HKP İzmir İl Örgütü ve İPSD İzmir Şubesi yeni yılın ilk gününde İşsizliği, pahalılığı ve zamları protesto eylemi için sokağa çıktı. 1 Ocak Pazar günü saat 16.00’da Karşıyaka Çarşı içinde toplanan eylemciler buradan sloganlarla yürüyüşe geçti. Halkın yoğun ilgisi ve alkışları eşliğinde devam eden yürüyüş eylemin yapılacağı Karşıyaka Çarşı girişinde son buldu. İPSD İzmir Şube Yöneticisi Gürcan Dalıcı'nın canlandırdığı; işsizliği, pahalılığı ve Asgari Ücret Orta Oyununu hicveden “Aş Değil Taş Yiyin Sofrası” ve ilgi ile izlenen gösteriyle devam etti.   

Gösterinin ardından İPSD İzmir Şube Başkanı Nesibe Gençer ve HKP Genel Sekreter yardımcısı ve İzmir İl Başkanız Av. Tacettin Çolak birer konuşma yaptılar.  

İPSD Başkanımız Nesibe Gençer konuşmasında şunları söyledi: 

“Yeni yıl güzelliklerle yeni umutlarla gelsin diye beklerken daha ocak ayına başlamadan yeni yılın zamları geldi. Hayata dair yeni umutlarımızı, hayallerimizi, gelecek güzel günlere ilişkin beklentilerimizi, hayat pahalılığı gıda fiyatlarındaki artışlar yetersiz ve sağlıksız beslenme, iğneden ipliğe yapılan zamlar ne yazık ki filizlenip yeşermesini engelliyor. AKPgillerin uyguladığı ekonomik politikalar, ekonomik krizin daha da katmerlenmesine sebep oluyor. Çocuklarımız yetersiz ve sağlıksız beslenmeden kaynaklı sıkıntılar yaşıyor. Halkımız temel gıda fiyatlarındaki artışa yetişemez durumda. Cumhuriyet tarihinde hiçbir döneminde olmadığı kadar hayat pahalılığı arttı. Halkımız işçisiyle köylüsü ile emeklisi ve ev kadınıyla İşsizlik ve Pahalılık cehenneminde kıvranıyor. Asgari Ücret, Açlık Sınırının altında kaldı. 2023 yılı için asgari ücret 8. 506 TL olarak açıklandı. Oysa 4 kişilik bir ailenin sadece dengeli beslenmesi için yapması gereken aylık harcama tutarı yani Açlık Sınırı 9 bin 59 TL Yoksulluk Sınırı ise 26.124 TL. Bu rakamlar gösteriyor ki 2023 yılında da halkımız açlık ve yoksulluğu iliklerine kadar yaşayacak. Türkiye'de 14,8 milyon kişi yetersiz besleniyor. Yeterli ve güvenli gıdaya erişemiyoruz. Eğitim sendikaları akademisyenler, AKP’gillere çocukların okullarda aç kaldıkları uyarısını yapıyor. En az 2 öğün yemeğin ücretsiz verilmesi gerektiği vurgulanıyor. Ancak kendi servetlerine servet katan Kaçak Saray’da bin odalara sığamayan iktidar, tüm bunlara kulaklarını tıkamış durumda. Burada dile getirdiklerimiz en temel insan haklarıdır. İnsan onuruna yarışır yoksunluk hissi çekmeden halkımızın ve yarınımız olan çocuklarımızın sağlıklı bir şekilde yaşamaları sağlanmalıdır. Bunun yolu ucuz devlet olmaktan geçer. Ucuz devlet sosyal ve ekonomik koşulları iyileştiren insanların mutluluğunu hedefleyen devlettir. 

Ancak varlık sebebi Parababalarının sömürü ve soygun düzeninin devamına hizmet etmek olan iktidar ve onun bürokratları, üç beş yerden ballı maaşlar alırken emekçi halkımıza açlık sınırının altında bir yaşam dayatıyor. Oysa geçen yıldan bu yana temel tüketim ihtiyaçlarımıza %300’ün üzerinde zam yapıldı. Yani başka bir deyimle alım gücümüz %300 düştü.  

