçecek şekilde yeniden tasarlayacağız. Yurt odaları 2 kişilik olacak. Her yurtta öğrenci kapasitesine göre çalışma ortamı, bilgisayar odası, kütüphane yapılacak. Hızlı, kotasız internet hizmeti sağlanacak. Siyasi sebeplerle yurttan atılma tehditleri son bulacak. Sosyal medya hesapları takip edilmeyecek. Giriş-çıkış saatleri sosyal hayatı etkilemeyecek düzeye çekilecek. Bir bina olarak değil, çok yönlü bir kampus olarak tasarlayacağız. Yurtlarda düzenli olarak kültür, sanat, spor faaliyetleri düzenlenecek."

Editör: TE Bilişim