İran’da Mahsa Amini’nin öldürülmesinin ardından ülke genelinde başlayan protestolar tüm dünyanın gözlerinin İran’a çevrilmesine neden oldu. İran’dan yükselen özgürlük çığlığına ses veren isimlerden biri olan Eğitimci Maryam Gharakhani Son Mühür Tv’ye konuk oldu. ‘Gün Başlıyor’ programına katılan Maryam Gharakhani Pazar günü saat 16.30’de İran’daki kadınlara destek olmak için Gündoğdu Meydanı’nda düzenleyecekleri eyleme destek vermeye çağırdı
Maryam Gharakhani İran’daki tutucu ve baskıcı ortama rağmen akademisyenliğe uzanan yaşam yolculuğunu anlattı. Henüz çocuk yaşta evlendirilmesi ardından kocasından zorla izin alarak büyük zorluklara rağmen eğitimini tamamlaması ve çalışma hayatına atılmasını anlatan Gharakhani’nin söyleşisinden öne çıkan detaylar şunlar…
16 YAŞINDA EVLENDİRİLDİM
2012’de Türkiye’ye geldim. 16 yaşındaydım evlendiğimde. Okulu çok merak ediyordum. Sekiz sene sonra eğitimime devam edebildim. İçimce bir coşku vardı. İki çocuğum oldu. Bir gün küçük çocuğum kreşten ağlayarak geldi ve öğretmeninin sınıfta ayrımcılık yaptığını söyledi. O gün eğitimci olmaya karar verdim. Kocama o gün bir mektup yazdım, bana eğitimimi için izin vermesi yönünde. Bir ay haber bekledim. Sonra üniversiteyi kazandım. Bambaşka şeyler yaşadım. Çalışmaya başladım. Çok zor yıllardı.
UYKUSUZ GECELER
 Severek yapıyordum, çok başarılıydım, geceleri doğru düzgün uyumuyordum. Hayatta önemli olan şeyler istek, azim, çaba varsa dünya sizindir diye öğrencilerime de söylüyorum. Öğrencilerime en son hedefe bakmayın, basamak basamak gidin. Önünüzdeki engeli aştığınızda işiniz daha kolaylaşacaktır diyorum. Benim zamanımda İran’da bir kadın eğitim alabilmek için muhakkak kocasından izin almak zorundaydı. 


PASAPORT ALIRKEN BİLE İZİN GEREKİYORDU
İran’da kadın pasaport alırken eşinin izin vermesi gerek. O da 5 sene. Her 5 senede bir o iznin tekrarlanması lazım. Öğrencilerim sayesinde Avrupa’ya gittim. George Orwell’in 1984 kitabın Avrupa’dan döndüğümde İran’daki öğrencilerime okutmaya başladım. İran’da edebiyat dersi veriyordum. İki hafta sonra rektörlükten beni aradılar. Neden bu kitap diye? Çünkü yasaklı bir kitaptı. Üniversiteden uzaklaştırıldım. 
KATİP ÇELEBİ ELEMAN ARIYORDU
İran’da çalışma imkanım kalmayınca yurt dışına gideyim diye düşündüm. Erkek kardeşim Türkiye’ye gidip geliyordu. Eşime ben de Türkiye’ye gideyim dedim. Doktora yapan bir öğrencim vardı. Dedi ki Katip Çelebi benim branşımda öğretmen arıyor. Ben de başvurdum. 

BENİM DERDİM SAÇIM DEĞİL!
Artık dini kullanarak inançları çalıyorlar. Biz dedik ki, saç nedir? Benim derdim saçım değil ki. Benim derdim beni insan olarak görmen. İranlılar buraya gelip ev almak, ev kiralamak istiyorlar. İlk soruları evler neden bu kadar küçük oluyor. Çünkü İran’da kadınlar dışarıya bir cafeye gidemiyorlar. Orada evler o yüzden çok büyük. Şah döneminde çocuktum, çok iyi hatırlıyorum, biz protesto yapıyorduk. Devrim dönemini de gördüm, savaş dönemini de gördüm. İran’da en kötü şeyler halka bırakılmış, iyi olan şeyleri onlar ve aileleri alıyor. ABD düşman değil mi? Neden onlar çocuklarını oralarda okutuyor? Eşitlik istiyoruz. Bir erkek bir bardak su içebiliyorsa ben de içebilmeliyim. Kararları ben tek başıma verebilmeliyim. Bir koca, bir baba, bir erkek kardeşten izin almak zorunda kalmamalıyım. 
GÜNDOĞDU’YA BEKLİYORUZ
Biz her hafta protesto yapıyoruz. İnsanların bizim sesimizi duymalarını istiyoruz. İran’da katliam oluyor. Sadece ve sadece normal bir hayat istiyorlar. Ben İran’ın bölüşmesinden yana değilim. İran zaten bölüşmez. Pazar günü Alsancak Gündoğdu meydanında saat 16.30’de İran’a değil, çocuklara, annelere, özgürlük için destek vermeye davet ediyorum.

Editör: TE Bilişim