Artık bıçak kemiğe dayandı. Açlık Sınırının altında bir yaşamı hak etmiyoruz. Yoksulluk kaderimiz değil, kaderimiz olamaz. Ülkemizin yeraltı ve yerüstü zenginlikleri gerçek anlamda adil bir şekilde dağıtılırsa, yani yerli-yabancı Parababalarına, yandaşlara peşkeş çekilmezse o zaman refah içinde yaşayabiliriz. Bunun için de Parababalarının sömürü ve soygun düzenine son verip Halkın İktidarını kurmak gerekir. Bu vurgunlar ve soygunlar düzenine son verecek olan halkın örgütlü gücüdür. Unutmayalım ki Örgütsüz Halk Köle Halktır, Örgütlü Halk Yenilmez. Hür, güçlü, mutlu bir Türkiye için örgütlü mücadeleye.” 

Daha sonra söz alan, HKP Genel Sekreter Yardımcısı, İzmir İl Başkanı Av Tacettin Çolak da şunları söyledi; 

“Sevgi ve saygıdeğer İzmir halkı!  

Burada neredeyse haftada bir ülkemizin, özellikle emekçi halkımızı derinden ilgilendiren sorunlara dikkat çekiyoruz. İzmir’in işgalinin yıldönümünde de batılı emperyalistleri ve onların uşaklarını lanetliyoruz. 9 Eylül Zaferimizi kutlamak için buraya geliyoruz. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı sahipleniyoruz. 19 Mayıs’ı sahipleniyoruz. Maalesef emekçi halkımız hala korku iklimini yırtabilmiş değil. Bugün bu kazıklar sana, bana, hepimize Parababalarının iktidarı tarafından, bir avuç sermayedar tarafından her yıl, her ay gönderilen kazıklardır. Bu kazıklar, halkımıza işsizlik olarak yönlendirilen kazıklardır, pahalılık olarak her gün can evimizden yaşadığımız kazıklardır. Çocuklarımız okula giderken ceplerine harçlık koyamadığımız günlerde yaşadığımız kazıklardır. Ama maalesef halkımız bu korku iklimini kırmadığı sürece, korkuya teslim olduğu sürece daha çok kazık yiyeceğiz. Televizyondaki bu siyasilerin konuşmalarını beyninizden süzerek algılayın. Açıkça dalga geçiyorlar 85 milyonla, aklıyla alay ediyorlar insanlarımızın. Asgari Ücret sözde %54, 60 oranında artırıldı. Oran olarak baktığımızda büyük bir artış değil mi? Yani bu iktidar koltuğunun en tepesinde oturan vatandaş ne diyor? “Allahın izniyle rahatlatacak bir zam yaptık” diyor. Yanına aldığın sarı sendikacılar ve patronlarla insanların aklıyla dalga geçiyorsun. Sarı sendikacılarla pazarlık yapıyorlar aman ha 8 bin liranın üzerine çıkmayın diye. Neden? Çünkü sarı sendikacıların yıllardır imzaladıkları toplu sözleşmelerle alınan ücretler Asgari Ücretin altında kalacak ta ondan. Onun için de hükümete beni kurtar diyor.  

Bir koli yumurta 90 lira olmuş, memleket tarım ülkesi artık samanı bile ithal ediyoruz. Savaş halindeki Ukrayna’dan tahıl aldık diye, tahıl gemilerini geçirdik diye sahte kahramanlık yapıyor. İşte sembolik olarak arkadaşlarımızın sebze, meyve ve temel gıda ürünlerini betimledikleri bu pahalılık ortamı da kendini gösteriyor. Artık pazardan alışveriş yapmak için, pazar filemizi doldurmak için neredeyse bir haftalık çalışmamızın karşılığını harcamak zorundayız. Kiralar almış başını gidiyor. Ondan sonra kalkıyorlar bu ülke uçuyor diyorlar. Nereye uçuyoruz uçuruma doğru. İşte bunu görmemiz lazım. Bunların sahte kahramanlıklarıyla bir yere varılamaz. EYT’lilere sözde emeklik hakkı tanıdılar. Ona da sınır getirerek, 8 Eylül 1999 tarihinden öncesine bu hakkı tanıdılar. Bir zamanlar ne diyordu “ Ben iktidarda kaldığım sürece, bunu kimse yaptıramaz” diyordu. Peki şimdi niye yapıyorsun, çünkü seçim sath-ı mailine girildi oy avcılığı peşindesin. Peki o insanlara verilecek emekli maaşı ne kadar olacak, hatta mevcut emeklilerin maaşı ne kadar?  

Asgari Ücretin 8 bin beş yüz değil 18 bin beş yüze çıkartılmasının da bir anlamı yok. Çünkü hayat pahalı olmadığı sürece ücretlerin rakamsal artmasına gerek yok zaten.... " 

  

Editör: TE Bilişim