İstanbul Tabip Odası (İTO), Türk Tabipleri Birliği’nin çağrısıyla "Karanlığa karşı önlüğümüzün beyazına, özlük haklarımıza, halkın sağlık hakkına sahip çıkıyoruz. Emek bizim söz bizim" diyerek İstanbul'dan Ankara'ya "Beyaz Yürüyüş" başlattı. 

"Beyaz Yürüyüş" başlangıcını Kadıköy İskele Meydan'da bir araya gelerek gerçekleştiren hekimler, yürüyüşü hekimlerin insanca, güvenli ortamlarda çalışabilmesi, özlük hakları, halkın sağlık hakkına sahip çıkmak talepleriyle düzenliyor. Hekimler, Kocaeli, Bursa, Eskişehir ve son olarak Ankara'da açıklama yaparak "Beyaz Yürüyüş"lerini sonlandıracaklar. 

Açıklamaya HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Elif Bulut, EMEP Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, İstanbul Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Deva Partisi, KESK, DİSK, Ses, Eczacılar Birliği, Diş Hekimleri Birliği, Veterinerler Odası, Eğitim-Sen katıldı. 

Hekimlerin Koronavirüs sürecinde duygusal ve fiziksel yükünün ağırlaştıdığına dikkat çeken TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, yağmurlu havaya rağmen hekimleri Ankara'ya uğurlamaya gelenlere teşekkür ederek, "Yalnız olmadığımızı hep birlikte var ettiğimiz biricik örgütümüzün gücüyle, tüm emek ve demokrasi güçlerinin, toplumla birlikteliğin verdiği umutla hissediyoruz" dedi. 

"Bu çöküşün önüne katıp bizden götürdüklerini görmek, göstermek ve ona karşı mücadele etmek de hepimizin sorumluluğu"

Sağlık sisteminin piyasalaştırılmasına,  sağlık çalışanlarının emeğinin değersizleştirilmesine karşı uzun soluklu, inişli çıkışlı mücadelelerden geçtiklerini belirten Fincancı, "Sağlığı çökerten dönüşümü tümüyle durduramasak da gerçek yüzünü en başından beri gösteren bir meslek örgütünün Türk Tabipleri Birliği’nin emekçileri olmaktan hep onur duyduk. Bu çöküşün önüne katıp bizden götürdüklerini görmek, göstermek de ona karşı mücadele etmek de hepimizin sorumluluğu oldu. Bugün mesleğimize, emeğimize yönelik saldırılara, bize dayatılan karanlığa karşı önlüğümüzün beyazına sahip çıkmak için yürüyüşümüzü başlatıyoruz" diye konuştu. 

"Genç meslektaşlarımız ülkede hekimlik yapmaktan vazgeçiyor, kendi topraklarını terk edip göçmenliğe zorlanıyor" 

Ülkede hekimlik mesleğinin tüm değerleriyle birlikte tüketildiğini belirten Fincancı, "Hekimler hızla dönen bir çarkın dişlisine dönüştürülürken, 'Artık geçinemiyoruz' diyen meslektaşlarımız yabancılaştıkları emeklerinin karşılığını alamazken, en ağır işkolunda çalışan işçiden daha uzun saatler boyu hem de ölümüne, güvenlik alanında görev yapanlar kadar can korkusuyla, şiddete uğrama tehlikesiyle çalışmaya zorlanıp, baskılar, yıldırma ve değersizleştirme ile baş başa bırakılırken, genç meslektaşlarımız artık bu ülkede hekimlik yapmaktan vazgeçiyor, kendi topraklarını terk edip göçmenliğe zorlanıyor" dedi. 

Fincancı konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:

"Biz gücümüzü hep mesleğimizden aldık"

"Emeğin yok sayıldığı, mesleğin değersizleştirildiği şartlara rağmen, tıp fakültesine başladığımız ilk günleri, mesleğe coşkuyla başladığımız o ilk an birlikte yaşadığımız ortak duyguyu, beyaz önlüğü giydiğimiz ilk günün heyecanını hatırlayalım hadi yeniden. Biz gücümüzü hep mesleğimizden aldık. İnsandan yana, yaşamdan yana bizim değerlerimiz. Her sözümüzü hekim olmanın gerekliliği ile dillendirdik. Salgın dönemi, mesleki özerkliğimizin, etik ilkelerimizin değerini ortaya çıkarmanın yanında, sağlığın nasıl başat bir rol oynadığını, yaptığımız mesleğin anlamını, önemini bir kere daha hepimize ve tüm insanlığa gösterdi. Bugün bu gerçekleri tüm çıplaklığı ile görmüşken ortak değerlerimizi, mesleki mücadelemizi, coşkumuzu, ortak umutlarımızı, taleplerimizi de göstermenin, sağlıktaki bu çöküşe artık dur demenin günüdür.

Bugün tüm meslektaşlarımıza, biz birlikteysek umut var demenin günüdür. Sözümüzü büyütelim, emek bizim, söz bizim diyerek 'Yeni Türkü' ye selamla Meral Özbek’in sözlerini çınlatalım yollarda: “...Yürüyelim şarkılarla/ İsyan ederken/ Yürüyelim alkışlarla/ Meydan okurken."

Editör: TE Bilişim